Ey Cep Telefonu Sen Nelere Kadirsin!

               (Başları öne eğdiriyor ve susmayı öğretiyorsun!)

İnsanları manevi, ahlaki, siyasi, sosyal yönden etkilemek ve eğitmek üzere devlet dışında da kurumlar ve kuruluşlar olmuştur ve elanda bu amaçla çalışan  kurumlar ve sosyal gruplar vardır. Dünyada bu amaç için tarihte  etkili ve büyük tarikatler  kurulmuş ve bunlar bu sahalarda  büyük roller oynamışlardır. Bunlardan bazıları günümüzde de bu rollerini sürdürmeye devam ediyorlar. Bunların başında;  Sion Tarikatı, Sion - Gül Haç tarikatı, Illuminati Tarikatı, Tapınakçı şövalyeler,  Kutsal Haç Piskoposluğu ve Opus Dei,  Masonluk, Kuru Kafa ve Kemikler Tarikatı,  Trilateral komisyon,  Bohemian klübü , Moon Traikatı, Budha, konfüçyüzim… gelir.

 Ülkemizde de ha keza: insanları ve toplumu etkilemek, kendi görüşleri doğrultusunda eğitmek için değişik dernekler, vakıflar, odalar, tarikatler cemaatler oluşmuşmuştur.  Nakşilik, kadirilik, mevlevilik, nurculuk, bektaşilik, ahilik mazide ve bu günde etkin kurumlardır. Bunların yanında ADD,  ÇYDDD gibi dernek ve vakıflar da  kendi görüşleri doğrultusunda insan yetiştirmek için çaba sarfeden etkin kurumlardır.

          M.Ö 2500 DE DE TOPLUM BOZULDU DENİYORDU
   . 
 “Toplum çok bozuldu, ahlak çöktü, böyle giderse başımıza taş yağacak, Eskiden böylemiydi ya!” diyerek maziyi kuru kuruya övenlerden değilim. M.Ö 2500’ lü yıllarda çıkan bir tablette de buna benzer şeylerin yazıldığını bilenlerdenim.
       Toplumlar ve insanlar öz olarak “muhafazakârdırlar” Hiçbir toplum, halkın çoğunluğunu etkileyecek buluşlara başta olumlu bakmamışlardır.
Tren ilk çıktığında taşıma işi ile uğraşan esnaf ve köylüler ona düşman gibi davranmışlardır. Esnafın karşı çıkma nedeni belli! Köylüler niye karşı çıkıyor? Onlarda köylerinden büyük bir gürültü ile geçen bu canavarın ineklerine ve tavuklarına zara vereceğini düşünmüş olmalarındandır. Konya ya ilk bisiklet geldiği zaman buna “şeytanarabası” ismini veren ve onun revaç bulmasına engel olmaya çalışan esnaf grubu hangisi biliyor musunuz? Kunduracı esnafı. Niye? Çünkü onlara göre bu alet insanların ayağını yerden kesecek, bu da ayakkabıların eskimesini engelleyecek… Tıpkı hattatların matbaaya karşı çıkması durumu.

  Geçen gün sabah namazından çıktıktan sonra bakkala ekmek almaya doğru gidiyorum. Bizim mahalledeki kız İHL okuluna gitmek üzere otobüsten inen 5-6 kişilik başörtülü genç kız, al laleleri andıran renkteki örtüleri ile karşıdan göründüler. Sabahın bu erken vaktinde benden  başka kimseciklerin olmadığı, kenarı evlerden hali bu yolda kızlarımızın başlarının önde, çıt çıkarmadan, birbirleri ile bile hiç konuşmadan yürümeleri beni çok etkiledi. Kendi kendime; “maşallah! Maşallah!Bu ne yüce, bu ne erdemli bir davranış” dedim. Modern çağa inat sessizliği, çağdaş kızlara, feminist hanımlara inat başı önde yürümeyi tercih eden bu hanımlar beni büyük bir sürura gark etti…O anda içimde geleceğimiz adına büyük ümit tohumları kök salmaya başladı…
Heyhat! Sevincim en fazla birkaç dakika sürdü. Çünkü onlara yaklaştığım zaman gördüm ki onların başlarının önde yürümesinin sebebi ellerindeki cep telefonları ile meşgul olmaları. Arkadaşları ile bile konuşamamalarının nedeni de yine aynı. Biraz önce içime ekilen ümit tohumlarının hemen büzüşmeye başladığını hissettim.
Yan yana oturduğumuz ailemizle ve insanlarla irtibatımızı kesip bizi "az konuşan" güzelliğine kavuşturan, fakat buna karşılık  çok uzaklardan bizi arayan veya mesaj atan insanlarla rabıta kurduran; Aile ve şirket toplantılarında, yolda yürürken, araçlarda seyahat ederken bizi katiyen yalnız bırakmayan ve bizi "dilini tutanlar" listesine yerleştiren buna karşılık konferanslarda konuşmacıya, camide normal namazda, musallada cenaze namazında ibadetlerimize çaldığı müziklerle eşlik ederek adeta orkestra görevi yapan cep telefonun kızlarımız üzerinde  nasıl büyük bir etki sağladığını da bu hadise ile öğrenmiş oldum. Sadece bunlar mı, hayır. Yatarken baş ucumuzdan ayrılmayan, gece uykularımızı bölen, sık sık gönderdiği mesajlarla bizi yönlendiren Cep telefonu, Tarihte hiçbir kuruma, tarikata, insanları eğitmek üzere örgütlenen teşkilata nasip olmayan bir güce ve yaygınlığa kavuşmuş durumda. Bu nedenle bence günümüzde ve tarihte Cep telefonu kadar güçlü, etkili, üye  sayısının çokluğu açısında emsalsiz, uğruna bu kadar zaman ve para harcanan başka bir kurum, kuruluş, dernek, vakıf, tarikat ve alet yoktur. Bu sebeple  diyorumki: "İnsanların yolda başları önde yürümesini sağlayan ve  topum içinde diline sahip olmayı öğreten sensin. Ey cep telefonu! Sen bizim her şeyimizsin! "

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum