Hoş geldin.

Yine geldin. Ne de güzel geldin!

Güzelliğe bir çağrı olarak geldin… Al bizi, götür bizi...

Bitmeyen hakikat çağrısını yüreğimize en taze şekilde yeniden sunmak üzere, yine belirlenen randevu saatinde geldin.

Tam vaktinde geldin.

Hoş geldin! Bizi de alıp kendi güzelliğinle götürmeye devam ediyorsun adım adım…

…

Hoş geldin aklıma!

Aklımın akledemeyeceği konularda bana yeni mesajlar sunmak için gelişin ne güzel!

Senin rahmet damlalarından oluşan hakikat suyu ile aklımın arı duru hâle gelmesi tek muradımdır.

Hoş geldin aklıma!

…

Hoş geldin düşünceme!

Zihni uyuşmuşluğuma, fikri tembelliğime nurdan bir kılıçsın.

O nurdan kılış üzerimdeki ataleti bir güzel temizlesin, silkelesin ve kendine getirsin.

Hoş geldin düşünceme!

…

Hoş geldin bakışıma!

Seninle daha bi aydınlık bakıyorum. Işığın doldu yüreğime. Oradan gözüme billur kristaller yansıyor gözüme!

Ve artık bakışım daha berrak, görüşüm daha net.

Hoş geldin bakışıma!

…

Hoş geldin dilime.

Sen geldin dilim negatife kapandı, pozitife odaklandı. Canlandı kelimeler mana enerjisiyle, kanatlandı.

Ya iyilik söylüyor ya da sessizlik tercihinde.

Hoş geldin dilime!

…

Hoş geldin duyuşuma, hissedişime, duyarlılığıma, hayata dokunuşuma.

Hoş geldin algıma, görgüme…

Hoş geldin yüreğime!

Senin için titreyen, gelişini hasretle bekleyen, yolunu gözleyen yüreğime…

Ruhuma neş’esin! Zihnime aydınlık, aklıma denge…

Dilimde zikir, aklımda fikir, elimde bereketsin!

…

Hoş geldin.

Yine geldin. Ne de güzel geldin!

Güzelliğe bir çağrı olarak geldin…

Bitmeyen hakikat çağrısını yüreğimize en taze şekilde yeniden sunmak üzere, yine belirlenen randevu saatinde geldin.

Tam vaktinde geldin…

Bizi iftarlarınla, teravihlerinle, sahurlarınla, zikir ve tefekkürlerinle, mazlumdan yana gönül ve el koymakla, merhametimizi coşturmakla, rahmeti içimize şarıl şarıl akıtmakla kendinle beraber götürmeye devam ediyorsun!

Ne olur bizi hakikat bayramına da eriştir.

Tut bizi, bırakma!