Eskiler yeni nesil gençliğin yoldan çıktığını, dejenere olduğunu, ahlaksızlaştığını, tembelleştiğini dile getirip duruyor. Çatışmaların eski insanlarla yeni gençlik arasında gün geçtikçe artıyor.

Yeni nesil yeni müzik anlayışı, yeni giyim tarzları yeni düşünceler ve fikirlerle yetişiyor. Yaşları küçük ama fikirleri düşünceleri daha büyük şimdiki gençlerin, malum durum ve çıta değiştikçe sorgularda beklentilerde yaşam biçimi de değişiyor.

Ailelere düşen görevde nasıl daha iyi ve rekabet edebilir bir genç ve değerlerini bilen nesiller yetiştirebilirim bunu kara kara düşünmek düşüyor.

Az çok bilgili,aydın, kültürlü münevver kişilere sürekli şunu sorar dururuz “Çocuklar nasıl yetiştirilmeli diye? Kim örnek alınmalı yetiştirilirken? Yön ne olmalı yöntem ne olmalı?

Hangi fikirler / görüşler çocuklara aktarılmalı?

Hangi yabancı diller öğretilmeli? Hangi mesleklere yönlendirilmeli?”

Bu tür soruların arkası bitmek bilmez. Hep bir adım ötesine geçmenin en güzel yollarını arar dururuz. Yeni nesil ya uykuda ya online bir dünyanın içerisinde iken insan çevresine bakıpta acaba nasıl daha iyi çocuklar yetiştirebilirim diye araştırıyor.

Malum ;

Teknoloji ve internet çağında yaşıyoruz. Bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı. Globalleşme ve küreselleşmenin etkisi tüm dünyayı sardı. Paranında cinsiyeti ,ırkı kalmadı.

Dünyada üretilen bilgi hiçbir asırda olmadığı kadar çoğaldı. Google’da bir kelime ile bütün dünyayı arayabilir hale geldik. Her gün yaşamı kolaylaştıran bir yenilik karşımıza çıkıyor. Evlerimizde bulunan elektronik ürün sayısı 20 / 30 yıl önce neydi şimdi ne diye bir düşünmemiz yeter ve artar bile.

Dünyada da artık yeni bir algı oluştu, kimse kimsenin dini / dili ve ırkı ile ilgilenmeden direk fiyat ve bilgi çerçevesinde dolaşıyor. Herkes yeteneğe, bilgiye, yeniliğe bakıyor.

Bilgisi olmayanın değeri de kalmadı. Bilgi ile yüklü “yazılım” içeren ürünler çok para ediyor. Domates yetiştiren ile bilişim için yazılım üreten aynı kazancı elde etmiyor.
Ekonomilerde rekabet çok arttı.

Ben istediğim kalitede ürün yapar, kendi belirlediğim fiyattan satarım diyemiyoruz. Dünyada fırın yapan binlerce firma var.
Hiç bir kişi / firma ya da ülke başkasına acımıyor, üzülmüyor. Altta kalanın canı çıksın fikri sisteme egemen. Afrika’daki açlığı kaç kişi düşünüyor ki… Avrupa’da Amerika’da kozmetik sektörü için harcanan para geliriyle eminim ki Afrika’da aç insan kalmaz, yada kedi / köpek mamasına harcanan para yeterli olacaktır.

Gelişmiş ülkeler başka dünyalar peşinde. Yeni canlı türleri keşfedilmekte… Sağlık sektöründe olağanüstü yenilikler söz konusu… Yeni ilaçlar, yeni makineler, yeni ürünler şaşırtmaya devam ediyor.

Bilimsel düşünmeyi öğrenemeyen toplumlar ise feodal konuları tartışmaya / kavga etmeye devam ediyor. Diziler, töre, ırk, zamlar, kar / kış, hortumlar, vurgunlar. konuşmaktan esas sorunlara bir türlü gelemiyoruz. Dünyanın bir bölümü uçuyor, bir bölümü ise uyuyor.
 

Yeni nesilleri bilimle, sanatla, kültürle, ahlaklı yetiştirmek için aklın yolu birdir. Akıl ne diyorsa onu yapalım. Doğru tektir. Binlerce fikir eksik bilgiden kaynaklanmaktadır. Öncelikle ahlaki değerlerini bilen bir toplum ve nesil , dini değerlerini anlama yolunda online olan bir gençlik yetiştirme yolunda gerekli çevresel etkileşimleri sağlamak gerekiyor. Sevginin gerçek değerini kelimelerden ibaret olmadığı, sevmenin paylaşmak ve emek ile gerçek değeriyle anlam kazanacağını öğretmek gerekiyor. 

Sonuç olarak ;
 

Türkiye gibi nimeti ve duası bol olan bir coğrafyanın yeni yetiştireceği nesillerinde değerlerine bağlı ve tüm dünya ile rekabet edebilecek yeteneklerde yetiştirilmesi gerekiyor.Bilgili ve kendini sorgulayan, dini değerlerine bağlı, üretici, ahlaklı, erdemli, araştıran, satır aralarını okuyabilen, uzlaşmacı, hakka riayet eden bir kuşak yetiştirmek için doğruları belirlemek zor olmasa gerek.

 08 Mart 2012 - İSTANBUL