Hacı Bektâş-ı Veli Hz. Türbesi

Hacı Bektâş-ı Veli Hz. Kimdir?

Gerçek ismi, Seyyid Muhammed bin İbrahim Ata olan Hacı Bektaş-ı Veli Horasan'ın Nişabûr şehrinde 1281 senesinde doğdu.

Hacı Bektaş Veli, Osmanlı İmparatorluğunda XIV. yüzyıldan itibaren, sosyal ve siyasi bakımdan büyük etkinliği olan, II. Mahmut tarafından Yeniçeri Ocağı ile birlikte kapatılan, Abdülaziz zamanında tekrar canlanan ve 25 Kasım 1925 tarihinde Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına kadar devam eden Bektaşi tarikatının piridir. Hacı Bektaş Veli'nin harcını kardığı Alevi-Bektaşi anlayışı, Anadolu’nun yanı sıra Balkanlar, Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna, Kosova, Makedonya, Gül Baba türbesinin bulunduğu Macaristan'ın Budapeşte şehrinden Azerbaycan'a kadar bir çok yerde kabul görmüş ve benimsenmiştir.

Ölümünden sonraki yıllarda, hakkında “Hacı Bektaş Veli Vilayetnamesi” yazılmıştır. Hacı Bektaş Veli, Vilayetnamede anlatılan söylencelerle, tarihsel gerçekliklerden kopuk olarak yaşatılmıştır. Hakkında bilgi veren en eski kaynaklardan biri olan Vilayetname’de, Hacı Bektaş Veli, Hz. Ali’nin soyundan yedinci İmam Musa Kazım nesline bağlanarak, soy seceresi hakkında şu bilgi verilmektedir: “Hacı Bektaş Veli, Seyyid Muhammed İbrâhim-î Sânî, Seyid Mûsa’î-Sânî, İbrâhim Mükerrem el-Mücâb, İmam Mûsâ Kâzım." Ancak, Hz. Ali ile Hacı Bektaş Veli arasındaki şahısların azlığı, silsileyi tartışmalı hale getirmiştir. Emeviler döneminde Hz. Ali taraftarlarının Horasan bölgesine yerleştikleri düşünüldüğünde, Hacı Bektaş Veli'nin soyunun Hz. Ali'ye bağlanması ihtimal dahilin görülse de, bunun isbatı mümkün değildir.

Anadolu’ya Gelişi

Hâcı Bektaş’ın Anadolu’ya gelişi Velâyetnâme’ye göre; şeyhinin -ki Şeyh Ahmed-i Yesevîdir. Onun işareti üzerine olmuştur.

Hacı Bektâş-ı Veli’nin Eserleri

  1. Kitâbul Fevâid bu eser Farsça olup İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde Ty.55’te Kayıtlıdır.
  2. Makâlât, Hacı Bektâş-ı Veli'nin en tanınmış nüsaları en yaygın ve hacimli eseridir. Aslı Arapça olan eser, tasavvufi konularda yazılmış müstakil risâleler halinde olup, Hacı Bektâş-ı eserine makaleler anlamına gelen Makâlât adını vermiştir.
  3. Şerh-i Besmele Manisa Kütüphanesi 3536 numarada kayıtlı olan bu eser, Kitâb-ı Tefsir-i Besmele ma’a Makâlât-ı Hâcı Bektâş rahmehu’llâh başlığı taşımaktadır. 827/1422 yılında Cafer Bin Hasan tarafından istinsah edlmiş olup toplam 29 varaktır. Eserin Rüştü şardağ tarafından ilmi usullere bağlı kalınmaksızın tercüme mahiyetinde popüler bir neşri yapılmıştır.

Besmele okumanın faziletlerinin anlatıldığı bir eserdir.

  1. Şathiyye Hacı Bektâş-ı Veli’nin iki sayfa kadar tutan bir şathiyyesi olduğundan Gölpınarlı bahsetmiş, ancak eserin bulunduğu yeri zikretmemiştir.H.1091/1680 yılında Enveri mahlaslı Hurufi ve Nakşi bir müellif tarafından Tuhfetü’s Salikin adıyla Türkçe şerh edilmiştir.

  1. Makâlât-ı Gaybiyye Ve Kelemât-ı Ayniyye : Hacı Bektâş- Veli eserleri arasında sayılan fakat bugüne kadar ele geçmediği için üzerinde kesin bir şey söylenemeyen, aslı Farsça olan eser aynı isimle tercüme edilmek suretiyle Hâcı Bektaş Araştırma Merkezi tarafından yayınlanmıştır. Aslı İran İslam Şurası Kütüphanesi’nde bulunan eserin bir nüshası da İstanbul’da bulunmuş, kitabın sonuna tıpkı basımı verilmiştir.

Eserde insanın kendini arındırması, dervişin yapması gerekenler, Allâh’a ulaşmanın yolları, velinin halleri, nefsin makamları, çeşitli tasavvufi meseleler ele alınmaktadır.

  1. Hacı Bektâş-ı Veli’Ye Atfedilen Diğer Eserler Yazar Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Hâcı Bektâş’a ait bir Hadis-i Erbain Şerhi bulunduğu nakledilmiştir.

Hacı Bektâş affedilen nasihat ve vasiyetleri Hâcıbektaş İlçesi Halk Ktp. No:9’da kayıtlı olan ve Dedemoğlu tarafından Akaid-i Tarikat müteakiben kaydedilmiştir. Kendisine aidiyeti şüphelidir.

Hac-ı Bektaş Veli Türbesi Ve Müzesi

13. yy.da yaşamış büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş Veli’nin Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda ve Anadolu’nun Türkleşmesinde etkisi olmuştur. 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile örtüşen insan, evren ve Tanrı sevgisine ve hoşgörüye dayalı öğretileri bugün yalnızca Anadolu’da değil Balkanlar ve Orta Doğu’da da varlığını sürdüren Bektaşilik tarikatının temellerini oluşturmaktadır. Bektaşiler tarafından bu tarikatın öğretilerinin ortaya çıktığı ve tüm Dünyaya yayıldığı merkez olarak kabul gören Hacı Bektaş Veli Türbesi, uluslararası önem taşıyan bu inanç sistemiyle doğrudan ilgili olması ve bu inanç sisteminin ritüel ve sembollerinin türbe mimarisi ve iç tasarımında kullanılması nedeniyle Dünya Miras Listesi’ne aday olarak gösterilmiştir.

Dergah Üç Avludan oluşmaktadır.

BİRİNCİ AVLU (Nadar Avusu):

Külliyenin Birinci Avlusuna, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce 1963 yılında yaptırılan ve orijinaline benzer büyük çatal bir kapıdan girilmektedir. Taç Kapı olarak isimlendirilen, oldukça geniş ve yüksek olan bu kapının cephesi dik bir prizmayı, içerisi de bir tüneli andıran görünümdedir. Onarım öncesinde bu kapının dış yüzünde bulunan kitabede "Burası aşıkların kabesidir. Eksik gelen tamam olur." sözleri yazılıymış.

img-0629.jpg

img-0630.jpg

Üçler Çeşmesi:

Bu anıtsal çeşmeyi 1902 yılında Sadrazam Halil Paşa’nın zevcesi Fatma Nuriye Hanım yaptırmış. Renkli taşlarıyla göze çarpan çeşmenin üzerinde ise Arapça kitabeyle birlikte bir de altıgen yıldız şeklindeki Mühr-ü Süleyman motifi bulunmakta. Mühr-ü Süleyman motifi Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kılıçlarda, sancaklarda, mezar taşlarında ve cami duvarlarında kullanılmakta olup, gücü, bereketi simgelermiş.

İKİNCİ AVLU (Dergah Avlusu)

Meydan Avlusu da denilen İkinci Avlu’ya (Dergah Avlusu), düzgün taştan yapılmış üçgen alınlıklı Üçler Kapısından girilmektedir. İlk yapılışında taş döşeli olan bu avluya Üçler Kapısından girildiğinde, kare planlı bir havuzla karşılaşılır. Bu havuzun Üçler Kapısına bakan duvarında üçgen bir alınlık bulunmaktadır. Bu üçgen alınlığın tepesine mermerden yapılmış ve 12 dilimli bir Hüseyni Tacı yerleştirilmiştir. Üçgen alınlığın havuza dönük yüzünde ise 12 mısradan oluşan bir yazıt bulunmaktadır. Bu yazıttan havuzun, Tepedelenli Hacı Feyzullah Dede Baba zamanında, Beyrut Valiliği yapan Halil Paşa'nın eşi tarafından 1906-1908 yıllarında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yazıtın orjinali şöyledir: "Maşallah Sene: 1324 (M.1906) Sene: 1326 (M.1908) / Bahr-i ummanı velayet Hacı Bektaş Velî / Hangah-ı feyz-i baridir hemen cennet-i misil / Valiy-i Beyrut devletlü Halil Paşa gibi bir vezirin / Hemseri ismetveri Zehra adil Nazile Hanım bu havuzu itdi inşa’a / Tekyede yaptı güya cennet-i mevade aynı sel sebil / Hacı Feyzullah Baba gayreti ve himmeti ile / Oldu icrasında bu havzu sefa bahs-i delil / Saki-i Kevser şehid-i Kerbela aşkına / Her biri olsun ilahi nail-i ecr-i cezil / Kıl ki remziden Güher-i tarih-i caridir / Bab-ı Kevser oldu bu havzu dildare-i sebil / Mehmed Esad (Mucuri)."

Bu avlunun doğusunda ve batısında, kesme taştan yapılmış ayaklar üzerine oturtulmuş kemerler vardır. Avluda, doğu yönünde Aslanlı Çeşme ve Aş Evi önünde beş adet, tekke camisi önünde üç adet; batı yönünde ise yedi adet olmak üzere, on beş adet kemer bulunmaktadır. Üstü örtülü ve önü açık kemerlerin gerisine, Külliyenin yönetiminde önemli işlevleri olan yapılar iki grup halinde yerleştirilmiştir. Doğudaki grupta, güneyden kuzeye doğru Arslanlı Çeşme ve Aş Evi yer almaktadır. Batıdaki grupta ise, güneyden kuzeye doğru Çamaşır Evi, Mihman Evi, Meydan Evi ve Kiler Evi yer almaktadır. Kiler evinin içinden geçilerek girilen mekan Dede Baba'nın kışlık odasıdır. Bu oda ve kiler evinin üst katında, külliyenin bütününe egemen konumu ile Dede Baba Köşkü yer alır.

img-0645-002.jpg

graf7462.jpgimg-0642.jpg

img-0644-002.jpg

img-0643-002.jpg

img-0646-001.jpg

Aş Evi Babası: Makam sırasına göre Meydan Evi: Babasından(Dede baba)sonra ikinci sırada gelirdi. Dedebaba olmadığı zaman Dergâha, Aş Evi Babası başkanlık ederdi.Aş Evi Babası aynı zamanda Meydan Evi'ndeki on iki post sıralamasında "Seyit Ali Sultan Makam'nı temsil eden Aşçı Postunda otururdu.

Aş Evi:

img-0651.jpg

img-0649.jpg

Tekke Camisi

img-0642-001.jpgimg-0666.jpgimg-0666.jpgimg-0664.jpgimg-0664-001.jpgimg-0666-001.jpg

img-0643-001.jpg

ÜÇÜNCÜ AVLU (Hazret Avlusu):


Renkli taşlardan yapılmış, yuvarlak kemerli ve çift kanatlı bir kapıdan (Altılar Kapısı), İkinci Avludan Üçüncü Avluya (Hazret Avlusuna) geçilir. Kapıdan girildiğinde, tek kemerli, üstü örtülü bir bölümle karşılaşırız. Hemen sağ tarafta, Mustafa Kemal Atatürk'ün 22-23 Aralık 1919'da Hacıbektaş'a gelişinde Dergah'da dinlendiği yer olarak bilinen mekanda, sanatçı Filinta ÖNAL tarafından yapılan 'Atatürk' rölyefi bulunmaktadır.

img-0674-001.jpgimg-0671.jpg

Girişin tam karşısında ise Hacı Bektaş Veli Türbesi, doğusunda Balım Sultan Türbesi ve dergah çalışanlarının mezarları bulunmakta. Kızılca Halvet de dahil edildiğinde Bu bölüm sekizgen külliyenin çekirdeğini oluşturuyor.

Hazret Avlusu’nun doğusundaki yapılardan piramit külahlı Balım Sultan Türbesi’ne, önünde üç kemer olan üstü kapalı bir girişten giriliyor. Girişin hemen ardından dikdörtgen küçük bir odaya sonra da kare planlı türbeye giriliyor. Türbenin içinde güvercin ve ejder figürlerinin olduğu büyükçe bir şamdan bulunuyor. Türbenin kuzeydeki kenarında bulunan mezar ise Balım Sultan’ın ölümüyle yerine geçtiği öne sürülen Kalender Çelebi’ye ait. Kalender Çelebi’nin Balım Sultan’ın oğlu veya torunu olduğu söyleniyor.

img-0673.jpg

Balım Sultan Hacı Bektaş Veli’den sonra Bektaşiliğin en önemli ikinci ismi. Tarikatın bağımsızlaşmasında ve yaygınlaşmasında çok büyük etkisi olmuş. 2. Pir olarak anılan Balım Sultan dergah içinde ‘evlenmeme’ kuralını koyarak ‘Mücerret Dervişlik’ sistemini kurmuş. Türbesinin önünde bulunan asırlık karadut ağacı ise Hacı Bektaş Veli’ye gölge ettiği düşünülen ağaç olduğu için kutsal bir yere sahip.

img-0712.jpg

img-0687.jpg

img-0684-001.jpg

img-0643-001.jpgimg-0681.jpgimg-0690.jpg

Balım Sultan Türbesi

img-0717.jpg

img-0645-001.jpgimg-0713.jpg

Güvenç Abdal Türbesi: Kırklar Meydanı'nın batısında yer alan sekideki kapıdan Güvenç Abdal Türbesi'ne girilir. Türbe içinde birbiriyle birleşik üç mezar bulunmaktadır. Bu mezarlar, Güvenç Abdal ile dünya güzeli diye anılan sevdiği kız ve bu kızın hizmetçisine aittir. Bu kısma Kızlar Kümbeti adı da verilir. Bağımsız bir bölüm olarak yapılar topluluğuna sonradan eklenmiş olan Güvenç Abdal Türbesi aydınlık ve ferahtır.

Güvenç Abdal, dünya güzeli sevdiği kız ile hizmetçisine dair ve Hacı Bektaş Veli'nin kerametini anlatan söylence Velayetname'de yer almaktadır.

img-0692.jpg

img-0693.jpg

img-0694.jpg

img-0734.jpg

Kalendar Çelebi: Kalender Abdal, 16. yüzyılda yaşamış olan Bektaşi şairlerindendir. Kalender Abdal’ın yaşamı hakkında çeşitli araştırmacılar tarafından farklı bilgiler aktarılmakla beraber, tezkirelerde yaşamı hakkında herhangi bir malumat bulunmamaktadır. 1522 Mohaç zaferinden sonra başlayan Celali İsyanları'nın ardından isyan töhmetiyle idam edilen Hacı Bektaş Veli Dergâhı hânik postnişini Kalender Çelebi olması ihtimal dâhilindedir. Bu isyanda adı geçen Kalender Çelebi, 1476 yılında dünyaya gelmiştir. İsmail Özmen ve Turgut Koca tarafından aktarılan bilgilere göre; Mürsel Bali’nin oğlu ve Balım Sultan’ın küçük kardeşidir. Okuma yazma bilmekle beraber, çocukluk yıllarına şiir ve edebiyatla geçirmiştir. Balım Sultan’ın vefatından sonra, kırk yaşından itibaren on bir yıl Hacı Bektaş Veli Dergâhı postnişinliği yapmıştır. Celali İsyanlarına paralel Bozok, Sivas, Maraş, Adana ve Tarsus Türkmenleri ayaklanmış, bunlara bir o kadar da si­pahi ve köylü katılmıştır. İsyancıların kendilerine öncü olarak Kalender Çelebi’yi seçmeleriyle Çiçekli, Akça Koyunlu, Masadlı ve Bozoklu aşiretleri de isyana iştirak etmiş ve isyanın boyutu oldukça genişleyerek tehlikeli bir hâle gelmiştir. İlk etapta üstünlük sağlayan isyancılar tımarlı sipahilerin Sadrazam İbrahim Paşa ile anlaşmaları sonucu bozguna uğramışlar ve bu yenilginin sonunda Kalender Çelebi Nurhak dağlarında “Başsız” adıyla anılan yerde sadık bendesi Dulkadir beylerinden Veli Dündar ile birlikte 22 Haziran 1527 tarihinde başı vurularak idam edilmiştir. Mezarı Balım Sultan Türbesi'nin batı yönündeki özel bölümdedir (Özmen 1998: 35; Koca 1990: 109; Ergun 1955: 118).

img-0716.jpg

11.jpg

img-0643-001.jpgjjj.jpg

img-0718.jpg

Her türbe ziyaretimde farklı ritüeller ile karşılaşıyorum. Burada da mermer sütunu kucaklayan, her türbenin eşiğini öpen kimseler görmek mümkün. Türbede yatan mevtaya saygı gösterim şeklidir.

Huu huu'lara karışmak asıl olan.

Araştırmalarımı bulunduğum mahallemizin camisinin kütüphanesini kullandım. Hacı Bektaş Veli Hz. kitabından yararlandım.

img-1411-002.jpgimg-1412-002.jpg

img-1414-001.jpg

img-1413.jpg

(Temmuz ayında gerçekleştirmiş olduğum ziyaretimi Eylül ayın da sizler ile paylaşıyorum. Araştırmadan okumadan hiç bir türbe ziyaretimi sizlere sunmuyorum.)

Kaynak: https://www.hacibektas.com/

https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-45345/haci-bektas-veli-turbesi-nevsehir.html

https://hacibektas.com/index.php?id=Hacibektas_Veli_Muze

http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/kalender-abdal

aynaimg-0646.jpgimg-0644-001.jpgimg-0643-001.jpgimg-0645-001.jpgimg-0646.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum