Sebahattin BİLGİÇ

Sebahattin BİLGİÇ

Hasret Yolculuğu - 3

Balkanlar sevdadır, hem de sevdaların en güzellerinden. Yemyeşil dağlarının göğsünden süzülen nehirleri, ırmakları, çayları doğrudan bize akar, gönlümüzde birikir durgunlukları. Evlerinin bahçelerinde oynayan, sokaklarında gezinen kırmızı kuşamlı, kınalı elli Yörük kızları bizdendir. Tuna’ya, Arda’ya, Vardar’a yakılan türküler, ağıtlar bizim türkülerimiz, bizim ağıtlarımızdır. Hanlar, kervansaraylar, bedestenler kubbeler, minareler bizi anlatır gelene geçene. Boynu büyük virane kubbeler, şerefesi düşmüş minareler bizi bekler hep. Rumeli’nin tapusu öksüzce kabirlerinde yatan şehidlerimiz, gazilerimiz, ulemamız, evliyamız ve evladı fatihan’ımız vardır bizim o muhteşem diyarlarda. Şairlerimiz Üsküp’e, Saraybosna’ya, İştip’e, Şumnu’ya, Filibe’ye, İşkodra’ya, Pirizren’e… yangınını, hasretini iletir mısralarında. Rahmetli Yavuz Bülent Bakiler’in “Bizim Türkümüz” adlı şirindeki ifadeleri tam da yerindedir.

"Balkanlarda büyük, öksüz kubbeler

Minareler, şadırvanlar, kervansaraylar

Bizi söyler anlatır Mimar Sinan'dan beri

Üsküp'te, Estergon'da, bir atar damar gibi

Davullar, zurnalar ve serhat türküleri...

Duygu yüklüyüz, heyecanlıyız bu sabah yine. Türk, Arnavut kısaca islam nüfusunun en yoğun olduğu bölgede pedal çevireceğiz. İlk hedefimiz Gostivar ve Gostivar’ın hemen bitişiğindeki Aşağı Banitsa Köyüne ,sonrasında da Kırcova’ya ulaşmak.

marif-1.jpeg

Akşam bizi karşılayan Cengiz Bey kardeşimizle vedalaşıp besmeleyle yola çıkıyoruz. Yol boyunca hep yerleşim yerlerinden geçiyoruz. Kafelerin önünde oturan, araçlarını kullanan, bir ihtiyacı için yürüyenlerin sıcak selamlamalarıyla karşılaşıyor, cay ve kahve içmeye davet ediliyoruz. İlk durağımız kahvaltı için Makedonya’nın meşhur böreğinin en meşhur yerine ulaşmak. Yolumuzun üzerinde közde pişirilen meşhur börekçinin mekânı var. Börekçiyi Cengiz Beyin tarifiyle kolayca buluyoruz.

Böreklerin hem pişirilmesini görmek hem de tatmak gerçekten çok farklı bir deneyim. Bakır kapların içine konulan börek tepsilerinin üstü yine bakır kaplarla kapatılıyor. Közün üzerine yerleştirilip yine kapatılan kabın üzerine de kömür konuluyor. Piştiğinde ise Börek tepsileri zincirli düzenekle kaldırılıp dükkân içinde servise konuluyor. Doğrusu tadını tarif etmek çok zor, tatmak lazım diye düşünüyorum.

borek-1.jpeg

Bir akarsuyun ortasından aktığı şirin bir kasaba manzarası bizi durmaya zorluyor. Köprünün üzerinde foto çekilip hem nefesleniyor, hem de sularımızı tazeliyoruz. Makedonya’da şehir ve kasaba içlerinde yol kenarlarında, parklarda buz gibi akan çeşmeler var. Şu ana kadar bu çeşmelerden su ikmalimizi yaptık hep, satın alma ihtiyacı olmadı.Suyumuzu takviye ederken kafede oturan bir Arnavut Abinin kahve davetine icabet ediyoruz. Türkçesi yok ama evrensel dil olan vücut diliyle gayet güzel anlaşıyoruz. Burada Arnavutların kendilerine mahsus keçeden takkeleri var. Özellikle yaşlılar hep bu takkeleri kullanıyor. Yanımıza gelen diğer kasabalılarla kahve eşliğinde muhabbet bizi hem dinlendiriyor hem de neşemize neşe katıyor. Teşekkür edip vedalaşıyoruz. Kasabadan ayrılırken aynı bizdeki gibi sokak içinde kurulmuş pazar yerinin içinden geçiyoruz. Pazar aynen bizdeki gibi, yabancı gelen bir şey yok. En dikkatimizi çeken tezgâhlarda bol miktarda, ama göz alıcı kapya biberin olması.

kahve-1.jpegkahve-2.jpeg

Gostivar’dayız şimdi. Geçtiği yerlere can veren Vardar Nehri buraya da can veriyor. Navigasyonumuz bizi merkezde saat kulesine ve hemen yanı başındaki Saat Camiine götürüyor. Burada neredeyse herkesle Türkçe konuşup anlaşabilirsiniz. Her yönüyle kendinizi rahat hissedebileceğiniz şehirlerin başında geliyor Gostivar.

Burada önemli bir işimiz var. Bir süre benim öğrencim de olan, aynı zamanda Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakultesi mezunu ve imamlık vazifesini yürüten Bünyamin Tahiri’nin düğününe iştirak edeceğiz. Aynı zamanda bölgede çok önemli işlere imza atan Genç Kalemler Derneğini de ziyaret edeceğiz. Ziyaretlerimizi gerçekleştirmek üzere Aşağı Banitsa Köyüne ulaşıp Genç Kalemler Derneği başkanı Beytullah Beyle buluşuyoruz. Çayı özlemişiz yine. Önce derneğin karşısındaki kahfede dernek yönetimiyle beraber çaylarımızı yudumlarken sohbeti koyulaştırıyoruz. Burada çay servisi dilimlenmiş limon eşliğinde oluyor.

Dernek Yönetiminden köy, bölge ve çalışmaları hakkında geniş bilgilendirme alıyoruz. Beytullah Bey gayretleri neticesinde köyde içki satışının yapılmadığın, aynı zamanda madde kullanımının da kalmadığını aktarıyor. Tur ekibi olarak bizim de tanıdığımız birçok genç derneğin rehberliğinde Edirne’de orta öğretim ve Üniversitede okuyor. Dernek Yönetimi Edirne Mimar Sinan Vakfının ve vakfın onursal başkanı Hasan Gümüş Hoca Efendinin bölgeye katkı ve rehberliğinden memnuniyetlerini dillendiriyor. Hiç şüphesiz Diyarı Rumeli’ye hassaten gençlere yapılan her türlü hizmet son derece değerli ve önemli. Buralar Türkiye’nin kapısı konumunda zira.

dernek-1.jpegdernek-2.jpeg

Dernek merkezinde sohbet ederken Gurubumuzun en hızlısı Ferit Bey içeri girip “size kötü bir haberim var” diyerek tekerleğinin patladığını söylüyor. Ekip bu duruma hazırlıklı. Cemal ve Zekeriya Beyler tarafından anında iç lastik değiştirilip yola hazır hale getiriliyor.

Düğüne gitmek üzere Dernek Yönetimiyle beraber salona hareket ediyoruz. Bünyamin Bey kardeşimizi, babasını ve ağabeyini tebrik ediyor mutluluğuna ortak oluyoruz. Salonda sadece erkekler var. Daha sonra da aynı salonda kadınlar için de düğün programı olacağını öğreniyoruz. Ailenin yemeğe kalmamız hususundaki ısrarına mazeretimizi bildirip saadetler dileyerek vedalaşıyoruz.

Bugün toplamda 80 km civarında pedallayacağız. Buradan itibaren önümüzde meşakkatli bir yol var. Zira 510 rakımlı Gostivar’dan Şar dağları zirvesine 1220 rakıma tırmanacağız.

Gostivar’dan çıkar çıkmaz bayır başlıyor. Yolun her iki tarafı yemyeşil. Önümüzde kıvrıla kıvrıla uzayıp giden harika manzaralı 26 km lik % 8 eğimli yekpare bir rampa var. Ama ekip her türlü meşakkate hazırlıklı. Herkes kendi temposunu ayarlayıp zirvenin yolunu tutuyor. Bizde geride adam bırakılmaz. Sondan gelen asla yalnız kalmaz. Ekibimizin mihmandarı Cemal Bey geride kim kalmışsa devamlı onun yanındadır.

Zirveye ulaşıp dinlenme tesislerini görünce bir oh çekiyoruz. Şimdi ödül zamanı. Dinlenme tesislerinde lokma pişirildiğini öğrenmiştik. Kahvaltıdan buyana yemek yememenin de etkisiyle soluğu lokmacıda alıyoruz. Burada lokmaların büyüklüğü bizdekinin neredeyse üç misli. Biz lokma istiyoruz, satıcı ise bizi pişi diye düzeltiyor. Şar Dağının zirvesinde ayran eşliğinde pişilerimizi iştahla atıştırıyoruz.

Her çıkışın bir inişi var demişler. Nerdeyse üç saatte çıktığımız Şar Dağını on beş dakikada iniyoruz. Bu akşam Kırcova’da kalacağız. Akşam ezanı okunurken otelimizin önüne ulaşıyoruz. Bize burada Üniversiteyi Edirne’de okuyan Adis Kardeşimiz mihmandarlık ediyor. Otel lobisinde buluşup yorgunluk çaylarımızı yudumlamak üzere Fenerbahçeliler Kahvesine gidiyoruz. Çaylarımızı yakın bir köyde imamlık yapan genç bir kardeşimiz getiriyor. Adis burada bir Türk okulunda öğretmenlik yaptığını söylüyor. Maşallah kendini yetiştirmiş, şehrin ve Makedonya’nın kültür ve siyasetine hâkim. Makedonya’nın geleceğinde söz sahibi olacağı izlenimini biz de oluşturuyor. Memnun oluyoruz, onur duyuyoruz.

hasret-10.jpegTüm balkanlarda olduğu gibi burada da insanlar Türkiye’yi yakından takip ediyor. Bu gece Fransa ile Türkiye’nin basket maçı var. Cafelerde halk bu maçı seyrediyor. Bütün yüreklerde Türkiye atıyor. Fransa’nın elenmesi halinde Türk Bayraklarıyla kutlamaya çıkmak üzere tüm hazırlıkları ise hazır. Makedonya ya ilk geldiğimizde Basket Milli takımının Yunanları yenmesinin sevincini birçok kişide görmüştük. Hatta yolda olmamız nedeniyle maçı seyretmememize bile niçin durup seyretmedik diye hayıflananlar olmuştu…

Kırçova bir dergâhlar şehri. Halveti Tarikatının Hayati kolu ve Bektaşi tekkeleri bu bölgenin İslamlaşmasında çok büyük katkılar sunmuş. Adis ve Teyzesinin oğlu ile beraber bu dergâhları ziyaret ediyoruz. Gece olması nedeniyle sadece bahçelerine girip hazirelerinde dualarımızı ediyoruz. Tekkelerde de dolaştıkça manevi ikliminden huzur bulmamak mümkün değil.

dergah-1.jpegdergah-2.jpegdergah-3.jpeg

Caddelerde dolaşırken kumarhaneler dikkatimizi çekiyor. Öğreniyoruz ki Kuzey Makedonya’da kumarhaneler serbestmiş. Bu zamana kadar kapatılması ile ilgili yapılan mücadelelerde başarılı olamadıklarını söylüyor Adis. Birçok genci bu bataklıkta kaybettiklerini de ilave ediyor. Meclisin üçte birini oluşturan Müslüman vekillerin birlik olamayınca Ülkenin % 40’ını uluşturan Müslüman nüfusun derdine, kederine ve sorunlarına da çare olamadıklarını öğreniyor, üzüntü duyuyoruz.

Yarın yorucu bir etap bekliyor bizi yine. Dinlenmek ve yarına dinç bir şekilde hazır olmak lazım. Odalarımız bizi bekliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum