İbrahim DANACILAR

İbrahim DANACILAR

Hayat Yorar Bazen! ''Ama''

Bazen yorulursunuz; bir de bakmışsınız ki, ne gökyüzü eski maviliğini sunmamıştır ne’de güneş hep olduğu gibi sıcak değildir sanki size.…

Bilemezsiniz, yorulan ‘’siz’’misinizdir, yoksa artık yaşı epeyi ilerlemiş ‘’dünya’’ mı?

Gösterdiğiniz tüm çabalar, kazandığınız başarılar ya da elinizde kalan başarısızlıklar bom boş görünür gözünüze artık…

Gecenin bir yarısında ansızın uyanırsınız, belki de sabaha karşı beş’te…

Ne için çabaladığınızı bile unutursunuz ya da neye karşın…
 

Bir ağaç kovuğu bulup, içine girmek isterseniz tüm pisliklerden  korunmak niyetinde... Uzun yıllar öncesine biranda gider ve en sevgilinin:  ‘’Ey ömer;  Eğer o ahir zamana yetişirsen bir ağaç kavuğu bul içine gir, ancak böyle korunabilirisin ahir zamanın zulmetinden’’ Öğüdü çınlar, ahir zamanın ahı’na bulanmış kulaklarınızda…
 

Böylece mahkemeler başlar, kendi derinliğinizde hem de boğula, boğula… Ve sorgulamaya geçersiniz tüm nedenleri irdeliyerik hem de bir, bir…

Ya bugüne kadar ‘’öylesine’’ yaşamışsınızdır, hedefleriniz için çaba göstermeden... Ya da bugüne kadar elde ettiğiniz her güzellik her başarı için çabalamışsınızdır. Kimseler bilmese de kendinize ait dünyanızda büyük işlere imza atıp, istediğiniz gibi yaşamışsınızdır.

İşte bu ikinci gruptaki güzel insanlar da yorulur bazen…  

Ya da sorgular değdi mi diye? İşte o zaman durur bir düşünürler, çabalamasaydık ne olurdu? Bir seyre dalarsınız böylece, uykusuz gözlerinizle… Bugün size küçük gelen başarılarınız olmasaydı, hayatınız nasıl olurdu? Diye…

Bu işin içinden çıkmak, iyice zordur aslında…
 

Bence bu ikinci gruptaki çabalamayı seven insanların yeni bir ekin dönemi gelmiştir. Yeni bir aşama yeniden değişme dönemidir…. Çalışmaya kazanmaya alışan ruh sıkılmıştır mücadelesiz hayattan aslında... Yeni bir hedef zamanı gelmiştir ki, türü ne olursa olsun... Çünkü kişisel gelişim dur durak bilmez ki…

Bir kez bu yola çıkıp da, kendi ruhunuzu güzelleştirmenin keyfine vardınız mı, illa ki de devam edeceksiniz... Zenginleşmeyi seçmiş ruha durmak zor ve sıkıcı gelir aslında...

Hatta bu ruh’lar şahsi acılarını bile, mukaddes değerler ve toplumsal sorunların karşısında bir anda unutu verir…  Bu ruh’lar bilirler ki, acılarına ağlarken kaybedeceği zamanın getireceği eksi koşullar, kendilerini daha kötü hissettirecektir…

Derinlikleriniz de bir yerde sıkıştığınız o hücreden, bir çıkış yolunu bulursunuz sanki…

Bu çıkışta, biran hedefler listesi belirir düşüncelerinizde…

Yıllardır hep çalıştığınız ve boşa kürek salladığınız zamanlarınız vardır ya, sanki çok önemliymiş gibi, manevi değerlerinizi unutturan…

İşte bu süreç’te manevi değerlerimizi hatırlamanın heyecanı ile okuyamadığınız o müstesna kitapların peşinden koşmak gelir içinizden, ucuz kopyalar şeklinde bile olsa da…

Hayat tarzınızı, dinlediğiniz radyoyu,  sürekli kullandığınız yolu ve en önemliside bir takım hatalardan uzaklaşarak ve benliğinizi değiştirerek, ''yeni bir hayata merhaba demek''  gelir aklınıza... Böylece değişirsiniz ve değişimin memnun edici esenlik rüzgarları kaplar içinizdeki kifayetsiz esareti…  
 

Siz kendinizi böyle zorlayınca, ruh da peşinizden gelir ve yaşadığınız birtakım güzellikler karşısında bu duruma inanamazsınız…
 

Böylelikle para ile değil, ‘’ilkelerinizle’’ adam olduğunuzu görmenin sevinci kaplar yüreğinizi… Bu arada, her parası olanı da artık adam yerine koymasınız yüreğinizde…

Kulağınıza hoş  bir fısıltı gelir, ‘’Büyük her hayal kırıklıkları ve her acı; bir fırsattır size, yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek içindir aslında’’ diye…
 

Bir olgunluğun ışığı kalplar yüreğinizi, ‘’Hiç düşmemişsen; el vermezsin kimseye kalkması için... Hiç çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin’’ bilinci ile, işte tamda bu şekilde başlarsın insanlığa hizmet etmeye…

Bugüne kadar çabalamayanlar mı? Onlarında bu yazıdan alacağı çok ders yok mu sizce?

Siz de zorlayın derim ben; tıpkı bu sabahın beşinde içinde böyle bir tükenmişlik ile uyanan benim, bu yazıyı yazmak için kendimi zorlarken kazandığım enerji gibi…
 

Haydi şimdi; bu bilinç ve bu yaşam tarzımızla, hayata tekrar ‘’merhaba’’ diyelim mi, nedersiniz?

Ves Selam...

İbrahim DANACILAR

 

http://www.facebook.com/ibrahimdanacilar

 https://twitter.com/iBR_DANACILAR

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum