Her Şey için Teşekkürler

Her Şey için Teşekkürler

“Kelebeğin kanat çırpışı gibi küçük bir şey, bütün dünyanın yarısını yok edebilecek bir tayfuna sebep olabilir.”

Chaos Theory/2007

İspanya İç Savaşı sonrası (1939) ordu, kilise ve sermayenin desteğini alan General Franko’nun başında bulunduğu aşırı milliyetçiler iktidarı ele geçirdiler. Bu gri atmosferde başlayan insan avında isyancılar içinde yakalanan on sekiz yaşındaki tarım amelesi Karlos, ağır işkencelerden geçirildiği halde işe yarayacak tek kelime söylemez ve bu suskunluk kısa zaman sonra onu idama götürecektir. Asılmadan önce hücresinde; “Evladım son bir isteğin var mı? Dua ister misin?” diyen kilisenin atadığı papaza acıyarak baktı…Papaz gözlerini kaçırdı…Karlos önce bir güldü, sonra avazı çıktığı kadar bağırdı: Gracias A La Vida! / Teşekkürler hayat!

Georgia Üniversitesinde sosyal ilişkiler için yapılan ilginç bir çalışma, “minnet duygusu” nun uzun ömürlü, sağlıklı ve mutlu bir evliliğin tılsımı olduğunu ortaya koydu. Bu durum yalnızca evliliklerde geçerli değil; hayatımızda diğer insan ilişkilerini de güçlü bir şekilde etkileyen adeta tılsımlı bir anahtar! Birbirine minnettarlık duygusu besleyen ve bunu bir şekilde ifade eden karıkocanın zaman içinde birbirlerine karşı daha saygılı, daha tahammüllü ve daha yapıcı hale geldikleri görülmüştür. Ayrıca araştırmayı yürütenlere göre minnet duygusunun en basit ifadesi olan “Teşekkür etmenin gücü” ile evlilikler, hayatın sıkıntıları ve bütün olumsuzluklar karşısında dimdik ayakta kalabiliyor. Öyle ki minnet duygulan kişiler, psikolojik yönden kendilerini daha değerli hissetmesini sağlıyor. Bir başka ifade ile, teşekkür veya minnetin bir şekilde ifade edilmesiyle tesis edilen özgüven, evlilik hayatının daha sorunsuz ilerlemesine muazzam bir katkı sunuyor, buradan alınan güçle sosyal hayat çok daha sağlıklı sürdürülebiliyor.

Minnet duygusunun sözle veya eylemle ifade edilmesinin, toplumsal hayatı belirleyen tüm ilişkilerde pozitif etki yaptığını ortaya koyan birçok sosyal deney mevcuttur. Muhatap olduğumuz insanın hayatımızdaki rolü ne olursa olsun, sarf ettiği emek için ona teşekkür etmek muazzam bir farkındalıktır. Bu tılsımlı söz, sosyal ilişkilerdeki arızaları onarabilecek bir potansiyele sahiptir ve dahası özür dileyip gönül almaya çalışmaktan daha kolaydır. ‘Teşekkür Ederim’ ifadesi sıradan bir ağız alışkanlığı gibi görünse de sanıldığından çok daha güçlü bir etkiye sahip; şükretmenin, nezaketin, yapılan iyilikten veya görülen faydadan dolayı minnettarlığın, sevginin, insan saygısının ve gösterilen çabanın kıymetli olduğunun ifadesi, erdemler silsilesinin önemli bir halkası…

Hayatta en çok hangi vakitlerde, neler için, kimlere teşekkür ediyoruz? Muhakkak herkesin kendine uygun şükrana/teşekküre layık (!) nedenleri vardır. Kimi her şeye her an teşekkür eder, kiminin anayasa maddesi gibi çok önemli kriterleri vardır teşekkür için. Makul olan her şey için, karşıdakine teşekkür etmek aynı zamanda Yaradan’a duyduğumuz minnettarlığın/şükranın bir göstergesi değil midir? Kimimiz sadece nazik davranışlar karşısında ya da doğrudan bir menfaat veya fayda gelince teşekkür eder, kimimiz hayatının hiçbir devresinde teşekkür kelimesini lügatine bile sokmamıştır. Halbuki “teşekkürün muazzam gücünü görebildiğimiz zaman” insanlara teşekkür etmek için bahaneler arar hale gelebiliriz. Eski zamanları biliriz, komşunun evde olduğu halde tuz, şeker, yumurta veya ekmek istemek için kapıyı çaldığı…Sırf teşekkür edip Allah razı olsun diyebilmek için etkileşime bahane arayan uyanık Âdem insanlarının yaşadığı devirleri…

Teşekkür etmeyi hayatınıza fark edilir düzeyde yerleştirdiğinizde ne gibi gelişmeler olabileceğini, hangi kazanımları elde edeceğinizi birlikte düşünmeye çalışalım. Günlük hayatta, tebessüm ve teşekkür etmek insanların haleti ruhiyesine (psikolojik haline) muazzam etki yapan davranışlardır; bunu doğal olarak yaptığınızda muhataplarınızın yüreğini ısıtır, gönüllerine sevgi tohumu ekersiniz. Bize gelen veya gelme çabası olan her şey için herkese teşekkür edelim; poşet uzatan pazarcı esnafına, trafikte her yol verene, her işimizi görene, hediye gönderene, kahve-çay-su getirene, bir şeylere davet edene, iş imkanına vesile olana, müşterimize, iş arkadaşımıza- çalışanımıza, ana-babamıza, eşimize-evladımıza, patronumuza-amirimize, arkadaşımıza-komşumuza kısaca hayatımıza giren-çıkan herkese, hayatımıza dokunanlara makul ve meşru olan her şey için teşekkür edelim.

Teşekkür etmenin, minnet duymanın gücünü, bunu dilimize ve hayatımıza yedirdiğimizde getireceği zenginliği, mutluluğu ve huzuru yaşayarak deneyimleyebiliriz. Denedikçe, pratiğini yaptıkça mutlu olacağız. Deneyelim bunu ve harika şeyleri ortaya çıkaralım; göreceğiz ki etrafımızdaki kişiler, teşekkürümüzü duymak için samimi olarak daha çok hizmet sunacaklar, bizimle daha çok birlikte olmak isteyeceklerdir. Minnet duygusu ile yaşamanın kazanımlarından biri de kendini ve konumunu bilmek başta olmak üzere “öz bilinç” kapısının aralanmasına vesile olmasıdır. Demem o ki teşekkür, edilene olduğu kadar belki daha fazla edene fayda sağlar, besler, ayakta tutar.

Teşekkür etmenin ve şükran duygusunun harika sonuçları olduğu yapılan birçok araştırmada ortaya konulmuştur. Mesela bunun beyin biyokimyamızı olumlu yönde etkilediği ispatlanmış, mutluluk hormonları (serotonin, dopamin) seviyesini arttırdığı görülmüştür. Minnettar olduğunuz şeyleri düşünmek sizi hayatınızın olumlu yönlerine odaklanmaya zorlar. Bu basit hareket, eşzamanlı olarak insan ilişkilerinin daha keyifli sürmesini sağlayan “sosyal dopamin” diyebileceğimiz mutlu etkileşim için de ateşleyici bir etkiye sahiptir. Toplumda minnet duygusuyla teşekkür yaygınlaştıkça, sosyal sağlığımız mükemmel seviyelere gelebilir. Günümüz insanının ruh dünyasında yabancılaşmanın baş aktörü olan ben merkezli mekanik yaşam tarzına karşı, bizi asıl insan kimliğine kavuşturan hasletlerden biri de minnet duygusu ve bunun ifadesi olan teşekkür ederim sözüdür.

Hayata Karlos ’un penceresinden bakmasak da, hayatın yokuşları ve inişleri, neşesi ve hüzünleri ile kimine uzun kimine kısa bir seyahat olduğu malum. Ömür dediğin süreci şuurla yaşayabilmek, sunulan güzelliklerin farkında olabilmek, hissedebilmek ne kadar önemli! Bazen yeni doğmuş bir bebeğin kokusunda, bazen bir tamircide ikram edilen bir bardak çayda, bazen bir derenin dinlendiren şırıltısında, bazen güzel duygularla sofraya konulmuş mercimek çorbasında hissedebiliyorsak, fark edebiliyorsak şükredecek, teşekkür edecek, minnet duyulacak o kadar çok şey var ki…

Hayatı birlikte yaşadığım sevgili arkadaşım, dostum, can yoldaşım;

Sonu nereye varırsa varsın beni daima gerçeğe yönlendirip, doğruyu söylediğin için teşekkür ediyorum. Herkesin ihtiyacı olan o, “ha cesaret” tetiklemesini daima yaptığın için teşekkür ediyorum. Hayatımda önemli şeyler olurken ve yüreğimin derinlerinde acıyı yaşarken yanımda olduğun için teşekkür ediyorum. Hak etmediğim hallerde bile içten iltifatların için teşekkür ediyorum. Gezmeye gittiğin bir yerlerde, alışverişte, herhangi bir yerde aklına geldim için teşekkür ediyorum. Beni kıymetli bulup bir bakışımdan hayatımda ters giden bir şeyler olduğunu sezecek dikkat ve rikkatin için teşekkür ediyorum. Samimi olup yargılamadığın, bilakis kılavuzum olduğun için de teşekkür ediyorum. Zayıflıklarımı kullanmadığın için ve haklı olduğun halde haklı olma savaşı yerine ‘özür dilerim’ diyebilme yiğitliğin için teşekkür ediyorum. Sıradan anları bile sıra dışı yaşatma çaban için teşekkür ediyorum. Saçma sapan şakalarıma tahammül edip, saçma sapan şakalarla karşılık verdiğin için teşekkür ediyorum. Yoldaşlığımdan memnun olduğunu her fırsatta hissettirdiğin için, kendimi sevmeme desteğin için ve hayatımda olduğun için teşekkür ediyorum.

*Eğer bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak daha çok kişiye ulaşmasına destek olabilirsiniz. İlginiz için teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum