Herkes DUYGUSUNU kontrol etsin

Allah (c.c.) insanı mükemmel bir fıtrat üzere yaratmıştır. Bu mükemmeliyeti olgunlaştıran veya bozan yine insanın ta kendisidir. İnsanın olgunlaşmasını sağlayan faktörlerin arasında duygularımız da yer almaktadır.

„Duygu“, aslında insanı yücelten fakat yanlış ve zamansız kullanımında, insanı yavaş  yavaş yıkan, bitiren bir olgudur.

„Duygu“, yerinde kullanılmadığı sürece, aklı iptal eden, iradeyi saf dışı bırakan bir beladır. Bağımlılık ve tutku gibi duyguların sonunda, insanı mahveden zaafların ana kaynağı, kontrol altına alınamayan bu duygusallıktır.

Yani duygusallığı derdimize derman olan bir ilaç gibi düşünelim. Dozajı iyi ayarlandığında şifa kaynağımız olur. Lakin dozu kaçırıldığın da ise, şifadan ziyade insana zehir olur.

Yani sorun duygular da değil, sorun yine bizdedir. Bizim kullanma ölçümüzdedir.

Her şeyin bir Rafızilik noktası var“, diyen Bediüzzaman Hz.leri bunu boşuna söylememiştir.

Gerçek işlevlerinden uzaklaşan her duygu insana faydadan çok zarardır. Aslında, duygular insanlara, çevremize, diğer canlı veya cansız varlıklara karşı saygı duyabilmemiz için verilmiştir.

Şu dünya hayatını, anne babamızı, eşimizi ve çoluk çocuğumuzu bize sevimli kılan işte bu duygulardır.

İnsan, etrafındaki insanlarla yani dış çevre ile ancak içinde taşıdığı bu duygular ile iletişim kurabilmektedir. Yani, bir bakıma duygular sosyal ilişkide yardımcımızdır.

Sevgi, öfke, hüzün gibi duygular insanda mevcuttur. Sizin bu duygularla bir araya getirdiğiniz ilişkiler, sevgiler veyahut baglılıklar, doğru karar vermenize engel oluyorsa ve bu iş ifrata doğru yol alıyorsa bu, duygularınızın size hakim olması demektir. Dolayısıyla bu sizin tuzağınız ve zaafınız olmuş olur. 

Duyguların ayarını kaçırdığınız da, önce bağımsız düşünce kabiliyetinizi kaybeder ve daha sonra beyninizi doğru kullanabilme özelliğini yitirirsiniz.

Sakın yanlış anlaşılmasın. O yüzden tekrar ediyorum; duygular kontrol altında olduktan sonra, insana kesinlikle zararı yoktur, bilhakis faydalıdır.

Mesela, sevgi duygumuzun olması ne güzeldir, öyle değil mi? İnsan sevdikçe yaşamından tat alır, hayatı güzelleşir. Lakin sevgi duygusunda da dozu kaçırırsak eğer, bu sevgi „kara sevda“ oluverir.

Ve bu karar sevda insanı yok edip kül eder. Evet, bazı araştırmalar sonucu, kara sevdaya mübtela olan insaların beyninde „kara“ noktalar tesbit edilmiştir.

Bu kara noktalar ise mantıklı düşünmeyi önleyen virüs gibidir!

Velhasıl velkelam, insan duygularına sahip olmayınca, duyguları insana sahip olur.

Öyleyse hiçbir zaman duygularımızı, doğru çalışmaktan alıkoyacak aşamalara vardırmamalıyız. Gerçek, hakiki ve güzel olan o duygu ki “tek” olan ilke götüren.

Muhabbetle Efendim!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum