İdeolojileriniz ile Dersim’i açıklayamazsınız.

Meşhur hariciyecilerimizden Onur Öymen’in yakın zamanda mecliste söylediği “Dersim’de analar ağlamadı mı?” sözü, üzeri örtülen ama kanamaya devam eden bir yarayı yeniden gündeme taşımıştı.

Şimdilerde Dersim katliamının baş mimarı olan dönemin CHP’sinin mirasçıları istemeden de olsa konuyu yine ülke gündemine taşıyarak tarihimiz ile yüzleşme adına ciddi bir fırsatı önümüze koydu. Fakat gelin görün ki Dersim katliamından nasibini alan kesimin en çok kümelendiği parti yöneticileri yani CHP kurmayları kanayan bu yaranın tekrar üstünü kapatma çabasına giriştiler.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kucağına düşen ve kendi açısından zamansız olarak değerlendirildiği gözlenen Dersim katliamı, kendi mağdurunun ağzından örtülmek isteniyor. Ne tuhaf?

Koltuğunu korumak için tüm bir geçmişini, değerlerini ve de böylesine bir insanlık suçunu tevil etmek hiç kimseye yakışmaz. Hele ki özgür, demokratik, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir Türkiye’yi vaat ederek siyasi arenada yer alıyorsanız bu tüm inandırıcılığınızı da yitirmenize sebep olur.

Kaldı ki bu katliamın müsebbibi siz değilsiniz. Kurumsal yapınızı güçlendirmenin en güzel yollarından biriside geçmişteki hatalardan ders almak ve o hatalarla yüzleşebilmek cesaretini gösterebilmektir. Mağdurun zalimini aklamaya çalışması ancak psikolojinin inceleyebileceği bir alana girer. Böylesi psikolojik takıntılarınız var ise siyasi arenadan çekilmek; yok ise bu tabuları sırtınızda bir kambur gibi taşımamak için tarihle, toplumla ve kendinizle! Yüzleşebilme cesaretini göstereceksiniz. Yoksa o tabuların ağırlığı sizi ezmeye devam eder.  

Cumhuriyet tarihimizin açılmayan sayfaları aralandığında birçok tabunun yerlerde sürüneceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Kurtuluş mücadelesine canıyla kanıyla omuz verenlerin, kurtuluş sonrası ne gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını, birilerinin ideolojik evreninin dışında kaldı diye insanlık tarihinin az gördüğü tedip ve tenkil hareketlerine nasıl maruz kaldığını bu halk bilmeli, bilmeli ki kapanmayan yaralar bir nebzede olsun kabuk tutabilsin.

Dersim aslında bu tedip ve tenkil hareketlerinin kapsamı itibari ile son halkalarından birisiydi. Daha öncesinde ki özellikle Şeyh Sait, Menemen, Ağrı tedip ve tenkil hareketleri bu zincirin önceki halkalarından bir kaçı. Tabi sonraki dönemlerde yaşanan Maraş, Çorum, Sivas gibi olayları da eklemlersek yakın tarihimizde açılması gereken daha çok sayfanın olduğunu görürüz.

Şimdilerde birilerinin ideolojik gerekçelerle Dersim katliamını aklamaya çalışmaları “modern Türkiye’nin bu olaylar olmasa olamayacağı” gibi yaklaşım getirmeleri, 80 yıl sonra bile arşivlerin açılmamış olması evrensel insani değerler açısından sorgulanması gereken bir durum. Nihayetinde Dersim Harekâtı başka bir ülkeye karşı gerçekleşen bir olay değil, aksine kendi vatandaşına karşı uygulanan bir harekât ve bu harekâtın meşru sebepleri olmalı. Böylesi meşru bir sebep varsa bu da ancak arşivlerin açılması ile öğrenilebilir. Yani kısaca bu harekâtın sebep ve sonuçları arşivler açılarak ülke halkına anlatılabilir. Bunca yıl sonra bile hala birileri bunu açma cesaretini gösteremiyorsa veya halka karşı böyle bir sorumluluk hissetmiyorsa o başka.

Böyle bir sorumluluk arşivleri elinde bulunduran kurumlar tarafından hala hissedilmiyorsa, İnsan yaşamının ideolojilere feda edilebileceğini savunuyor demektir ki bu çok vahim bir tablo çıkarır ortaya.

Kutsal devlet örgüsü ve damarlarındaki asil kan’dan beslenen böylesi ideolojilerin gün geldiğinde yeniden ötekilediği kesimleri tedip ve tenkile uğratmayacağının tek garantisi şeffaflık ve demokrasiden geçiyor. Güçlü devlet olmanın da birincil koşulu ancak bunlar olabilir. Vatandaşını tehlike olarak gören ideolojilerin barışık bir toplum oluşturabilmeleri görülmüş bir gerçeklik değildir.

Toplumun değerleri ile savaşan bir anlayışın eninde sonunda toplumla yüzleşeceği gerçeğini kimse göz ardı etmesin. 80 yıl sonra bile Dersim ile yüzleşme mecburiyetinde kalan bu ülkede tarih elbette yeniden yazılacaktır.

Tarihi galipler yazar diye bir kaide vardır; ama bilgi çağını yaşadığımız bu yüzyılda ve sonrasında tarihi sadece galipler değil daha çok mazlumlar yazacaktır. Ve bu tarih, dönemsel kahramanları tarih içerisinde gerçek yerlerine oturtacaktır muhakkak.

Mail: trntoprak@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum