İHL'lerle ilgili sorumluluk

Hükümet, İHL'ler üzerindeki 28 Şubat terörünü sona erdirdi.

Artık orta kısımlar açılıyor bir, katsayı sınırlaması yok, iki.

Belli ki İHL'lere yönelen ilgi, tıpkı 28 Şubat öncesinde olduğu gibi yükselecek.

Ve belli ki bu ilgi, çocuklarını din görevlisi-din alimi yetiştirmek isteyenlerle sınırlı olmayacak.

Veliler, çocuklarını, bu okulların görece sakin ortamında, bir ölçüde dini-ahlaki değerleri de alarak, ama hayatın her alanında sorumluluk üstlenecek insanlar olmaları talebiyle İHL'ye gönderecek.

Başlığa koyduğum "sorumluluk" bence işte burada başlıyor ve ciddi bir gereklilik haline geliyor.

Sorular var:
Bir: İHL'ler kendilerine teslim edilen belki on binlerce çocuğa-gence yeterli donanımı sağlayacak bir müfredata, bir eğitim kadrosuna ve bina-araç gereç gibi imkânlara sahip olacak mı?

İki: İHL'leri bitiren gençler, üniversite sınavları dahil karşılaşacakları sınavlarda hangi başarıyı gösterecekler?

Başarı istisna olmamalı

İHL'lerin başarı tarihinde, geçmişte, Kartal Anadolu İmam Hatip'in yıldızlı bir ismi var. Ama aynı dönemde, Anadolu'da, bünyesine on binlerce genci alan İHL'lerde, aynı başarının sağlandığı görülemiyor. Hatta hatırlıyorum, bu yoğun öğrenci yönelişine denk bir eğitim verilemediği yakınmaları İHL camiasının en çok dert yandığı durumdu.

Biliyorum, 28 Şubat sonrası dönemde, bütün yok edici iradeye rağmen İHL'lerin yaşatılması ve başarılı olması yönünde bir artı gayret oluştu. Bundan, Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi gibi birim öğrenciyi önemseyen ve her birine çok özel yatırımlar yapan çabalar ortaya çıktı.

Yine biliyorum, Anadolu'da, elde kalabilen İmam Hatip mevcuduna en iyi eğitimi verme çabaları sergilendi.
Buna rağmen, üniversite sınavlarında elde edilen başarının, yıldız öğrencilerin canhıraş çabaları sonucu elde ettikleri başarılar müstesna, çok yüz güldürdüğünü söylemek mümkün değil. Buna bir de katsayı tırpanını eklediğinizde, ortaya gerçekten İHL'ler adına bir dram çıktı.

Samimi düşüncemi önceki gün yazdım. Bence, Türkiye gibi halkının büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede İHL'lerin verdiği din eğitimi, aslında normal tüm orta öğretim kurumlarında alınması gereken eğitimdir. "Türkiye ve İslam" konusundaki kafa karışıklıkları son bulsa, gidilecek nokta da orasıdır.

Büyük sınav

Benim gördüğüm Hükümet, bir alan açıyor. Bunun, aynı zamanda İHL camiası için bir sınav olduğunu unutmamak gerekiyor.

Yani İHL'lerin yeni statüsü içinde başarı gerekiyor.
Yer de var, yen de müsait.
Oynamak lazım.

Ve İHL çatısı altına giren çocuğu, çağın gerektirdiği bilgi donanımına ulaştırmak lazım.
Eğer bu İHL modeli başarılı olursa, emin olmak lazım ki, bugüne kadar İHL'ye mesafeli duran birçok toplum kesimi de ilgi göstermeye başlayacaktır.

Bugün biliyoruz ki, aslında diyelim Robert Kolej'in dünyasına uzak, dindar toplum kesimleri bile, sırf eğitim kalitesi sebebiyle çocuklarını orada okutabiliyor. Galatasaray Lisesi'nin ilgi görmesi de bu yüzden.
İHL'ler yeni statüleri içinde böyle bir cazibe merkezi olabilecek mi? Bence asıl soru bu.

Bu, bu okullara gelen ya da bu ülkede doğan her bir çocuğa karşı duyulması gereken sorumlulukla ilgili.
"Yeter ki İHL'de okusun, bu iklimi teneffüs etsin, sonunda ne olacağı önemli değil" gibi bir yaklaşımın, büyük vebal oluşturacağını düşünüyorum.

Kaht-ı ricali aşmak... Bence İslam dünyasının ve Türkiye'nin, belki birkaç asırlık ana sorunu budur.

Önceki ve Sonraki Yazılar