İNCİLLER,  HAZRETİ  İSA (AS) VE MUCİZELERİ

Dünyadaki kilise ve kütüphanelerdeki İncil’lerin 4 binin üzerinde farklı baskı ve el yazması olduğu tahmin edilmektedir. Kiliselerin resmi İncil olarak kabul ettikleri (Meta,Markos,Yuhanna,Luka) İncillerinin dahi birbirleriyle çelişkili bir çok bölümü vardır.

 Fransız filozofu dinsiz Volter, tarihteki İznik Konseyini kast ederek öyle demiştir “ Bir masanın üzerine bir sürü İncil koydular sonra papazlar dört bir tarafından tutup masayı salladılar.Masanın üzerinde kalan dört incili muteber saydılar.”

 “ Bu İncil’lerde Allah(cc),Peygamber sözlerinin yanı sıra havari,din adamı ve tarihçilerin sözleri, hikayeleri vardır.

İncil’in aslı İbranice olup  ilk yüz yıllarda Yunanca ve Latinceye çevrilirken çok vahim hatalar yapılmıştır. Bu İncil’lerde 20 ila 50 bin arasında hata tespit edilmiştir.  İngiliz Kilisesinin 1611 yılında düzeltip okuduğu İncil 1971 yılında değiştirilerek tekrar basıldığında ön sözdeki gerekçe şöyledir “ Kral James tarafından hazırlatılan İncil’in ifadesi gerçekten son derece üstündür. Ve İngiliz yayıncılığının en yüksek bir eseri olarak kabul edilebilir. Fakat ne yazık ki bu İncil’de gayet ağır hatalar vardır.Ve bu hatalar o kadar çok ve o kadar ciddidir ki bunların muhakkak düzeltilmesi gerekmektedir . “

Bir devletin resmi dininin kutsal saydıkları kitabı 360 yıl saygıyla okunuyor sonra tahammül edemeyip uzman bir dini kurulun çalışması sonucu  saygıyla tenkit edilerek değiştiriliyor.Böyle bir Kitap Allah (cc) sözü müdür , insan sözü müdür ?

 Kendilerini bilgili sanan her çağın din adamları yanlışları düzeltmek isterken yeni hatalar yapmaktadırlar.

 Kur’an-ı Kerim’in bu güne kadar değil bir kelimesi , bir harfi dahi değişmemiştir ve kıyamete kadar değişmeyecektir. İşte Allah’ın kitabı budur . İncil ise tahrif edilmiş (bozulmuş ve değiştirilmiş) bir kitaptır.

Dr.Stroggie İncil hakkında yazdığı kitabında der ki “ İnsan İncil’i okuduğu zaman birbirini tutmaz türlü konular içinde kaybolup gidiyor. İncil’in içinde sahifeler dolusu acaip isimler vardır .Hele “tekvin” kısmında yalnız secereler göz önüne alınmış “Kim,kimden doğdu ? nasıl doğdu ?” Hep bunlar anlatılıyor. Bunlardan bana ne ! Bunların ibadet ve Allah sevgisi ile ne ilgisi var ? “Nasıl iyi bir insan olunabilir ?” “Kıyamet günü nedir ?” “Nasıl ve kime hesap vereceğiz ?” “ Dosdoğru bir insan olmak için neler yapmak lazımdır ?” Bunlar pek az anlatılıyor.Daha çok bol bol efsaneler var . Daha gündüz anlatılmadan geceye geçiliyor .”

Hz.İsa (as) bir Mesih , kurtarıcı ve  hak peygamberdir . Müslümanlar tarafından her asırda saygı görmüştür. Çok merhametli bir insandı.Doğumu,yaşamı ve ölümü mucizelerle doludur. Yahudiler Hz.İsa’dan devamlı mucizeler göstermesini istediler. O da yüce Allah’ın kendisine verdiği izin ve kudretle bir çok mucizeler göstermiştir .

Mucize metafizik (fizik ötesi) akıl üstü olaydır. Allah’a inanan insan mucizeyi inkar etmez . İnsan aklı sınırlıdır ve maddeci insanlar bu olayı akıllarınca izah edemeyince inkar bataklığına saplanırlar .

Zamanın ünlü Yahudi bilgini Nicodemus dahi bir gece Hz.İsa’yı ziyareti sonrası gördüğü mucizeler karşısında çok etkilenmiş  “Artık inanıyorum ki sen Allah tarafından gönderilmişsin .Çünkü Allah’ın yardımı olmadan bu mucizeleri yapamazsın “ demiştir.

Hz.İsa mucizeleri Allah’ın izniyle yaparken tevazu kanatlarını indiriyor , adeta sıkılıyordu. “Allah’ın izniyle “ diyerek ufak bir hareket ve söz ile yetiniyordu.

Elini dokunmakla iyileşen cüzzamlıya “ Seni iyi ettiğimi sakın kimseye söyleme “ demişti.

Ölmüş çocuğunu dirilttiği kadına “ Yoluna devam et ; çocuğun yaşıyor” demiş ; iyi ettiği hastalara “Yataktan kalk ve yürü” demekle yetinmişti.

Çok merhametli ve şefkatli idi. Dilenen iki köre rastlamıştı.Onlara acıdı ve “Allah’ın izniyle “ diyerek körlerin gözlerine ellerini değdirince adamlar görmeye başladılar.

Hz.İsa insanları etkilemek ve inandırmak için Allah’ın izniyle gerçekleştirdiği mucizeleri ile ünlenirken Yahudi din adamları da kendisine düşman olmuşlardı.Çaresiz hastaları iyileştiren, ölüleri (Lazarus’u) dirilttiğini duyan Yahudi din adamları “ Bu adam bu mucizelerle bütün insanları kendine bağlıyor. Artık kendisini Allah yerine koymaya başladı.Bunun şerrinden kendimizi kurtarabilmek için onu öldürmeliyiz “ diye aralarında karar aldılar . Romalılara şikayet ettiler.

Bu sırada Hz.İsa son mucizesini de gösteriyor , aleyhine konuştuğu için Petrus tarafından kulağı kesilen bir adamın kulağını tekrar yerine koyuyordu.

Hz.İsa’nın mucizeleri burada bitti. Romalı askerler onu yakalayıp Kral Herod’un önüne getirdikleri vakit Kral Herod “ Sen mucizeler yapıyormuşsun .Hadi bana da bir mucize göster “ deyince Hz.İsa sustu ve önüne baktı. Çünkü artık görevi bitmiş,yüce Allah’ın verdiği mühlet sona ermişti. O yüce Peygamber insanları kurtarmak ve yol göstermek için gönderilmişti. Yoksa kendisini kurtarmak için değil.

Kendisini ihbar eden kişi Hz.İsa şeklinde çarmıha gerilirken Hz.İsa (as) kudret sahibi olan Yüce Allah’ın izniyle semavi bir aleme kaldırılıyordu.

 Hz.Adem’i babasız yaratan Allah(cc) Hz.İsa’yı da babasız dünyaya getirmiş ve katline rıza göstermeyerek yine bir mucize ile  onu vefat ettirerek katına almıştı.

Her çağda mucizeleri inkar eden aydın ve ilim adamı geçinen bir çok insan ortaya çıkmıştır. Tabiat kanunlarını değişmez esaslar olarak alan ve fizik ötesini reddeden bu insanlar mucizeleri kabul etmezler. Halbuki tabiatı yaratan ve esaslarını koyan yüce Yaratıcı dilerse bunları değiştirebilir. İnsan aklı da sınırlıdır .Bu dünyada öyle olaylar cereyan eder ki bazen bunları akıl ile açıklamak imkansız olur.

 Ne demiş şair :

“ İdrak-i meali bu küçük akla gerekmez”

“Zira bu terazi o kadar sıkleti (ağırlığı) çekmez “

Bu yüzdendir ki bir insan idrak edemiyorsa eğer, hiç olmazsa inkâr bataklığından korunmalıdır.