En temel özelliğimiz, cümle hayatımızın git- gellerinin karşısında çelik bir gövde gibi duran ya da duramayan, hayat serencamımızı kolaylaştırıp ya da zorlaştıran en temel direnç kalemiz; İrade. Bir çok bilim dalında bilinçli yakın anlamlarda kullanılan, irade kelimesi oldukça ihata edici bir kavram.

Kelam, felsefe, psikoloji ve dini, dünyevi bir çok bilimsel çalışmanın en önemli anlamının karşılığına oturur. Asıl itibariyle en kısa tarifi isteme, dileme, yerine getirme gibiinsanın en güçlü iç mekanizmasının en kıymetli motivasyonudur.

Her ne kadar aşk, istek, arzu, iştiyak gibi kelimelerle yakınlığı olsa da kullanım yerlerine göre anlamı değişebilir.

İrade, insanın istedikten sonra istediği fiili yerine getirebilme gücüdür. Tembellik ve ataletin karşısında durur. Yapacağımız fiilin önündedir, arkasından iş, oluş, hareket gelir.Kullanıldığı yerlerde genellikle olumlu anlamda kullanılır. İhtiyar yani hayır / iyilik kökünden seçme, seçtğine inanma özgürlüğü anlamına gelen irede fiile dönüştüğünde bir değer oluşturur.

Hayatımızın her anında etkin olan bu güç, olumlu anlamda kullanıldığı zaman insanın tatmin sebebi olur. İnsan ancak iyi şeylere niyet edip başardığı zaman kendisini gerçekleştirip, değerli ve yeterli, topluma faydalı bir birey haline geldiğine inanır.

Sabah evinden çıkan birisinin kırmızı ışıkta geçmesi irade, normal yolunda giderken kaza yapması dikkatsizlik, yaralanması ya da ölmesi kaderdir.

İrade bizim müdahalemiz, karışma özgürlüğümüz, seçebilme yeteneğimiz, seçtiğimiz tercihlerimizden sonra başımıza gelecek olanlara tahammül edebilme gücümüz ve sınırımızdır.

Zaten çok yorucu ve yaralayıcı olan hayatın insanın belini kıran sorunlarının karşısında direnme, dayanma değiştrirp düzeltmek için verilen mücadeledir. Sadece insan olmanın ve kalmanın değerli olduğu bir yaşam tarzının ezici mücadelesinde, yılmadan kötünün karşısında sabredip sebat etmenin adıdır.

İyilik yapabilmenin gücü, başarmanın ardışık sebebi, vicdana günah yüklememenin anahtarı, bedenin hücrelerine oturtulan aşk ve meşkin sebebidir.

Yolda olmanın, kalmanın sebebidir irade, zayıflık ve zaafın düşmanıdır. Tökezleyip düşme potansiyeli olan insanın, ağacın, hatta dağın, ırmağın bile süreklilik ve inadına dıuruşunun sırtını yasladığı, kazanmanın verdiği hazzın doruğudur belki de.

Ezik ve zelil bir hale kapı aralayan atalet, insan olmanın onurunu hep düşmanı iken, en kadim motivasyon dürtüsü olan istek ve irade, illa bir rekabet ortamı sağlamasa da, şahitleri olmasa da, takdir ve tespit edilmese de, bireysel gelişimin ve insanın irfan ve ahlakının en önemli belirtisidir.

Kendini gerçekleştiren insanın, toplumsal iyi olma hali ve şahsına olan öz şefkati, güveni, sevgi ve saygısı kendisine bahşedilmiş olan Allah’ın en güzel emenetleri olan vücut azalarının da yerli yerinde kullanılma biçimidir.

Hem maddi hem manevi, ruhsal psikoljik güçlülükle de yakından ilişkisi olan, aklını, kalbini, vicdanını da kullanma biçimi olan irede/ istemek doğru düşünce modeli ve metodu geliştirmeyi de gerekli kılar.

Her ne kadar her birimizin kazanacağı son nokta kesbettiğimiz çerçevede olacak olsa bile, unuıtmamamız gereken en önemli madde ise, külli iradenin bizim irademizin üzerinde olduğu, sebeplerin bizimle ilgili olabileceği ama sonucun asla bizimle ilgili olmadığıdır. Öyleyse yaşamanın en etkin sebebi olan çaba da, yüce Yaratıcının ihatasıyla sınırlanır.

En nihayeti aşkın bir varlığın iradesine iradesini ram etmektir.