Raif MEDETOĞLU
Kadınlığın Haysiyetine Saygı Göstermeyen Toplumların Ortak Akıbeti
Bir toplumun medeniyet seviyesi, fabrikalarının sayısıyla, yollarının uzunluğuyla veya gökdelenlerinin yüksekliğiyle değil; kadına gösterdiği hürmetle ölçülür. Kadın, yaratılışın inceliğini, merhametin derinliğini ve insanlığın devamını temsil eder. Onun haysiyetine gölge düşüren toplumlar, aslında kendi vicdanlarının da karardığını ilan etmiş olurlar.
Kadına Saygısız Toplumların Ortak Özellikleri
Kadınlığın haysiyetini çiğneyen toplumlara baktığımızda, hepsinde birkaç ortak nokta dikkatimizi çeker:
1. Ahlâkın zayıflığı: Kadını sadece bedeniyle değerlendiren, onu tüketim aracı haline getiren toplumlarda, ahlâkî ölçüler yerle bir olur. Kadın, bir eşya gibi pazarlandığı her yerde insana ait bütün değerler de ucuzlar.
2. Merhamet eksikliği: Kadına saygı duymayan bir toplum, merhameti yitirmiştir. Merhametsiz bir kalp, insana değil hırsa hizmet eder.
3. Aile kurumunun çöküşü: Kadının izzetini korumayan milletlerde aile yapısı sarsılır, nesiller manen öksüzleşir. Çünkü aile, kadının onuruyla birlikte ayakta durur.
4. Toplumsal huzursuzluk: Kadının toplumdaki yerini ve saygınlığını koruyamayan milletler, iç barışını kaybeder. Zira adalet terazisinin bir kefesi kadındır; o bozulursa denge tamamen dağılır.
İslam’ın Kadına Bakışı: İzzet-i Nefsin Yüceliği
İslam, kadını “yaratılışta eş” olarak tanımlar; ne eksik ne fazla. Kadına yüklenen değer, onun bedeninde değil emanet oluşunda saklıdır. Kur’an, “Sizi bir tek nefisten yarattı ve ondan da eşini var etti.” (Nisâ 1) buyurarak, erkekle kadının aynı özden yaratıldığını bildirir. Bu ifade, kadına verilmiş en büyük onur vesikasıdır.
Hz. Peygamber (s.a.v.), hayatın her alanında kadının haysiyetini yüceltmiş, “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.” (Tirmizî) buyurarak, haysiyet ölçüsünü davranışın merkezine yerleştirmiştir.
Kadına izzetle yaklaşmak, sadece nezaket değil, imanın gereğidir. Çünkü kadına hürmet, insana ve Yaradan’a hürmettir.
Ahlâkî Tutumun Temeli: İzzet ve İffet
İslâmî terbiyede kadına karşı ahlâkî tutum üç temel kavram üzerine bina edilir:
İzzet: Kadının kendi varlığına ve vakarına sahip çıkmasıdır. Bu, onun onurunun zırhıdır.
İffet: Hem kadının hem erkeğin birbirine karşı sınırlarını korumasıdır. Bu, toplumun en güçlü ahlâkî kalesidir.
Adalet: Kadını ne yücelterek putlaştırmak ne de küçülterek yok saymaktır. Hakikî adalet, kadını insanlığın eşit bir ferdi olarak görmektir.
Sonuç: Kadına Saygı, Topluma Bereket Getirir
Kadına haysiyetle davranan toplumlar, aslında geleceğine yatırım yapar. Çünkü kadın, sadece bir anne değil, medeniyetin ilk öğretmenidir. Onun yüreğinde merhamet, dilinde dua, duruşunda vakar varsa; o toplumun ufkunda rahmet vardır.
Ne zaman ki kadının izzetini korumak bir “ahlâk meselesi” olmaktan çıkıp bir “iman meselesi” olarak görülür; işte o zaman toplumlar yeniden dirilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.