Fatih KAPLANDERE

Fatih KAPLANDERE

KANLI COĞRAFYA IRAK

KANLI COĞRAFYA IRAK

Hz. Zeyneb, (Hz. Hüseyin r.a. kız kardeşi)Küfe halkının çığlıklarını susturup onlara şunları söyledi:

"Allah'a hamd ve babam Muhammed'e selam olsun O'nun pak ve mukaddes Ehli Beytine...

Ey Küfe halkı, siz yalancılar... Siz hainler, siz bozguncular... Siz ey günahkârlar, dövünün artık... Asla dindirmesin Allah gözyaşlarınızı ve kalbiniz ebediyen acıyla sızlasın, kederle için için yansın. Biliyor musunuz kime benziyorsunuz? Elindeki ipini özene bezene saran, sonra da yeniden çözen ve enerjisini çarçur eden kadınlara benziyorsunuz. Doğruluktan, içtenlikten nasibi yokmuş o yalan yeminlerinizin, Biliniz ki sizin başkasına verecek hiçbir şeyiniz yoktur; asılsız palavralarınızdan, sahte kuruntularınızdan, hilekârlığınızdan, dönekliğinizden, madrabazlığınızdan ve dalkavukluğunuzdan başka sermayeniz yoktur sizin. Biliniz ki siz bir kepazeler ve karaktersizlikler sürüşüsünüz. Adi ve düşmüş kölelerden ne farkınız var sanki? Husumet ve garazkârlık kanınıza işlemiş, lağım çukurlarında yetişen bitkiler ne kadar menfulse öylesine iğrençsiniz. Eski mezarlar üstündeki çürümüş sıvalara ne kadar benziyorsunuz.

Bakınız, Allah'ın asla razı olmayacağı çok pis bir işe bulaştınız. Öte dünya için çok az bir azık bıraktınız elinizde. Ağlayın artık kardeşime, ağlayın en pervasız feryatlarınızı salarak. Evet, çok ağlayınız, ama az gülünüz; çünkü Hüseyin'e karşı giriştiğiniz alçaklığın pis suyu ile sırılsıklam oldunuz. Kanının lekeleri hala ellerinizde duruyor ve artık isteseniz de silemezsiniz o lekeleri. Allah'ın son Resulü’nün ocağını söndürmek, O'nun halefini ve salihler içinde Seçilmiş bir salihi katletmek davasından beraat etmeyi de silin kafanızdan.

Siz, felaketler anında imdadınıza koşan bir insanı, en büyük dayanağınız olan bir insanı, hükümde ve amelde rehberiniz olan bir insanı şehid ettiniz, kudretinizin ulu burcunu şehid ettiniz. Unutmayınız ki iğrençlikte sınırsız ve kötülükte dizginsiz ve dünyada bir eşi daha bulunmayan bir suçun sorumluluğunu yüklendiniz. Duruşma günü hazırladığınız o değersiz şeyler sizi ancak maskara eder. Allah'ın gazabına uğrayasıcalar, perişan olasıcalar, kahrolasıcalar sizi... Emekleriniz hepten heder oldu işte ve her geçen gün, düne göre daha sefil düşüyorsunuz. O yüce emelleriniz tek tek sönüyor ve siz yalnızca bütün dünyanın nefretine heder olmuş değilsiniz. Siz aynı zamanda Allah'ın ebedî düşmanlığını da kazanmış bir topluluksunuz... Yazıklar olsun sizlere ey Küfe halkı. Muhammed’i en çok neresinden vurduğunuzu biliyor musunuz? Nasıl bir yemindir bu bozduğunuz ve kimin kanıdır bu akıttığınız? Allah'ın hangi ayetlerini çiğnediniz? Gerçekten, öylesine iğrenç, öylesine menfur bir şey ki bu yaptığınız; gökyüzü yere kapaklanabilir, yeryüzü yarık yarık yarılabilir ve dağlar kül olup dağılabilir.

Unutmayınız... Evet, unutmayınız ki sizin cezanız hem yeğin, hem çetin olacak. Hesap Günü'nden önce bir an bile dönüp bakmayınız bu tertibinize. Suçun işlenişi ile cezanın uygulanışı arasına bir sürelik bir zamanın girmesi, cezanın ertelenmesinden başka bir şey değildir. Her şeyin ölçüsünü Allah daha iyi bilir.

Biliniz ki Allah sizi gözetlemektedir ve hep gözetlemektedir."

Böyle uzun bir giriş yapmamın sebebi, bu coğrafyanın hiçbir zaman durulmamasının nedeni benim âcizane kanaatim odur ki peygamber sülalesine yaptıkları ihanetin sonucudur.

Bu tamamen şahsi kanaatimdir.

Hz. Zeyneb’in (Hz. Hüseyin r.a. kızkardeşi)küfe halkına yaptığı konuşma veya siz ne derseniz deyin kıyamete kadar peygamber evlatlarına yaptıkları ihanetin bedelini çekeceklerini anlattığı bir konuşmadır.

Peygamber evladının kanı o bölge halkının eline bulaşmıştır ve ahrette hesabını verinceye kadar da o bölge halkının elinden çıkmadığı için o bölge daima karışıklıklar ve kanlı eylemlerin bölgesi olmaya devam edecektir.

Tarih boyunca birçok devletin kurulmasına ve yıkılmasına sahne olmuş, birçok yağma ve talana maruz kalmış, birçok katliama uğramış bir bölge olan Ortadoğu bir tek Osmanlı zamanında bir durgun dönem geçirmiş.

Çeşitli entrikalarla elden çıkınca yine o kasvetli ve kanlı tarihine tekrar dönmüş ve o zamandan sonra da iflah olmamıştır.

Nedense, Osmanlı ilk kurulduğunda bir beylik iken kendi etrafında kurulan beyliklerle uğraşmamış ve asıl kâfir olan Bizans düşmanı ile uğraşarak kendisinin hak ve doğru bir yolda ilerlediğini göstermiştir.

Ancak ırak ve Suriye’de hatta dünyada çıkan tüm İslami silahlı örgütlerin hemen hemen hiçbiri etraflarındaki İslam düşmanı unsurlarla savaşmayı yeğlememiş (birkaçı hariç) tam tersine Müslüman ülkelerle ve Müslüman halkla uğraşmayı kendilerine görev bilmişlerdir. Neden acaba?

IŞİD denen örgüt Suriye’de esede bir tek kurşun sıkmadığı gibi tam tersine oradaki İslami örgütlerle savaştığı söyleniyor. Ayrıca takındığı tavrın İslamiyetle uzaktan yakından alakasının olmadığı ve İslam dinini dünyaya kötü bir şekilde gösterdiği yaptığı uygulamalardan çıkartılmakta ve ayrıca kanlı katliamlar yapmış olduğu söyleniyor.

Türkiye’nin bölgede güçlenmesi ve ulaştığı kalkınmışlık dünya dengelerini birkaç on yıl içinde değiştireceğe benziyor. Güçlü bir Türkiye bazılarının işine gelmemektedir.

Bundan dolayı önünün kesilmesi için ne gerekiyorsa yapılması elzemdir diye düşünüyor bazıları. Savaşa bir türlü sokulamayan Türkiye başka olaylarla yıpratılmak istenmektedir.

Bunlar arasında, Irak ve şii, Sünni ve Kürt sorunu, PKK kanlı terör örgütü, Türkiye’de alışıla gelmiş darbeler ve içimizdeki bizden görünen ancak asla biz olmamış bizler gibi birçok unsuru sayabiliriz.

Birçok iç ve dış düşmandan sıyrılarak on yıllık bir dönem de yapılan ekonomik hamlelerin Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin seksen yıllık döneminde yapılanları üçe beşe katlaması, bu ülke insanının istediğin de neleri başaracağını çok güzel bir şekilde göstermektedir.

Bundan rahatsız olanların Türkiye’nin önüne çıkardığı engeller Türkiye’ye hep sıçrama tahtası etkisi yapmıştır. İnşallah çıkartılan tüm engel ve entrikalar çıkaranların başına döner ve sonları olur.

Allah cc. dan duamız en kısa zamanda Musul’da alıkonan konsolosluk personeli ve tüm vatandaşlarımız sağ ve salim olarak yurda döner ve sevdiklerine kavuşurlar. Türkiye bunu başarabilecek güçtedir.

Geri dönmek yok, yola devam diyor Sayın Başbakan.

Vesselam. Kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.