MEDYA, İNTERNET, TELEVİZYON VE MÜSLÜMAN GENÇLİK:

İçinde bulunduğumuz zaman, çağın getirileri, teknolojik gelişmeler, medya, internet dünyası, televizyon kanalları, tüketim toplumu, Müslüman Türk gençliğini tehdit eden unsurlar… Evet her biri üzerinde uzunca durulması gereken konular. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki (Ahir Zaman), Müslüman Türk gençliği, evlatlarımız aslında birçok tehlikenin ortasında.

Medya ve Televizyon kanalları, gençliği neye yönlendiriyor, nereye itiyor ve nasıl bir gençlik isteniyor? Bu konu üzerinde düşünelim, evet vahşi kapitalizmin getirisi vahşi tüketim toplumu, reklamlarla aşılanan sürekli harcama ve tüketme sendromu. Sürekli al, her şeyi al, tüket, kullan ve sen diğerlerinden daha kaliteli yaşa, refah içinde yaşa, yaşamaya gücü yetmeyenleri aşağıla, hakir ve hor gör, dışla, egonu tatmin et, lüks villalarda yaşa, lüks ciplere bin ve güç yetiremeyenlere inat yaşayamayanların gözlerine gözlerine sok… Evet aşılanan bu, istenilen yaşam tarzı bu ve maalesef gençliğimiz tarafından talep ve kabul edilen de bu. Eskiden bizlere sorarlardı, çocukken, gençken ne olmayı düşünüyorsun ileride, kimi doktor, kimi avukat, kimi mühendis, kimi öğretmen… Şimdi gençlere soruyoruz, ne olmak istersin diye, aldığımız cevap, şarkıcı, manken, futbolcu, model, kısacası ünlü olmak, meşhur olmak, lüks yaşamak ve kısa yoldan voleyi vurmak istiyorum oluyor. Bunlar bize aşılandı, empoze edildi, damarlarımıza zerk edildi.

Medya, tv kanalları, ahlaksız yayın ve diziler, cibiliyetsiz eğlence programları, açık saçıklığın edepsizliğin “Cesurluk, Kahramanlık”, edepli olmanın ve ahlaklı yaşamanınsa “Gericilik, Yobazlık”, olarak adlandırıldığı bir çağ, dönem… Popstarlar, ünlü olma hayalleri, tez zamanda köşeyi dönme ve lüks bir hayat çılgınlığı, ahlaki yozlaşma, ruhsal çöküntü ve çürüme, empoze edilenler bunlar değil mi?

İnternet dünyası, alabildiğine derya deniz, 5 yaşındaki bir yavrucağı bilgisayarın başına oturtun, 5 dakikada nelerle karşılaşır internet aleminde, her çocuğumuzun elinde bir akıllı telefon, aralıksız yemek dahi yemeden facebook, twitter mesaisi… Bütün bunlar aslında üzerinde kitaplar yazılabilecek kadar derin ve detaylı konular, ancak biz başlıklar halinde kısaca geçiyoruz. Güzel ve alımlı gösterilen ancak şeytani derinlikli konular. Bir yarışma düzenlenir, gençliğimiz, kızlarımız, erkek evlatlarımız, sabahlara kadar kapı önlerinde yatar, yarışmaya girmek, ünlü olmak, şarkıcı olmak, tez zamanda lüks bir hayata kavuşmak için. Tatmin olmayan, şükretmeyen, kanaat etmeyen, emek ve alın teri sarf etmeyen bir gençlik isteniyor, birileri tarafından. Sana verilen her ne ise al ve kabullen, düşünme, tefekkür etme, konuşma, akıl ve gönül süzgecinden geçirme, sadece kabul et ve yaşa…