Müfit Yüksel'in Uyarısına Kulak Verin

KÜRT konusu uzmanı olan değerli araştırıcı Müfit Yüksel beyin aşağıdaki satırlarını dikkatle okumanızı, üzerinde dikkatle durmanızı istirham ediyorum. Müfit bey diyor ki:

"1992'de yayınlanan "Kürd Soruşturması" adlı çalışma içindeki "Dünden Yarına Kürtler ve İslamiyet" başlıklı makalemizde, İslamiyetin Marxist-Stalinist kökenli laik-seküler gruplarca Kürdistan'dan kovulmak istendiğini, İslamiyetin Kürdistan'ı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ve en büyük endişemin 25-30 yıl sonra kürtlerin "Müslümanız" deyip demeyeceği olduğunu belirtmiştim. Bu konuda dindar müslümanları uyarmıştım.

O günden bu yana 18 yılı aşkın bir zaman geçti. Hiçbir İslamcı bize kulak asmadı. Bu zaman zarfında durum sürekli vahamet arzetti. Bölgedeki tüm dini grup ve organizasyonlar çöktü. Bölgenin geleneksel, asırlardır cari olan dînî yapısı ile taban tabana zıt, bu yapıyla kavgalı olup, ya ideolojik selefî , ya da şiî yönelimli radikal/siyasal dini grup ve akımlar 80'li yıllarla, 90'lı yılların da başlarında zaman ve enerjiyi olumsuz bir rotada tüketip, erimeğe mahkûm hale geldiler. Bölgede öteden beri var olan geleneksel dini yapılar ise zamanla büyük aşınmalara ve inhiraflara uğramış olduğundan canlılık gösteremediler. Kent ve kasabalardaki kitabevleri çevresinde kümelenmiş radikal/siyasal islamcı grupların yerel dini değer ve gelenekle sürekli kavga ve çatışma halinde olmaları, bölgenin dindar halkından ve bölge gerçeklerinden tamamen kopuk olmaları, hem bu grupların  90'lı yıllarda eriyip kaybolmalarına, hem de dindarların bir şemsiye altında organize olmalarının önünü kesti. 1992 Kasım ayında, Ankara'da Mazlum-Der'in gerçekleştirdiği "Kürd Sorunu Forumu"nda, bölgenin en temel dinî unsur ve yapılanmaları olan Şafiilik ve Nakşibendiliği dikkate almayan, dışlayan, bu temel İslami kimliklerle ideolojik- selefilik adına savaşan İslami grup ve hareketlerin bölgede hiçbir şansının olmayacağını belirtmiştim. Evet, yaşanan süreç bu öngörümü maalesef doğruladı."

İslamiyet maalesef sadece Kürt kardeşlerimizin yaşadığı bölgelerde değil Bütün Türkiyede içten darbelenmektedir.

Ülkemizdeki (1) Selefî, (2) Vahhabî, (3) Aktivist, (4) Râfızî, (5) Radikal, (6) Neo-Haricî, (7) İslam'ı bir ideoloji gibi algılayan, anlayan ve anlatan ve bunlara benzer hizipler ve fırkalar Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığının altını açıkça veya sinsice oymaktadır.

Türkiye'nin bütününde, Müslümanların en az yüzde 95'i Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlığı etrafında birleşmedikçe bizim için İslamî bir necat ve kurtuluş olmaz.

Arap aleminde başarılı olamamış, islamî hareketi çıkmaza sokmuş, Pakistanda başarılı olamamış birtakım ideolojik radikal hareket ve programlarla nasıl kurtulacağız?

Ehl-i Sünnet ile kurtulabileceğimizin en büyük delili, Osmanlı devletidir.

Osmanlının İslam anlayışı şu esaslara dayanmaktadır:

(1) İtikatta Ehl-i Sünnet.

(2) İlim ve fıkıhta Ehl-i Sünnet.

(3) Tasavvuf ve tarikatta Ehl-i Sünnet.

(4) İş, çalışma, iktisat, ticaret, üretim ve sosyal hayatta dine dayalı ahîlik, loncalar ve fütüvvet hareketi.

(5) Ehl-i Kitab vatandaşlara din ve kimlik hürriyeti.

(6) Her konuda orta (mutedil) yolda ve çizgide olmak, bütün aşırılıklardan kaçınmak.

(7) Şeriatın zahirinden ayrılmamak.

(8) Kur'an ve Sünnetten ayrılmamak.

Birtakım bedevîler Osmanlıyı küfür ve şirkle suçluyor. Asıl küfür ve şirk onlardadır.

Osmanlı ayakta olsaydı İslam toprağı Filistinde Siyonist devleti kurulabilir miydi?

Hilafet-i Osmaniye ayakta kalmış olsaydı Müslümanlar böylesine perişan olur muydu?

Kürtleri ve Türkleri kurtaracak olan yol orta, mutedil, doğru Ehl-i Sünnet İslamlığıdır.

Bütün aşırılıklarda ifrat ve tefritlerde, radikalliklerde, terör hareketlerinde, ideolojik sapmalarda, reformculukta hayır yoktur.

Ülkemizin bütünlüğünün korunması,

Halkımızın adalet ve güven içinde yaşaması,

İnsan haklarına saygı gösterilmesi... isteniliyorsa:

1. Medaris-i islamiye açılmalıdır.

2. Turuk-i sufiyye serbest bırakılmalıdır.

3. Türkiye halkına olanca din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyeti sağlanmalıdır.

Bu memleketi ayakta tutan dindir.Din sarsılırsa ne Türk kalır, ne Kürt. Birtakım şarlatanlar ve soytarılar "Ne!.. Sen ülkemizi İran'a mı çevirmek ist iyorsun" diye yaygara kopartabilirler. Onlara cevabım şudur:

Hayır!.. Türkiye din, inanç, fikir, görüş, tenkit konusunda İngiltere'ye benzesin.

Bir diyeceğiniz var mı?

* (İKİNCİ YAZI)

Müslümanlar Dikkat

DİKKAT!.. İslam dini bir ideoloji değildir. Dinimizi bir ideoloji gibi anlayan ve anlatan cereyan ve fırkalarda hayır yoktur. Hayırlı ve olumlu görünen tarafları olsa bile; zararlı, olumsuz ve yıkıcı tarafları yüz misli fazladır.

DİKKAT!.. İslam dini ateist bir ideoloji olan Marksizmle kesinlikle bağdaşmaz ve uyuşmaz. Şuurlu bir Müslüman asla ateist Marksistleri dost ve velî edinmez.

DİKKAT!.. Kur'an Yahudileri ve Nasarayı dost ve velî edinmemizi yasaklamıştır.Bu yasağı dinlemeyip de onların dümen suyundan gidenler dall ve mudildir.

DİKKAT!.. Türkiye coğrafyasına İslam (Şeriata sımsıkı bağlı) tarikatlar ve tasavvufla gelmiştir. Şeyh Ahmed Yesevî hazretleri Türkiye Müslümanlarının büyük velinimetidir. Başta Nakşibendiyye ve Kadiriye tarikatları olmak üzere bütün turuk-i sofiye imana, İslama, Kur'ana, Sünnete, Ümmete, Şeriata büyük hizmet etmişlerdir ve etmektedirler. Tarikatlara ve tasavvufa düşmanlık edenler, tarikat evliyasını -hâşâ- evliyauşşeytan diyerek tekfir edenler çok yanlış bir yoldadır, büyük fitne fesat çıkartmaktadır. Türkiyede tarikatları yıkmak İslamı yıkmak demektir.

DİKKAT!.. İslamda din ve dünya, ruhanî ve dünyevî ayırımı yoktur ama İslam siyasî bir sistem değildir. Dinimizi siyasî bir aktivizm haline getirenler onu çarpıtmakta ve ona büyük zarar vermektedir.

DİKKAT!.. Osmanlı Devlet-i Aliyyesi uzun asırlar boyunca İslam'ın en mutedil, en orta, en geniş, aslına en uygun yorumu olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesinde bulunmuş, bu anlayışı yaymış ve korumuştur. Türkiyede İslama ve Ümmete Ehl-i Sünnet yoluyla ve metotlarıyla hizmet edilir.

DİKKAT!.. Azılı ve aşırı Farmason Cemalüddin Afganî Türkiye Müslümanlarını selamete çıkartacak din önderi ve rehberi değildir. Onun peşinden gidenler Mevlayı değil, belayı bulurlar.

DİKKAT!.. Sekülerleşmek yani din ile hayatı birbirinden ayırmak Müslüman toplumlar için en büyük zahirdir.

DİKKAT!.. İslam dini hak din olmakta öteki muharref dinlerle müşareket (ortaklık) kabul etmez. Üç İbrahimî hak din vardır; İslamı, Kur'anı, Hz.Muhammedi inkar edenler de ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyenler, zaruriyat-ı diniyeden tavizler vererek dinlerarası diyalog ve hoşgörü yapanlar büyük tahribata sebebiyet vermektedir.

DİKKAT!.. Muhammed İbn Abdilvehhab tarafından çıkartılmış Vehhabîlik fırkası aşırı bir fırkadır ve Ehl-i Sünnet dairesi içinde değildir.

DİKKAT!.. Herkes eline rastgele bir Kur'an tercümesi, meali, tefsiri alsın ve bu metinleri kendi re'y ve hevası ile yorumlasın diyenler son derece yanlış bir metodu uygulamakta ve tavsiye etmektedir.

DİKKAT!.. Ehl-i Sünnet dairesi dışına çıkmış olan, kendi hevalarına göre ictihad yapıp fetva veren bütün aykırı ilahiyatçılar yanlış yoldadır.

DİKKAT!.. Sünnetin tamamını inkar edenler dinden çıkmıştır, sahih hadislerin bir kısmını inkar edenler ise vahim ve öldürücü bir bid'ate düşmüşlerdir.

DİKKAT!.. Mü'mini tekfir edenin kendisi kafir olur.

DİKKAT!.. Ehl-i Tevhid ve Ehl-i Kıble olan tekfir edilmez. Yani La ilahe illallah MuhammedResulullah diyen ve kıbleye dönerek namaz kılan Müslümanlar küfür ve şirkle itham edilmez. Ehl-i Sünnet ulema ve fukahasının geçerli fetvası ile küfrü isbat edilmedikçe ve bu fetva salahiyetli kadı tarafından tasdik edilmedikçe kimsenin kafir, müşrik ve mürted olduğu söylenemez.

DİKKAT!.. Bütün Müslümanlar, çeşitlilik içinde sarsılmaz bir birlik teşkil ederler. Bu birliğin ismi Ümmettir. Ümmet birliğini ve şuurunu yitirip de fırkacılık ve hizipçilik taassubuna duçar olanlar sapıtmıştır. Esas olan Ümmettir, Ümmet şuurudur.

DİKKAT!.. Mezhepsizlik İslam dinini ve İslam Şeriatini tehdit eden en tehlikeli bid'attir.

DİKKAT!.. Mezhepsizlik dinsizliğe köprüdür.

DİKKAT!.. Telfik-i mezahib dini oyuncak etmektir.

DİKKAT!.. İslam dininin bilgileri ve hükümleri ancak ve ancak icazetli ulema ve fukahanın kitaplarından öğrenilir.

DİKKAT!.. Bir rehbere muhtaç olduğu halde gerçek bir rehbere ittiba ederek onun nasihat ve irşadlarını dinlemeyen kişi bilmeden, farkına varmadan Şeytanı rehber edinmiş olur.

DİKKAT!.. Hulefa-i Râşidînden sonra Kur'ana ve Sünnete en uygun İslamî uygulama Osmanlı uygulamasıdır. (Mekke Şafiî reisüluleması Ahmet Zeynî Dahlan).

DİKKAT!.. Sevgili Müslümanlar!.. Bozuk fırka ve hiziplerin, bozuk cereyanların, sapık akımların, bid'at ve dalalet hareketlerinin, Kur'ana ve Sünnete aykırı fanatizmlerin, yıkıcı ve oyalayıcı aktivizmlerin tuzaklarına düşmeyiniz... Cadde-i Kübradan ayrılmayınız... Dar çıkmaz sokaklara girmeyiniz...Masonları din rehberi olarak kabul etmeyiniz... Bozuk ilahiyatçılara aldanmayınız... Cumhur-i ulemanın yolunda ve izinde olunuz. İcazetsizlerin ictihad ve fetvalarına kulak asmayınız...

Önceki ve Sonraki Yazılar