Muhalefetin işi zor, hem de çok zor

Anayasa Mahkemesi'nin 26 maddelik anayasa değişikliği paketini halkın oyuna sunmayla sonuçlanacak kararı en fazla muhalefeti hazırlıksız yakaladı. Paketin bütününün veya hiç olmazsa birkaç maddesinin iptaline kendisini şartladığı hissini veriyor muhalefet; kararla paketin bütünü halkın oyuna sunulacak ve muhalefetin ağzını açmaya mecali yok.

Sebebi şu: Bizde muhalefet, kendi görevini, siyasetin dışında kalması gereken devletin kurumlarına gördürmeye alışmıştır; Anayasa Mahkemesi "Ben bu oyunda yokum" dediği anda, siyasetçiler argümansız kalıverdi.

Muhalefetin devletin kurumlarını doğal ortak olarak görmesi, gerçeğin de -üç aşağı beş yukarı- böyle olmasından kaynaklanıyor. Tarihin belli bir döneminde kurulmuş ve geleneksel olarak varlığını sürdüren ittifaklar söz konusu; en kritik ortamlarda, siyasi muhalefetin gücü yetmediğinde bürokratik muhalefetin devreye girdiği bir ülke burası. 27 Mayıs'tan (1960) 28 Şubat'a (1997) uzanan müdahalelerin herbiri bu ittifakın sonucudur.

Son zamanlarda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile Anayasa Mahkemesi 'muhalif' tavırlarıyla fazlaca ortada göründüler, ancak bürokratik muhalefet yalnızca bu iki kurumla sınırlı değildi; muhalefete destek vermeye hazır başka kurumları da her zaman oldu bürokrasinin... Siyasetçilere malzeme taşıdı, gerektiğinde malzeme sağladı.

Türkiye'nin siyasi tarihi bu 'gerçeğin' örnekleriyle doludur.

Bugün durum değişti: Siyasi muhalefetin şaşkınlığı ve dağınıklığının da sebebi, Anayasa Mahkemesi'nin, Meclis'ten çıkan paketin bütününün halkın oyuna sunulmasına geçit vermesidir. Demokrasinin kanallarını genişletecek maddeleri yanında hukuk bürokrasisini kabul edilebilir sınırlar içine çekilmeye zorlayacak bir paket, o bürokrasinin içinden bir kurum tarafından onaylandı.

Henüz farkına varılmamış olabilir, ama şu mülâhazamı lütfen bir yere yazın: Kararın alındığı 7 Temmuz 2010 tarihi Türk siyasi hayatı için bir dönüm noktasıdır.

Kendimizi anayasa paketine ölesiye karşı çıkan, iptali için Anayasa Mahkemesi'nin kapısına koşan siyasi muhalefetin yerine koyun bir an için; paketi oylamasına Anayasa Mahkemesi'nin izin verdiği halka ne söyleyebilir, hangi gerekçelerle 'Hayır' oyu kullanmasını isteyebilirsiniz?

Deneyin. Herhangi bir gerekçe bulabildiniz mi?

Siyasilerin elinde o bildik bağnaz Ak Parti aleyhtarlığı dışında hiçbir argüman yok bugün, oylanacak anayasa değişikliğine karşı çıkmak için kullanılabilecek...

Meclis'te yapılan müzakereler sırasında siyasi muhalefet ve kalemlerini onlar için kullananlar, anayasa paketine hep "Yargı bağımsızlığının ve hukukun sonu" gibi söylemlerle karşı çıktılar; HSYK ile Anayasa Mahkemesi'ni yeniden yapılandırmayı öngören değişiklikler uygulamaya konulduğu gün, Türkiye'nin farklı bir rejimi olacağı itirazıydı bu.

Etkiliydi de... Hiç değilse 'yaşam tarzı' konusunda hassas olan çevreler üzerinde...

'Yaşam tarzı' konusunda en hassas kurumların başında geldiği önceki kararlarından bilinen Anayasa Mahkemesi'nin bu kararından sonra, birileri kalkıp "13 Eylül günü Türkiye başka bir ülke olacak" derse kim inanır?

Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliği paketine verdiği onayla, muhalefetin itiraz düzeneği tamamiyle çökmüş oldu.

Önceki ve Sonraki Yazılar