NEREDE VEFÂLI DOSTLAR!..

"Düşenin dostu olmaz derler,

 Hele bir düş de görürsün!..

 O zaman dostları sen,

 Düşde görürsün!.."

İnsanlar sıkıntıya düştüğünde dostlarından yardım bekler. Zor zamanlarda dostlara sığınılır. Felaket anlarında bir dost eli beklenir.

Dost gözükenler çoktur. Siz "Dostum kazansın." düşüncesiyle işlerinizi dost bildiklerinize yaptırırken o dostlardan(!) bazıları, "Dosttan kazanılır." düşüncesiyle hareket ederek sizin iyi niyetinizi kötüye kullanır. 

Kaymağa talip olan iyi gün dostu çok, sıkıntılı anında yanında bulacağın kara gün dostu, yok denecek kadar azdır. Dedelerimiz; "Dost, kara günde belli olur." diye boşuna mı söylemiş. Zor zamanlarda kaybolarak sadece "düşde görülen" ve arandıklarında ulaşılamayanlar, sahte dostlardır. Gerçek dostlar fedâkârdırlar ve candan severler. Sıkıntı anında da, sevinçli anında da onları yanında görürsün.

"Dar günümde, dost-düşmanım belloldu.

 On derdim var ise, şimdi elloldu."

Bazıları; yıllardır sabır ve çile ile oluşmuş dostlukları, anlayıp dinlemeden bir çırpıda silerler. Bazı dostlukların yürümesi için hep bir tarafın idare etmesi gerekir. Halbuki ecdâdımız, kardeşlik ve dostluğu; "Yâr (dost) olup bâr (yük) olmamaktır." diye tarif etmişlerdir.

Dostlarının sırtlarına basarak yükseldikleri halde daha sonra dostlarını yanında görmek istemeyenlere yazıklar olsun!..

Atalarımız, menfaati için dostluk kurup, işini yürütecek başkalarını bulduğunda önceki dostuyla irtibatını kesenlere; "Abdalın dostluğu köy görünene kadar." demişlerdir.

Dostlarının vefâsızlığından canı yanan garibanlar; "Nerede vefâlı dostlar!.." diye feryat ederlerken biz de soruyoruz:

"Vefâlı dostlar deyince, İstanbul'un Vefa Semti'nde bulunanlar mı aklımıza geliyor?"

Semte adını veren vefâ nümûnesi Ebülvefâ Hazretleri; Fâtih Sultan Mehmed Han zamanında Müslim-gayrimüslim herkesin sevgisini kazanmış büyük bir zât olduğu halde günümüzde, Vefa Bozacısı bu güzel insandan daha fazla bilinmektedir.

Ecdâdımız; "Arslan postunda, gönül dostunda." diyerek dostluk makamının gönül olduğunu bildirmişlerdir.

Dostlar, zor kazanıldığı için kolay harcanmamalıdır.

Dostlarını küstürenlerin düşmanın eline düşecekleri mâlumdur.

Düşmanları dost edinenler, dostlarını kaybederler. Düşman, dost olmayacağı gibi kaybedilen dostlar da düşman olur. İki düşmanın beraberliği devletleri bile yıkar. Bundan dolayı atalarımız; "Bin dost az, bir düşman çok." demişlerdir.

Dünyanın bin bir türlü hâli vardır. Bugün ağa, paşa olanlar yarın çok perişan hâle düşebilir. Şair ne güzel söylemiş:

"Bilinmez dünyanın hâli,

 Gün gelir, zengin yoksul olur.

 Güçlü, muhtaç olur güçsüze.

 Düşmez kalkmaz,

 Bir Allâh'tır, sâdece!.."

Dostluklarını, "Dostlar alışverişte görsün." diye değil de gerçek mânâda tesis edip ahbâb u yârânının en sıkıntılı anlarında yanlarında yer alan vefâlı dostlara selâm olsun!..

Kıymetli Dostlar!

Hicret şuurunun gönüllerimizde taht kurması temennisiyle hicrî yılbaşınızı tebrik ederim.

 

Ahmet Semih Torun -Habername

asemihtorun@gmail.com

ahmedsemihtorun@yandex.com

www.twitter.com/ahmetsemihtorun

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.