Necmi ÇAVUŞOĞLU

Necmi ÇAVUŞOĞLU

Niyet Kötü

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, “Tele kulak” olayları nedeniyle, “siyasi partiler hukuku açısından” akp hakkında inceleme başlattığını açıkladı.

 

Yalçınkaya: “Telefon dinleme hukuk devleti ilkelerine aykırı biçimde yapılıyorsa, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa’nın 68/4 maddesiyle ilgilidir. Anayasa’nın 68/4 ve Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddeleri açısından incelemeye almak zorundayız…” diyor.

Devam ediyor: “Anayasa’nın 68. madde 4. fıkrasında siyasi partilerin tüzük, program ve eylemlerinin hukuk devleti ilkelerine aykırı olamayacağı yazılı. Eğer bu hüküm ihlal edilmişse o zaman Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddesinde yazılı olduğu gibi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olarak bizim görevimiz başlar. Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddesi siyasi partilerin kapatılması davalarını düzenliyor. Bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tanınan yetkileri hükme bağlıyor.”

 

Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya, daha önce de “Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla AKP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açmış, mahkeme de partiyi kapatmamıştı.

Şimdi de akp'nin Anayasa'nın 68. maddesine aykırı davranarak "Hukuk devleti ilkesine karşı eylemlerin odağında yer aldığı gerekçesiyle" inceleme başlattığı ifade ediliyor. İşi parti hakkında kapatma davası açmaya kadar vardırabilir.

Bu zorlama gerekçeye verecek tepki bulamıyorum!

 

Yargı, yargı kararıyla dinlenmiş.

 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bugüne kadar toplam 69 hâkim ve savcı ile ilgili dinleme kararı alındığını açıkladı.

Savcı ve yargıçların dokunulmazlıkları mı var?

Gerekli görülmesi durumunda yasal olarak dinleme yapılır.

 

Konu ile ilgili başbakan Erdoğan’ın açıklamasına bakalım.

Erdoğan: “Şu anda yürütmenin atmış olduğu adımlar var. Bu atmış olduğu adımlar, dikkat edilirse hiçbirisi yasaya aykırı bir adım değildir. Herhangi bir mahkeme kararı olmadan atılmış adım söz konusu değildir. Eğer yargının ilgili kurumları ve yetkilileri, mahkemelerin vermiş olduğu kararlarını tanımıyorsa, burada yanlış yaklaşım tarzının kime ait olduğunu apaçık görürüz. Öncelikle yargının temsilcileri bu noktada mahkemelerin vermiş oldukları kararlara kendilerinin uymaları gerekiyor. Bizden her zaman bunlar nasıl bekleniyorsa, kendilerinin de aynı şekilde buna uymaları gerekir... Nasıl olur da benim partimle ilgili böyle bir yakıştırmayı yaparlar? Bunu çok çirkin bulurum. Partime kimse böyle bir yanlışı, böyle bir yasa dışı uygulamayı, yakıştırma hakkına sahip değildir. Böyle bir şeyi hiç kimse müdellel hale getiremez. Kaldı ki bu partinin bir görevi değildir. Şu anda hükümet olan iş başında olan devletin kurumlarıyla, çalışma içerisinde olan yürütmenin atmış olduğu adımlardır. Ve bu da hukuk içerisindedir. Hukuk dışında herhangi bir şey olamaz.” nokta.

 

Kuvvetler ayrılığı prensibi; yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olmasını öngörüyor.

 

Mahkeme kararıyla birkaç hukukçunun telefonlarının dinlenmesini kabullenemeyenler (bizce de yanlış), yıllardır yasama ve yürütmenin yapmış olduğu işlerin son onay makamı gibi hareket eden kim acaba?

 

Bu durumda,

Hangi kuvvet diğerlerine baskı uyguluyor?

 

Başsavcı, inceleme neticesinde kapatma davası açmaya gerekçe bulur mu?

İnşallah bulamaz!!!

Dilerim ülke olarak bir önceki dava sürecinde yaşadıklarımızı yaşamayız. Halkı tedirgin etmeye, maddi manevi kayıplar yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Şunun şurasında seçime ne kaldı. Akp ile ilgili kararı bırakalım halk versin.

Cemil çiçek: “Türkiye'de siyasi partilerin yeteri kadar teminatı yok. Dernekler, siyasi partilerden daha teminatlıdır. Diyelim ki bir asılsız iddia, bir haksız itham karşısında hemencecik parti kapatmayla ilgili mekanizmalar harekete geçebilecekse, o takdirde Türkiye'de siyasi istikrarı kim nasıl sağlayacak” demekte yerden göğe kadar haklı.

Başsavcı, “Bu işlem zinciri içinde Bakan’ın veya ona bağlı kişilerin onayı olduğuna göre, siyasi otoriteyi dolayısıyla siyasi partiler hukukunu ilgilendirir.”

Bakar mısınız?

Bakanın izniyle dinleme kararı alınmışsa!

Eee!

Bakan akp'den meclise girdi.

Eee!

O halde akp sorumludur.

Suyunun suyunun suyu!

Aman Allah’ım!

Ne diyelim!!!

Niyet kötü!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum