Paha Biçilmez Sessiz Arkadaş: Derya Kuzusu

Paha Biçilmez Sessiz Arkadaş: Derya Kuzusu

“Dünya değişiyor; bunu suda hissediyorum, toprakta hissediyorum, havada kokusunu alıyorum. Eskilerden pek bir şey kalmadı; zira hatırlayanlardan yaşayan yok artık.”

-The Lord Of The Rings /Yüzüklerin Efendisi

Gözlüğünüzü nerde unuttunuz? Çıkarken kapıyı kilitlediniz mi? Anahtarları nereye koymuştunuz; yoksa kapının üzerinde mi kaldı? Bu odaya ne için geldiniz? Alışveriş listesine yazmadığınız şeyi hatırladınız mı? Unutkanlık, depresyon, stres, panik atak, algı eksikliği, odaklanamama gibi bilişsel, psikolojik ve nörolojik sağlık sorunları çok yaygınlaştı. Birçok insan kronik yorgunluk, çabuk hasta olma, isteksizlik, tükenmişlik, halsizlik ve vücut direncinin düşüklüğünden şikâyet ediyor. Kötü beslenme alışkanlıklarıyla doğrudan bağlantılı sindirim sistemi problemleri bizi bağışıklık mekanizması ve vücut direncinin zayıflığına götürüyor.

C-19 pandemisiyle birlikte adından sıkça söz edilen ‘bağışıklık Sistemi’nin, vücudun savunma mekanizmasının güçlü kalması sadece böylesi büyük salgınlarda değil, her daim birçok mikrobiyal hastalıklara yakalanma riskimizi düşürmesi bakımından çok çok önemli… A,E ve K vitaminleri bağışıklığımıza çok ciddi katkı sağlayan, sistemi güçlendirici vitaminlerdir. Bunların Omega-3 yağ asitleri ile birlikte alındığı zaman, vücudumuzda koruyucu antioksidan etki ve zararlı mikroorganizmalardan (bakteri, virüs, parazit) korunma bakımından katkısı çok daha ciddi boyutlara ulaşmaktadır.

Avrupa’da yılda kişi başı tüketilen balık miktarı 23 kg, dünyada 18,6 kg, ülkemizde 6 kg civarı. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için oldukça düşük bir miktar! Her mevsim balık tüketimi çok önemlidir; ama özellikle Eylül ayında av yasağının sona ermesiyle her biri ayrı özelliklerdeki deniz balıklarına kavuşuyoruz. Sağlıklı beslenme ve koruyucu sağlık adına özellikle hayvansal besinler ve bağırsakları zenginleştiren probiyotik gıdalar (yoğurt, peynir, ekşi mayalı ekmek, doğal sucuk, kefir, tursu, sarımsak, sirke vs.) çok çok önem arz ediyor; ancak bu bakımdan hayvansal besinler içerisinde balığın çok ayrı bir yeri vardır. Mükemmel hayvansal protein kaynağı balık A, E ve K vitaminleri ile Omega-3 yağ asitleri için de mükemmel kaynaktır.

Bağışıklığı güçlendirmek için diğer tedbirler yanında ciddiyetle önem vererek haftalık beslenme listemize balığı dahil etmek olmalı. Balık içerdiği kaliteli protein, kaliteli yağ, B1, B3, B6, B7 ve B12 ve yağda eriyen A ve türevleri, A vitaminin öncül maddesi beta karoten, D vitamini, kalsiyum, çinko, fosfor, potasyum, selenyum ve magnezyum gibi minerallerle güçlü bir antioksidan ve antiflamatuar (iltihap dağıtıcı) etkiye sahiptir.

Beynin süper besinlerinden biri de Vücut için gerekli birçok desteğin bir arada bulunduğu balık çeşitleridir. Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili ve muazzam bir doğaya sahip; bu bakımdan bol balık yiyerek Omega-3 ihtiyacını doğal yollardan karşılayabileceğimiz bir coğrafyada yaşadığımız için çok şanslıyız. Özellikle yağlı balıkların içerisindeki yüksek miktardaki Omega-3, vücudumuz tarafından üretilemeyen, dışarıdan alınması gereken ve yaşamsal fonksiyonların devam etmesinde etkin rolü olan bir doymamış yağ asididir. Omega-3 metabolizmayı kuvvetlendirerek vücudun direncini artıran enfeksiyonlara karşı koruyan, kanser hücrelerini bloke eden, kolesterol, Alzheimer, diyabet riskini düşüren, kardiyovasküler sistemi destekleyen, diyabetten depresyona, göz sağlığından cilt ve saç sağlığına kadar çok çeşitli fayda sağlayan geniş kapsamlı bir işleve sahip. Beyin fonksiyonlarını güçlendirdiği için öğrenmeyi çabuklaştırıyor, hafıza ve dikkat yeteneğini geliştiriyor. Aynı zamanda kemik gelişimini de destekliyor; bu nedenle balık yemek anne adayları, çocuklar ve yetişme çağındaki gençler için de çok önemli.

Beyin enerji ihtiyacı çok olan bir organdır ve vücudun kalorisinin yaklaşık yüzde 20’sini kullanır. Bu nedenle gün boyunca konsantrasyonu korumak için bol ve kaliteli yakıta ihtiyacı vardır. Örneğin; Omega-3 yağ asitleri, beyin hücrelerinin oluşturulmasına, yenilenmesine, korunmasına ve onarılmasına yardımcı olur. Meyve -sebze ve kuruyemişler gibi antioksidanlar ile Omega-3 kaynağı balık beyin yaşlanması, demans (bunama) ve Alzheimer hastalığı gibi sinir sistemi bozukluklarının sebebi olan hücresel stresi ve iltihabı azaltır. DHA, beynin normal ve verimli çalışmasını sağlamak için gerekli olan en önemli Omega-3 yağ asididir. Düşük DHA seviyeleri, günümüzde yoğun teknoloji kullanımı ve suni gıda etkisiyle çok fazla insanda baş belası olan “unutkanlık” ve ilerleyen yıllarda Alzheimer ve demans hastalığı riski ile ilişkili görülmüştür. Araştırmalar birçok beyin güçlendirici faydalı gıda içerisinde en etkili olanların başında balık olduğunu gösteriyor. https://erhanbag.medium.com/k%C3%B6t%C3%BC-beslenme-ar%C4%B1zal%C4%B1-beyin-9385ddd6f779

Her yıl bu aylarda balık sezonunun açılmasıyla birlikte balıkçılardan haberler artmaya, pazar-market tezgahlarında özlediğimiz deniz balıkları arzı endam etmeye başlar. Özellikle çocukların gelişimi açısından büyük önem taşıyan balık tüketimi beyin ve göz sağlığı ile kilo kontrolünde çok ciddi rol oynuyor. Aklı başında diyet listelerinde mutlaka balık vardır. Balıklar türlerine göre farklı oranlarda Omega-3 yanında B12 ve D vitamini içeriyor. İçerdiği D vitamini kemikleri güçlendirirken, örneğin 100 gr. uskumru tüketen bir kişi, bir haftada alması gereken B12 ihtiyacının tamamını karşılıyor; bu sayede düşünme ve algılamada zorlanma ve depresyon etkileri ortadan kalkabiliyor. Mevsiminde bol tüketilen hamsi bilişsel, zihinsel ve fiziksel fonksiyonlar için son derece faydalı. Sanırım, psikiyatri sorunları olan, hafıza ve odaklanma sorunu yaşayanlarda neden balık yağı kapsülleri, B12 ve D Vitamini takviyesi verildiği düşünülürse balık tüketiminin önemi çok daha iyi anlaşılacaktır. Balık çeşitleri kapanmayan yaraların kapanmasına yardımcı olması, kanın akışkan olmasını sağlaması ile kan dolaşımını iyileştirici etkisi, zengin içeriğinde bulunan magnezyum sayesinde kalp sağlığını desteklemesi, atar damar sağlığı için önemli olan potasyum ihtiva etmesi ve yüksek düzeyde selenyum ihtivası ile antioksidan etkiye sahiptir.

Beyin sağlığımızı korumak, hafızamızı güçlü tutmak, zihnimizi açık tutmak için günlük hayat içinde egzersize, doğal gıdalar yemeğe, içilen su miktarına artırmaya ve uyku düzenine dikkat etmeliyiz. Bunun yanında haftada en az bir kez balık yiyen kişilerin bilişsel olarak sağlıklı kaldıkları, hafızayı ve öğrenmeyi yöneten belirli beyin bölgelerinde daha az gri madde kaybına uğradıkları gerçeğini bilmekte fayda var. Balık tüketimini artırmayı sadece zihin sağlığımız ve hafıza kaybı belirtilerini gidermek için değil, bağışıklık mekanizmasının sağlıklı devamı ve yaşlılıkta sıkıntılı günler yaşamamak adına beyniniz için bir tasarruf planı olarak düşünün.

İşte geldi mevsimi! Bol yeşillik, salata ve limonla balığa iltifat edelim; ardından bir miktar tahin helvası ile taçlandıralım bu derinlerden gelen kraliçemizi…Bütün vahşete rağmen doğal ve katkısız olarak bize gümüş tepside sunulan müthiş gıdamız balık sofralarınızdan, zindelik ve tebessüm yüzünüzden eksik olmasın.

Kalın sağlıcakla…

*Eğer bu yazıyı faydalı bulduysanız sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak daha çok kişiye ulaşmasına yardımcı olabilirsiniz. İlginize teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum