Aslan DEĞİRMENCİ

Aslan DEĞİRMENCİ

Roboski kararı ve gündeme getirilmeyen 6 soru

“Uludere istihbaratı MİT’ten” manşetleri ile başlamıştı süreç…

Haber yalanlanmasına rağmen başta Taraf Gazetesi olmak üzere bir bilenler dezenformasyona devam ediyordu.

MİT, Uludere-Ortasu bölgesinde örgütsel üstlenmeye ilişkin istihbarat notunu 21 Aralık´ta verdiğini, olayla ilişkilendirilmeyeçalışan diğer notlarınsa farklı coğrafi alanları kapsayan vegüncelliğini yitirmiş raporlar olduğunu açıklamıştı. Bu açıklamaya rağmen paralelci kalemler asılsız iddialar, iftiralar, ithamlar ile yollarına devam ediyordu.

Bu kez TSK devreye giriyordu. Genelkurmay´ın Roboski’yisoruşturan TBMM´deki Uludere Alt Komisyonu´na gönderdiği "Haber milli kaynaktan tarafımıza ulaştı" açıklaması aynıekibe yeni bir çalışma sahası açıyordu. "Haber milli kaynaktan tarafımıza ulaştı" açıklamasındaki "milli kaynak"ın “MİT” olduğunu söylemeye başlıyorlardı.

MİT üzerinden Başbakan Erdoğan’ı hedef almaya başlayan yapılar bu kez “Emir Erdoğan” dan şeklinde haberlere ve yazılara başladılar. Paralelcilerin başlattığı bu kirli kampanyaya ulusalcılardan destek geldi. (Gezi Kalkışması, 17 Aralık, 25 Aralık, 1 Ocak operasyonlarında da bu koalisyon kendisini deşifre etmişti. 7 Şubat darbe planında daaynı güçler birlikte hareket etmişti.)

Önce İçişleri Bakanı açıkladı: "Uludere'de 'vur emri'ni asker verdi." Daha sonra Roboskili ailelerle ilk kez bir araya gelen Başbakan Erdoğan, 34 kişinin hayatını kaybettiği operasyonun emrini kendisinin vermediğini söyledi. Ancak tartışma bir türlü bitmedi. Dershaneler tartışması başladığında ise ansızın paralelciler konuyu yeniden açmaya başladı. Hatta düne kadar terörist ilan ettikleri Kürtlerin başlattıkları sosyal medya kampanyalarına destek paralelcilerden geldi. Tabi Kürtler oyunun farkına vardıklarından Küresel Ergenekoncuların oyununa gelmedi. Çirkin provokasyonun farkına vardılar ve acıları üzerinden paralelcilerin kurguladığı plana alet olmadılar.

Ancak çirkin bir başka tezgâh vardı. AYM'nin Mustafa Balbay'ı "uzun tutukluluk hak ihlali" gerekçesiyle haklı bulmasının ardından, mahkeme Balbay'ı serbest bırakmıştı. Mahkemenin CHP'li Balbay kararı daha sonra BDP'lilere umut olmuş, cezaevindeki BDP'li vekiller de mahkemeye tahliye talebinde bulunmuştu. Mahkeme ise bugün aldığı kararla BDP'li vekillerin tahliye talebini reddetmişti. Bu çifte standart bölgede gerilime yol açarken bu kez oyunu BDP fark etmiş, paralel yapıya dikkat çekmişti. Çok belli birileri Çözüm Sürecini yargı eliyle gerilime kurban etmek istiyordu. Ret kararına AK Parti’den de sert tepki gelince oyun iyice anlaşılmıştı. Ama bu oyunu bozmak şarttı. Ve nihayet Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararı ve cezaevinden tahliyeler… Tahliye edilen 5 milletvekilinin yemin edeceği gün ise 34 kişinin öldüğü Roboski olayında askeri mahkeme ‘takipsizlik’ kararı verdi. “Bugünü mü beklediler?” sorusunu pek gündeme getiren olmadı. Takipsizlik kararı vicdanları yaraladı. Skandal bir durum vardı ortada ve bölgede yeniden gerilim fitili ateşlendi. Bölge halkı tahliyeleri bile değerlendirmeye fırsat bulamadan askeri savcının kararına kilitlendi. Ortada gerçekten skandal ötesi bir karar vardı.

Ama bir gerçek var ki askeri savcılığın kararı, operasyon emrini Genelkurmay tarafından verildiğini de ortaya koydu. Yani paralelcilerin iddia ettiği gibi emir Başbakan Erdoğan tarafından verilmemişti. Askeri Savcı Ali Müjdat Eski'nin yürüttüğü soruşturma sonucunda verilen kararın başlangıcında ise, İnsansız Hava Aracı (İHA) tarafından görüntülerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi sürecinde, sıralı komutanlık karargahlarında ve olayın yaşandığı sınır ötesi bölgede gerçekleşen olaylar aktarıldı. Kararda, 2. Ordu Komutanlığınca, 28 Aralık 2011'de, sınır hattında görev yapması planlanan GÖZCÜ İHA'nın, Tatvan'daki görevinin bittiği saat 15.40 civarında 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Başkanı Albay Aygün Eker'e bildirildiği, onun da normal planlamaya göre, yaklaşık 5 kilometre daha batıdan başlayacak şekilde Düğün Dağı bölgesinden Çukurca bölgesine kadar sınır hattında keşif faaliyetinde bulunulmasını emrettiği belirtildi.

İHA'nın saat 16.50 civarında Düğün Dağı bölgesinden anlık görüntü aktarmaya başladığı, saat 17.20 civarında sınırın 6-7 kilometre güneyinde (Haftanin Deresi vadisinde) 3 motorlu araç olduğu değerlendirilen ısı kaynağı tespit edildiği bildirilen kararda, ısı kaynaklarının kuzeye intikal ederek, saat 17.35 civarında Putalma Deresi ile Haftanin Deresi'nin birleştiği yer yakınlarında durduğu, bir süre sonra motorlu araç olduğu değerlendirilen ısı kaynaklarının sayısının 7'ye ulaştığı anlatıldı.

Kararda, saat 17.45'te görüntüleri eş zamanlı izleyen 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı ve 2. Ordu Komutanlığı karargahında görevli personel arasında görüntüler hakkında telefon görüşmeleri başladığı ve saat 17.50'de Sınır Tümen Komutanlığınca top atışı yapılacağının Ordu Komutanlığına bildirildiği ifade edilen kararda, Ordu Komutanlığı tarafından "İHA ve diğer unsurlarla koordine yapılmadan atış yapılmamasının belirtildiğine" yer verildi.

Neymiş "Haber milli kaynaktan” ama Milli İstihbarat’tan değil askerdenmiş. Yani paralelcilerin MİT iddiası da boşa çıkmıştı.

*Peki onca dezenformasyon ne olacak?

*Basın özgürlüğü bu mudur?

*Marjinal ulusalcılar ile paralelcilerin hedef saptırmasının asıl amacı neydi?

*Meydana getirilen bilgi kirliliği en fazla kimin işine yaradı?

*Paralelciler Roboski olayının neresinde rol almışlardır?

*Olayın İmralı ile görüşme kararının alındığı günlere denk gelmesi, soruşturma kararın ise BDP’lileri yemin edecekleri gün verilmesi sadece tesadüf müdür?

Başta karar olmak üzere;

Adaletsizlik tablosu ortadan kaldırılmalı ve Çözüm Sürecini sabote etmek isteyenlerin karanlık planlarına kapı aralamamak adına yukarıdaki sorulara cevap aranmalı ve gereken yapılmalıdır.

www.twitter.com/aslandegirmenci

degirmenciaslan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.