Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

Şair Mustafa HOŞOĞLU ile hoş bir söyleşi

Aklımda değildi, bir şans eseri,
Şu gönül yeniden coştu coşacak! 
Açmak istemedim eski defteri,
Silinmiş sayfalar uçtu uçacak!

 
Gözüme ilişti, dedim bakar mı? 
Efsunlu bakışlar canım yakar mı? 
Beynime sıçrayan kanım akar mı? 
Ateşim yükseldi yaktı yakacak! 

İçimden diyorum: Uzak dur benden,
Belki de rüyasın, yar olmaz senden,
Soğuk terler bastı, döküldü tenden! 
Yolumun üstüne çıktı çıkacak!

 

 

Bu güzel mısraların sahibi Sayın Mustafa Hoşoğlu ile bir söyleşi yapmak istedik, sağ olsun bizi kırmadı. Mustafa Hoşoğlu 1964 Trabzon Köprübaşı doğumlu, İlk ve ortaokulu köyünde, liseyi Sürmene İmam hatip lisesinde okumuş, 1986 Rize Meslek Yüksekokulu Çay Eksperliğinden, 1990 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun olan bir şair… Yıl 1988 de Çaykur’a Memur olarak atandı. Halen Çaykur Derepazarı Çay Fabrikasında Tarım Kısım Müdürü olarak görev yapmakta. Evli ve iki erkek çocuk babası, edebiyatsever bir kalem dostu... Bu söyleşimizi de sizlerle de paylaşmak boynumuzun borcu. Bakalım neler konuşmuşuz?

 

“Sayın Hoşoğlu, öncelikle teşekkür ediyorum ve hoş geldiniz diyorum.”

 

“Çok teşekkür ederim Fatma Hanım, hoş bulduk.

 

“1964 Yılında Trabzon’da doğdunuz ve şu an Rize’de yaşıyorsunuz. Ben de Trabzon’da yaşamış, Rize’de birkaç gün kalmış biri olarak size ‘Ha Şairim, ha pu cüzel şiirleri nasil yazaysunuz, şiir sizce nedur?’ diye sormak istiyorum.”

  

“Bence şiir yazmak bir kişinin yaşam tarzıyla ilgilidir. Kişinin hayatı ister istemez yaptığı işlere yansır ve yön verir. Şiir nedir sorunuza ‘Şudur,’ bir cevap vermem zor olur. Şiir, çoğu kez duygudur. İnsanın sevinci, üzüntüsü, her türlü coşkularıdır diyebilirim.”

 

“Bir şiir üzerinde uzun süre çalışır mısınız? Hangi özellikleri tamam olduğunda ‘Oldu’ der ve paylaşırsınız?”

 

“Bir şiir üzerinde ortalama bir saat gibi bir zamanım geçer. Bazen bu zamana ilaveten bir kaç gün sonra bir o kadar daha zaman harcadığım oluyor. Bazen de şiir yazmak gibi bir niyetim olmadığı halde kulağıma gelen ilham rüzgârları beni yazmaya mecbur bırakır fakat bu kez de bu ilhamların yüzde doksanını yakalayamam. Eğer elimde kâğıt kalem varsa konunun özünü not almam benim için şanslı olduğum bir andır. Yazdığım bir şiiri, yanımda şiirden anlayan, şiiri seven biri varsa veya böyle birine hemen ulaşabilirsem ona danışmayı ihmal etmem. Fakat böyle birine ulaşamazsam, ‘bu şiir bir kenarda dursun sonra üzerinde yeniden çalışırım’ dediğim az oluyor. Paylaşmak konusunda biraz aceleciyim. Bu acelecilik zannediyorum benim olumsuz bir huyum...”

 

“Şiir yaşamınızda ne kadar önemli? Şiir yazmayan bir Mustafa Hoşoğlu düşünebilir misiniz?”

 

Vaktim olduğu sürece benim için en önemli uğraş şiir yazmak... Aklımda bir konu veya şiir siparişi yoksa –Bazen arkadaşlar ya da yakınlarım şu konuda bir şiir yazsana diyerek sipariş verirler- ilk iş olarak bir konu üzerinde düşünürüm. Konuyu yarım saat kadar bir sürede zihnimde olgunlaştırıp yazma safhasına geçerim.

  

“Edebiyatın evde destekleyen olmadığında sürdürülmesi zor ve meşakkatlidir. Ailenizin ve -Allah bağışlasın- çocuklarınızın edebiyata olan ilginize bakışı nedir? Neler diyorlar?”

    

 

(Fotograftaki iki genç şairimizin evlatlarıdır.)

"Şiir konusunda ev halkından fazla bir desteğim olmuyor. Zaman zaman kendilerine verilen şiir siparişleri getirirler."

 

“Mustafa Hoşoğlu kimdir diye bir iş arkadaşınıza sorsak ne cevap verir bize? Sizi nasıl anlatırlar?”

 

"‘Mustafa Hoşoğlu kimdir?’ diye bir soru bir iş arkadaşıma sorulduğunda genellikle ‘Esprili, hazır cevap, en olumsuz anlarda da gülmeyi ve güldürmeyi beceren birisidir,’ diyenlerin yanında ‘Çabuk kızan ama kısa sürede unutan, affeden biridir,’ diyenler de olur diye düşünüyorum. ‘Biraz da gevezedir,’ diyenlerin olması da muhtemeldir."

 

“Sanal âlemde de çok güzel şiir paylaşımında bulunanlar oluyor. Bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?”

 

“Katılıyorum. Sanal âlemde birçok şair arkadaşım var. Bunların arasında çok değer verdiğim ve çok sevdiğim güçlü kalemler de bulunmakta. Zaman zaman da bu arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunuyoruz.”

 

“Yakın gelecek için ne gibi projeleriniz var ipucu alabilir miyiz?”

 

"Yakın gelecek için şu projelerim vardır diyemiyorum. Birçok dostum ‘Kitap ne zaman çıkacak?’ diye soruyor. Bugün kitap çıkarayım desem üç beş kitap basılacak kadar şiirim mevcut ama ne zaman nasıp olacak bilmiyorum. Zaman zaman bazı dostlarımın kendi çaplarında bazı şiirlerimi seslendirdikleri oluyor. Bazı şiirlerim de dostlar tarafından bestelenmiş durumda. Bunlar çok hoş ve sevindirici şeyler…"

 

“Çalışma ortamınızda size yardımcı olan, destekleyen, ‘Hadi uşağum pir şiir okuyasun’ diyenler oluyordur. O anki duygularınızı öğrenebilir miyiz?”

 

"İmkânım varsa kimseyi kırmıyorum. Şairin emeğini bilenlerle paylaşması çok güzel bir duygu."

 

“Antolojiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Katılıyor musunuz?”

 

"Şiir antolojilerine önem veriyorum. Antolojiler sayesinde şiirlerimiz kayıt altına alınıyor. Birçok şair tanımış ve şiir okumuş oluyoruz."

 

“Keşke’leriniz var mı? Bir ikisini öğrenebilir miyiz?”

 

"Keşke’lerim fazla olmasa da yok değil. Mesela en başında akademik kariyer yapma fırsatlarım oldu, zamanında ilgilenmedim şimdi ‘keşke…’ dediğim oluyor. Bir başka Keşke’m de meslek konusu.. Bizim meslekte yaz tatili bir hayal gibidir."

  

“Radyoda şiirlerinizi zevkle okuduğumu belirtmek isterim. Okuyucularımızla bir şiirinizi burada da paylaşabilir miyiz?”

 

Elbette… Zevkle. O halde Temel Ölüyor isimli şiirimi paylaşalım.

 

Temel der Fadimeye: baksana titreyirum,

Bu hastaluk amansuz galiba gideyirum,

Yüzünü güldürmedum mahvettum hayatuni,

Hepsinden pişman oldum çok özür dileyirum.

 

Ben çok kötü adamum yaşamam da nafile,

Bilmeduğun şeyler var; aldattum seni bile,

Sen muhterem hatunsun gel de üzme kocanı,

Hakkını helal eyle, öleyim huzur ile.

 

Fadime’nin cevabı da şöyle olur;

 

Fadime saf dediler, bu sözlere çok kandun,

Hiç bir şeyi anlamaz aklını kisa sandun,

Rüyana girmedi mi Fadimenun pilani,

Uşağum, akşam oldi sen şimdi mi uyandun?

 

Ben hep yanunda oldum karşuluk beklemeden,

Her huyuna sabrettum hiç aman dilemeden,

İtirafta geç kaldun hiç kenduni zorlama,

Özür diliyecektun seni zehirlemeden…

  

“Bu hoş sohbet için çok teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum. Başarılarınız daim olsun diyorum.

 

“Bu içten söyleşi için bana fırsat vermenizden dolayı ben de size teşekkür ediyorum Fatma Hanım. Çalışmalarınızda ve radyo programınızda da başarılar diliyorum."

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.