Sanal âlem gerçekten sanaldır

Bazılarına 'You Tube' korkutucu geliyor. Öyle ya, Atatürk'le ilgili gerçekleri tahrif ettiği söylenen görüntülere herkesin erişebilmesi ne demek? Deniz Baykal'ın malum video kaydı da hâlâ duruyormuş... Bereket durumdan vazife çıkartmaya hazır savcılar ve mahkemeler var. Atatürk'ün videosu için konulan yasak bir hokus pokusla o görüntüler Türkiye'den erişilmez hale getirildiği için kalksa da, Baykal'ın görüntüleri yeni yasak için gerekçe olabildi.

Devletimiz bizleri her türlü kötülükten koruyor. Hani henüz hiçbirimiz 'reşit' değiliz ya, fâsid düşünceler zihnimizi işgal etmesin diye...

Yasağı koyan da, yasak konulsun diye savcılığa başvuran da şu gerçeği biliyor, bilmiyorsa da öğrensin: Bugünün dünyasında anlamsız yasakları uygulamak imkânsız; birey olmanın en önemli özelliği olan 'özgür irade' tek belirleyici bugün. Mahkemelerin yasakladığı internet sitelerine herkes bir yolunu bulup girebiliyor...

Konunun tartışıldığı bir ortamda, Başbakan Tayyip Erdoğan, "Yasak mı, ne yasağı? Ben istediğim zaman You Tube'a giriyorum" demişti. Kimse kusura bakmasın; Başbakan Erdoğan'ın sözleri herkesin gerçeğini yansıtıyor.

Hadi hep birlikte devletimizin pazulu kollarının gerçekten erişim yasağını etkili biçimde uygulattığını ve ülkemizden hiç kimsenin 'zihinleri ifsat eden' görüntülere erişemediğini düşünelim bir an için... Dünyanın her yerindeki insanların zihinlerinin ifsadı ne olacak peki? O görüntülerden etkilenip hakkımızda kötü düşünecekleri gibi herkesin görebildiği görüntülere bizlerin erişemediğimizi düşünüp hakkımızdaki kötü düşünceleri daha da derinleşecek.

Ne bileyim, başkalarının ülkemizdeki yasağı duyunca edinecekleri, sanal âlemin özelliklerini kavrayamamış politikacılara ve hukuk adamlarına sahip olduğumuz kanaati de hiç iç açıcı görünmüyor benim gözüme. Engellenemez bir şeye engellenebilirmiş gibi yaklaşmak, yasaklansa da herkesin fazla zorlanmadan erişebildiği görüntüleri yasaklamak... Pek makul bir davranış tarzı değil.

O yüzden de artık neredeyse her kent evinde internet bağlantısı bulunmasına rağmen, ülkemiz, sanal âlemde alay konusu bugün; bazı araştırmalarda, yanyana durmayı asla istemeyeceğimiz bazı ülkelerden bile internet özgürlüğü alanında daha geride göründüğümüzü de unutmayalım.

Elbette tek yasaklanan site 'You Tube' değil, devletimizin kolları yalnız pazulu değil uzun da, bu sebeple yasaklanan sitelerin sayısı şimdiden altıbini geçmiş bulunuyor. Biraz sıradışı bir konuya merak duyun ve ilgili siteye erişmeye çalışın, karşınıza mavi-kırmızı mürekkepli bir sayfa çıkıyor ve mahkeme kararıyla o siteye erişimin yasaklandığını öğreniyorsunuz.

Türkiye'de erişimin mahkemelerce yasaklandığı sitelere bizim insanlarımız erişebilsin diye hizmet sunan bazı yabancılar, yasakları etrafından dolanmamıza yardım hizmetinden milyonlarca dolar kazanıyorlar.

İyi de, ne olacak, internet sitelerine konulan rahatsız edici metin veya görüntülere sessiz mi kalınacak? Elbette hayır. Herkes yanlışı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı göstermeli ve hukuk yollarını da sonuna kadar kullanmalı. Bunun için sadece kendi mahkemelerimizle de yetinmemeli insanlar, sitenin bulunduğu ülke dahil her yerde sonuç alma çabasına girmeli.

Fakat sitelere erişim yasağının ülke çapında uygulanması? İşte buna kocaman bir 'Hayır'... Bizde yapılan bu ve bunun yarardan çok zarar getirdiği ortada. Yasak merak uyandırıyor ve ilgisiz kişiler bile rahatsız edici metinlerle videolara göz atma ihtiyacı duyabiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar