SERBEST CUMHURİYET FIRKASI DENEYİMİNİN SONUÇLARI

Cumhuriyet tarihi boyunca yüzlerce siyasal parti kurulmuş bunlardan büyük bir kısmı ya kapatılmış ya da feshedilmiştir. Ancak cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan iki parti vardır ki bunların hikâyeleri hep kamuoyundan gizlenmiş, sonuçları üzerinde pek konuşulmamıştır. Hâlbuki bu partiler sonuçları bakımında ülkenin gidişatını değiştirmişlerdir. Bunlardan biri Kurtuluş Savaşı komutanlarından Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay gibi önemli isimlerin kurdukları Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, diğeri ise Mustafa Kemal’in yakın çevresine çocukluk arkadaşlarına kurdurduğu güdümlü muhalefet partisi Serbest Cumhuriyet Fırkası’dır.

Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası hikâyesinin sonunda Şeyh Sait İsyanı, Takrir-i Sükûn Kanunu, İstiklal Mahkemeleri, İzmir Suikastı gibi tarihin unutamayacağı kanlı olaylar yaşanmış, bu olaylar binlerce kişinin yaşamına mal olmuş, ülkede muhalif sayılabilecek bütün sesler susturulmuş ve ülkenin üzerine sanki ölü toprağı serpilmiştir. Artık hiçbir aykırı ses, hiçbir muhalif hareket kalmamış her yer sütliman olmuştur. Sağlanan bu sükûn ortamından sonra kurdurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası kurduranların ve kurucuların beklemediği bir ilgiyle karşılanmıştır. Tam bir şaşkınlığa sebep olmuştur.

Bu şaşkınlığa neden olan ilginin sorumlularına ve faillerine gereken ders verilmeliydi. Partinin feshedilmesi istenir ve Fethi Okyar tarafından parti feshedilir.. Feshedilmek zorundaydı. Çünkü feshedilmediğinde yaşanacaklar daha beş yıl önce tecrübe edilmişti. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı Kazım Karabekir’den feshetmesini Mustafa Kemal adına isteyen Fethi Okyar’dır. Kazım Karabekir’in bu isteğe direnmesinin nelere mal olduğunu da yine en iyi bilen Fethi Okyar’ın kendisidir. Bu sebeple fesih isteğine direnmenin Fethi Okyar’a, partinin diğer yetkililerine, teşkilat mensuplarına ve oy verenlere maliyetini Fethi Okyar çok iyi bilmektedir.

Bu bilgiye ve bu bilginin gereğini yapmasına rağmen yine de sadece ilginin faturası bile çok acı olmuştur. Hem seçenler, hem de seçilenler ağır bir şekilde cezalandırılmışlardır. Çünkü Serbest Fırkaya oy vermek bir nankörlük, bir kadir kıymet bilmezlik olarak görülmüş ve buna verilecek karşılık için ciddi çalışmalar başlatılmıştır. Bu sebeple partinin feshettirilmesinin hemen ardından Serbest Fırka teveccühünün arkasındaki gerçekleri görmek ve gereken tedbirleri almak adına M. Kemal ve Cumhuriyet Halk Fırkası yetkilileri dönemin tarih edebiyatına damgasını vuran yurt gezisine çıkarlar. Gezilecek yerler SCF’nin çok oy aldığı yerlerdir. Bunların başında Samsun gelmektedir. Samsun, manevi değeri de olan bir yerdir. Çünkü Nutuk, “1919 yılı Mayıs’ının 19. günü Samsun’a çıktım” cümlesiyle başlamaktadır. Mustafa Kemal hikâyesinin başlangıç yerinde halk, Serbest Cumhuriyet Fırka mensubu Boşnakzade Ahmet Bey’i seçmiştir. (Bu isme resmi tarih anlatıları içerisinde rastlamak pek mümkün değildir.)

M. Kemal ve kurmayları gezinin ilk durağı olarak Samsun’a gelirler. Şehre gelenler kötü bir sürprizle karşılaşmışlardır. Şehri inanılmaz bir koruma tedbirleri içerisinde gezmektedirler. Bu durum Mustafa kemal’i hem tedirgin etmiş hem de çok sinirlendirmiştir. Samsun’daki resmi programa belediye başkanı davet edilmemiş sadece akşam yemeğine çağrılmıştır. Yemekte Mustafa Kemal “partiniz feshedildiği için, artık belediye başkanlığından istifa edersiniz” diye emreder. Ancak Belediye Başkanı Boşnakzade Ahmet Bey “Halkın bu teveccüh ve itimadına karşı küfranı nimette bulunmayı uygun görmem, hükümetinizin elinde kuvvet vardır, görevden alırsınız olur” diyerek izin ister ve mekânı terk eder. Bunun üzerine Mustafa Kemal, zaten geç çağrıldığından sofrada yemek yemeyip içki teklifini de reddettiğinden çok kızdığı belediye başkanı için “Vali paşa böyle bir terbiyesizi nasıl belediye başkanı seçersiniz” diye bağırır ve ertesi gün vali ve belediye başkanı görevden alınırlar. Bu manzaranın benzerleri seçimleri Serbest Fırka’nın kazandığı diğer yerlerde de tekrarlanır.

Serbest Cumhuriyet Fırkası deneyiminin en ilginç tarafı Serbest Fırka mensuplarının irticayla, gericilikle suçlanmasıdır. Hâlbuki bu partinin kurucularının, mensuplarının tamamı Mustafa Kemal’e ihanet etmeyeceği düşünülen çocukluk ve okul arkadaşlarıyla beraber yakın akrabalarıdır. Durum bu vaziyette olmasına rağmen yine de suçlamalar irtica üzerindendir. Ve o dönem CHF’lilerin kullanmış olduğu bu siyasi argümanlar ve malzemelerin bugün de aynen kullanılıyor olması hiç de şaşırtıcı değildir. Bu argümanlar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na karşı da kullanılmış ve kapatılma gerekçesi olmuştur. TPCF’nın kapatılma gerekçesi “irticai odak” olmakken, Serbest Fırka’nın fesih gerekçesi “partiyi irticai unsurların ele geçirmesi”dir. Tabi ki bu cezalandırmalar sadece seçilenlerin görevden el çektirilmeleriyle sınırlı değildir. Özellikle İstanbul’dan başlayıp Antalya’ya kadar olan sahil bölgesinde farklı cezalandırmalara da gidilmiştir. Bu cezalandırmanın gerekçesi ise Menemen Hadisesi’dir. Menemen Hadisesi başlı başına bir inceleme konusudur. Ne Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Menemen Olayı’ndan ayrı incelenmesi ne de Menemen Olayı’nın Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan bağımsız ele alınması mümkündür.

Serbest Fırka olayı sadece sonuç olarak cezalandırmalara sebep olmamış, CHF’nin yeniden yapılandırılmasını da sağlamıştır. CHF 3. Olağan Kurultayı, SCF yenilgisinin gölgesinde yapılmıştır. Bu sebeple bu kongrede yeni kararlar alınmış, yeni kurumlar kurulmuş yeni yöneticiler atanmıştır.

Bu kongreyle birlikte CHF taban oluşturma arayışlarına girer. Bu taban oluşturma aslında yeni vatandaş tipini de yetiştirme arayışıdır. Bu arayış çerçevesinde Türk Ocakları kapatılarak yerine CHF il başkanlıklarına bağlı köylere kadar şubeleri açılan halkevleri/ halk odaları kurulur. Ülkedeki bütün sanat, edebiyat, kültür faaliyetleri Halkevlerinin tekeline verilir. Bunların yanında yeni vatandaş tipine bilinç aşılayacak Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kurulur. Bunlar aracılığıyla yeni bir tarih ve dil bilinci, anlayışı oluşturulmaya çalışılır. Ayrıca üniversitelere İnkılâp Tarihi dersleri konularak Nutuk’ta çerçevesi çizilen tarih anlatılır. İlerleyen yıllarda köylülerin köyde kalarak eğitilmelerini sağlayan Köy Enstitüleri kurulur. Bunların yanında Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu gibi kuruluşlarında CHF tabanı oluşturma da etkin kılınmasının zemini hazırlanır. Bunlarla beraber Kemalizm’in bir ideolojiye dönüştürülmesi çalışmalarına ağırlık verilerek buna zemin oluşturacak dergiler yayınların, kitaplar çıkarılır. Ancak bütün bunların hiçbir sonuç vermediği 1946 seçimlerinde görülür. 1960 ve sonrası askeri darbelerle daha etkin çalışmalara girilir, kurumlar oluşturulur. Bu nedenle bugün bu ülkede yaşananların ve söylenenlerin mantığıyla dün Menemen’de yaşananların mantığı da hedefi de aynıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.