Tak(ma) Kafana Zamanla Kazanırsın

‘’Tek yapmamız gereken, bize tanınan zamanla ne yapmamız gerektiğine karar vermek.’’ Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği / 2001

Zaman hızla akıp gidiyor; geçmişe dönüp baktığımızda daha dün yaşanmış gibi hissettiğimiz hatıraların üzerinden seneler geçtiğini fark edince bu gerçeği daha güçlü hissediyoruz. Okul, çalışma, aile ve sosyal yaşam derken koşuşturmayla, hay huyla geçen hayatlarında başarısızlıklar, mutsuzluklar, ihmaller, pişmanlıklar arasından iç huzurunu yakalayamayan insanların ruhları sıkışıyor. Bütün bu olumsuz yaşam formlarının oluşmasında başta gelen etkenlerden biri hiç kuşkusuz zaman farkındalığından yoksunluktur.

Önemi herkes tarafından ifade edilen ama çoğunluğun etkili ve verimli bir şekilde kullanmadığı “zaman”, kişilerin eğitim hayatından iş hayatına, aile yaşamından sosyal ilişkilerine kadar hayatlarının her boyutunu derinden etkileyen bir faktör. Mesela öğrencilerin eğitim başarısını etkileyen birçok etken olmasına rağmen bunların başta geleni zamanı etkili kullanabilmektir. Bir başka ifade ile zamana riayet etmekte gösterilen irade kuvveti ile başarı seviyesi doğru orantılıdır.

Zaman sınırlıdır ama insanın arzu ve istekleri sınırsızdır ve bilhassa günümüz dünyasında muazzam iletişim imkânları ile bunlar sürekli kamçılanmakta, dürtülmekte, güncellenmektedir. Zaman bireyin müdahalesine ihtiyaç duymadan akıp gidiyor ve bu bizim yönetebileceğimiz bir süreç değil; o halde bu durumda ancak zamanı verimli ve etkili bir şekilde kullanmaktan söz edebiliriz. Diğer bir değişle akıp giden zamanı değerlendirmek ya da kıymet kazandırmaktan…

Zamanı kıymetlendirmek çok önemli bir beceridir ve günümüz insanının tüm ekonomik ve sosyal yaşam düzeyini etkileyen en önemli olgudur. Öte yandan kendini gerçekleştirmeyi başaran insanlar arasında vaktin kolayca çöpe gitmesine göz yumanına çok nadir rastlarız. Eğitim hayatlarında öğrencilerin çoğunluğu hiçbir planı olmadan kendini akıntıya bırakırken bir kısım azınlık bir grubun gözlerinin sürekli saatte olmasından mütevellit başarı kumbaraları daima doludur. Bir sivil toplum kuruluşunun yöneticileri toplantı ve faaliyet planlamalarında zamanı gözettikleri ölçüde başarıyı yakalar ve adlarından söz ettirebilirler. “Vakit nakittir” tabiri çok kullanılır ama kaç tüccar vakte hak ettiği kıymeti verir?

Sosyal, ekonomik ve kültürel yönden geri kalmış toplumlarda “zamanı kıymetlendirme kültürü”nünde gelişmediği görülmüştür. Şimdilerde zaman yönetimi diye tabir edilen “zaman planlama becerileri” ihtiyaçları belirlemek ve bu ihtiyaçları karşılamak için gerekli hedef ve faaliyetleri de meydana çıkarır. Hedefe giden yolda adım adım yapmamız gerekenler tamamen zamanı gözetmekle alakalıdır ve bu hassasiyet kesinlikle başarı yolunu ardına kadar açar. “Zaman kıymetlendirme kültürü” tıpkı bir mesleğe küçük yaşta başlamak gibidir; çocukluktan itibaren bu konuya ciddiyetle eğilip refleks haline getirmek en kârlısıdır.

Bir hedefe ulaşmak için yapılan faaliyetlerin belirlenmiş bir sürede (termin) tamamlanması, uyulması gereken en önemli hassasiyet olmalıdır. Örneğin bir öğrencinin sınava hazırlanırken şu konuyu şu saate kadar bitirince kalkıp istirahat edeceğim ya da oyuna koşacağım demesi o konu için koyduğu termindir. Ticari ve sosyal çalışmalarda belirlenen hedef için planlanan faaliyetlerin her aşamasına işi bitirmek için ayrı ayrı belirlenmiş zaman sınırlaması konulmalıdır ki istenilen sonuca ulaşılsın. Süresi belirlenmeden doğaçlama çıkılan yolların sonunda, düşük kalite ortaya karışık işler çıkması gayet doğaldır.

Bazı meslekler farklı sezonlarda faaliyet gösterir; bir sezonun çalışması devam ederken bir taraftan yeni gelen sezonun zihinsel hazırlıkları arka planda yapılırsa gafil avlanma olmaz, rakiplerden geri kalınmaz. Sınava bir gün kala ders çalışmaya başlayan öğrencinin başarısı ile sınav ilanından hemen sonra sindire sindire planlı çalışan öğrencinin başarısı aynı değildir. Toplantı ve işlere başlama süreleri ile bitirme sürelerini önceden belirlemek ve ilan etmek daima sonucu kazançlı çıkan bir alışkanlıktır.

Zamandan tasarruf yapmak ister daha farklı işlere yönelme fırsatı için olsun isterse dinlenmeye daha çok imkân bulmak için olsun daima kârlı bir durum ortaya çıkartır. “Zaman tasarrufu yapmanın en iyi yollarından biri, önceden düşünmek ve planlama yapmaktır. Beş dakikalık düşünme, genelde bir saatlik iş tasarrufu sağlar.” Düşünme olmadan şapur şupur girişilen işte filmi sürekli geri sarmak zorunda kalırız da bir türlü sonuca varamayız. Yapılacak işin boyutlarını düşünmek ve önceden planlamış olmak iyidir. İyi bir plan, tam veya yarı zamanlı çalışmalar sonunda başarının en önemli parçasıdır.

İş planını hazırlarken mutlaka, işin başlangıç ve bitiş tarihlerini not olarak yazmalı ki plana uygun ilerlediğimizi fark edebilelim. Zamanı kıymetlendirmek için planlama yapmak ve plana uymak, hayatın her alanında stresi azaltıp başarıyı garanti eder. Planlama, zihni sadeleştirecek ve odaklanmayı artıracaktır; böylece her şeyi hatırlamak gerekmeyecek ve zamanla çalışma planına güvenmeye başlayan zihin enerji depoladığından odaklanması görevin kalitesini artırmak olacaktır.

Zamana riayet eden kişi muhataplarında güven duygusu oluşturur. Arabanızı tamire verdiğiniz usta işi iyi yapmanın yanında zamanında bitirmesiyle bir sonraki ziyaretinizi garantiye alır. Toplantıya vaktinde başlayıp vaktinde bitiren yönetici takımının sosyal zamanlarından çalmadığı için verimin artmasına yol açar. Trafiği hesaba katıp yola erken vakitte çıkan bir esnaf dükkanını erken açtığından gününü planlama fırsatı yakalayıp kârlı çıkar. Aynı istikametteki işler için yola çıkmadan önce güzergâh belirlemek aynı sürede çok iş bitirmeyi sağlar.

Şu soruları zaman planlaması yaparken sormak gerek:

*Yapılacak iş için bitirme süresi ne kadardır?

*Hangi günler çalışabilirim?

*Hangi günler dinlenebilirim?

*Bir günde kaç saat çalışabilirim?

*Aynı vasıftaki işleri nasıl birleştirebilirim?

Son olarak rahmetli Prof. Ali Fuat Başgil’in gençlere bazı öğütlerini paylaşıp bitirelim.

1) Çalışmak için müsait vakit ve saat bekleme; bil ki her gün, her saat çalışmanın en uygun zamanıdır.

2) Çalışmak için müsait yer ve köşe arama; bil ki her yer, her köşe çalışmanın en uygun yeridir.

3) Devamlı ritmik çalış; her gün aynı saatlerde mutlaka çalışmaya otur.

4) Çalışmayı uzun ara vererek terk etme.

5) Bir işi veya eseri ne kadar erken tamamlarsan(bitirirsen), ondan yararlanma o kadar fazla olur.

6) Bir günde ve bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma; zira her günün derdi de, işi de kendine yeter.

7) Sıradan bir kimse zamanı nasıl harcayacağını düşünür; akıllı insan ise zamanı nasıl değerlendireceğini...

8) Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.

Zamanla kazanmanız temennisiyle…

*Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızda linkini paylaşmanızı ricası ile İlginize teşekkür ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum