Prof. Dr. Mehmet Karalı
TEEMMÜLDEN TEKEMMÜLE-6 Düşünme Seviyesi 1: Nazar (Bakma)
Makalenin sesli ve görüntülü analizi için linki tıklayınız https://youtu.be/MqlAT84vnrs?si=-2BgkB0RD4mgS1qd
Daha önceki yazılarımızda düşünme olgusunu detaylıca ele almıştık. Bu bölümde ise düşünmenin alt yapısına inerek en temel seviyesini ele almaya çalışacağız: Nazar (Bakış).
Malzeme Bilimi ve Düşünce İlişkisi: Atom ve Düşünce
Pek çok kimse kullandığı malzemelerin fiziki, mekanik (sertlik, kırılganlık, dayanım, süneklik) ve termal özelliklerini bilir. Ancak çok az kimse, malzemenin kimyasal yapısını inceleme ihtiyacı duyar. Kimyasal yapıya inildiğinde, malzemeyi oluşturan elementlere ait çok daha detaylı ve ayırt edici özellikler ortaya çıkar.
- Periyodik Cetvel olarak bilinen elementlerin sınıflandırması, sadece bir sıralama değil; aynı zamanda yeni malzemelerin yolunu açacak esaslı bilgileri ihtiva eder. Örneğin, çelik, alüminyum ve plastik alaşımlar gibi, birden fazla malzemenin belirli oranlarda karıştırılmasıyla insan hayatını kolaylaştıran pek çok yeni ürün üretilmiştir.
İşte düşünce denilen unsur da herkes tarafından kullanılır, ancak pek az kimse onun alt bileşenlerine inme gereği duyar. Malzeme biliminde atom ne ise, psikiyatrideki düşünme de ona benzer:
Maddenin en küçük yapı taşı atom iken, düşünmenin en küçük yapı taşı yine düşünmedir (Nazar).
Bu benzetme, düşüncenin basit yapıda olduğunu göstermez. Çünkü düşünceler iç içedir ve karmaşıktır. En kaliteli ve donanımlı düşünce ile en alttaki içi boş düşünce yapı bakımından aynı olsa da, aralarında derin farklar bulunur:
- Amaç ve Referans Farkı: Her düşüncenin amacı, referansı ve şartları farklılık gösterir.
- Kalite ve Donanım Farkı: Düşünme esnasında kullanılan psikomotor güçlerin hepsi aynı özenle ele alınmaz; kalite ve donanım farkı vardır.
- Derinlik Farkı: Standartlara uyum, toplam kalite ve derinlik farklılıkları mevcuttur.
Düşünceyi Oluşturan Atom Altı Parçacıklar: Psikomotorlar
Bir atomun altında elektron, proton ve nötron gibi atom altı parçacıklar olduğu gibi, düşünmenin de altında psikomotorlar vardır. (Bunları daha önce; dikkat, teessür (duyarlılık), idrak, hafıza, muhakeme, zekâ, irade ve oryantasyon (eylem) olarak belirtmiştik.)
Elektronların yörüngesi, adedi ve enerjisi, o malzemenin iletkenliğini, mukavemetini, optik ve manyetik özelliklerini nasıl tayin ediyorsa; düşünme sistemindeki psikomotor güçlerin tam ve standartlara uygun bir şekilde ele alınıp alınmaması da düşüncenin kalitesini ve ayırt edici yönlerini belirlemektedir.
Birden fazla atomun bir araya gelerek bileşikler oluşturduğu gibi, birden fazla minik düşüncenin bir araya gelmesiyle de bir üst düşünceye ulaşılır. Birden fazla elementin bir araya gelerek daha nitelikli bir alaşım meydana getirdiği gibi birden fazla düşünce grubunun bir araya gelerek nitelikli bir düşünce meydana getirdiğini söyleyebiliriz. Bir düşünce döngüsünün en basit yapısında şu süreçler vardı:
Bakma => Görme => Anlama => Öğrenme => Yargılama => Çözümleme => Enerjilendirme => Yapma
Örneğin;
Evden işyerine gitmeyi amaçlayan birinin nihai hedefi iş yerine ulaşmaktır. Ancak bu ana hedefe varmak için; giyinmek, yola çıkmak, araca binmek ve güzergâhı takip etmek gibi onlarca alt hedefi tamamlaması gerekir. Hatta sadece giyinme eylemi bile, elbiseleri bulmak, seçmek ve düzeltmek gibi sayısız küçük alt amaca hizmet eder.
Bu alt amaçların her biri, kendi içinde bir düşünce döngüsüyle gerçekleşir. Örneğin elbiseyi seçme sürecinde bile, bakma, görme, anlama... şeklindeki zincirleme süreç işler. Dolayısıyla, basit bir işyerine ulaşma eylemi için dahi on binlerce düşünme döngüsü gerçekleşmektedir.
Kaldı ki, bireyin işyerine gitmenin ötesinde, bu eylemle kurguladığı çok daha üst düzey düşünceleri vardır: Para kazanmak, kariyer yapmak, ilim öğrenmek ve nihayetinde huzura kavuşmak gibi. Bu perspektifle bakıldığında, ömrümüz boyunca nitelikli veya niteliksiz milyonlarca düşünme döngüsü yaptığımız anlaşılır.
Düşünmenin En Basit Yapı Taşı: Bakma (Nazar)
Düşüncenin en temeli, çok büyük bir oranda bakma ile başlar. Bakmak sadece göz ile değil, tüm duyu organlarımızla (tadına bakmak, sertliğine bakmak, sese bakmak, kokusuna bakmak) yapılır.
- Bakmak, düşünmenin en alt yapı taşı olan yine bir düşünme şeklidir.
- Duyu organları sağlam olan bir insanın bakmamak gibi bir tercihi olamaz; çünkü duyu organları otomatik olarak algılar.
- Burada aslolan, bilinçli ve görme isteğiyle bakmaktır.
- Bu döngü yeterli olgunluğa ulaştığında, görme amacına ulaşıldığında, bir sonraki amaç olan anlama amacına doğru ilerlenir.
Dolayısıyla, "bakma" işini hafife almamak gerekir. İstemli veya istemsiz olarak bakar ve düşünürüz. Bu düşüncelerin sonucuna tekrar bakılırsa döngü tekrarlanır ve şartlarına uyulursa bu düşünce Tekemmüle (olgunluğa) kadar gider.
Bakışın Amacı:
Her bakış (yani gözlem) bir eylemin sonucuna yöneliktir. Bu eylem bize aitte olabilir hariçten de olabilir. Biz, kendi amaçlarımıza odaklanmalı ve bu amaçlar için bakmalıyız.
Bu bakış, üç temel sebeple yapılır:
- Amaca Yönelik Kazanç: Belirlenen bir amaca ulaşarak bir kazanç elde etmek.
- Bu kazancı İyileştirmek: Elde edilen kazancın kalitesini artırmak.
- Bu kazancı Korumak: Elde edilen kazanımı muhafaza etmek.
Daha önceki, Teemmülden Tekemmüle-4 başlıklı yazımızda “Kesin (kati) bir yargıya (hükme) varabilmek veya iddialı bir görüş ortaya koyabilmek için şu dört unsur aynı derecede zorunludur ve şarttır.” diye belirtmiştik. Kur'an-ı Kerim'de, düşünmek üzere nazara fiiliyle bakmamız emredilen yüzlerce ayet-i kerime mevcuttur. Bu ayetler, önceki makalemizde belirttiğimiz dört temel hususu da kapsamaktadır:
- İyi Niyet ve Samimiyet: İyi niyet ve samimiyete davet eden bilgilerdir.
- Yeterli ve Kesin Bilgi: Yeterli ve kesin bilgilerdir (iman etmek için).
- Referans Bilgi: Doğrudan referans teşkil eden bilgilerdir.
- Bakış Açısı Şekillendirme: Bakış açımızı bütüncül olarak şekillendirecek bilgilerdir.
Ayetlerin Işığında Bakış Türleri
1. Samimiyet Sınavı: Uyarıcı Bakış
Kur'an, samimiyet sahibi olmayanların (peygamberleri yalanlayanların, fesat çıkaranların, zalimlerin, suçluların, kötülük tezgâhlayanların, uyarılıp da yola gelmeyenlerin ve inkarcıların) sonuna vurgu yaparak, ibret almamızı ister. Bu, kalpteki niyeti ve samimiyeti test eden bir bakıştır.
2. Yeterli ve Kesin Bilgi: Hakikati Görme Bakışı
Allah, hakikati görmek için bakmamızı emrettiği somut ve kesin deliller sunar:
- Yaratılış Mucizeleri: Üstümüzdeki göğe (nasıl kurulduğuna, süslendiğine ve çatlağı olmadığına), yeryüzünde yaratılışın nasıl başladığına.
- Canlılardaki Hikmet: Bitkilerin meyvelerine (ilk yetiştiği ve olgunlaştığı sırada), devenin yaratılışına, insanın neden yaratılmış olduğuna, kendi yiyeceğimize.
- Kudret ve Hükümranlık: Gök ve yerdeki hükümranlığa, Allah'ın yarattığı herhangi bir şeye bakılması emredilmektedir.
Bu bakışlar, iman etme bağlamında hakikati görmek için yeterli ve kesin bilgilerdir.
3. Bütüncül Bakış Açısı (İstikamet)
Ayetler, sadece yaratılış mucizelerine değil; mühlet verilenlere, bakmayanlara, bakıp da görmeyenlere, inatçılara, gafillere ve itaate erenlerin kazandıklarına kadar geniş bir yelpazede bakış açısı kazandırmaktadır. Bu, düşüncenin istikametini belirleyen bütüncül bir perspektiftir.
4. Referans Bilgiler: Yukarıdaki bilgiler kesinlik kazandığı için doğrudan referans bilgilerdir.
Sonuç:
Nihai amaç olan huzura ve bu huzuru iki cihana yayan saadete ermenin yolu aklederek düşünmektir. Ancak bu düşünmenin ilk aşaması bakmaktır. Kur'an-ı Kerim'deki nazara ifadesiyle kullanılan ayetler, bu bakışla ilgili önemli detaylar vererek; hem istikamet hem de amacımıza ulaşma yolunda kesin bilgi ve referanslarla adeta köşe taşlarını koymaktadır.
Allah bize de güzel bakmayı ve rızasına erdirecek ameller işlemeyi nasip etsin.
Allah izin verirse, yazımız kaldığı yerden devam edecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.