Ramazan KERPETEN

Ramazan KERPETEN

ÜÇ - BEŞ BAKANIN HAYATI MI ?

Arınç ve diğer bazı bakanlar için suikast planı yapıldı mı sizce?

Canım ülkemde bu zamana kadar neler neler yapılmadı ki? Bütün dünyanın gözü önünde ve milletin gözünün içine baka baka bir başbakan ve bazı bakanlarını asmadılar mı?

Aradan 50 sene geçti, birisi de çıkıp hesap sorabildi mi? Soran olmadığından değil mi ki, sonrasında nice kanunsuzluklar yapıldı bu ülkede. Susurluk’ta bunun ucundan yakalanılmaya çalışıldı ama altta birkaç kişi yem olarak atıldıktan sonra bu meşum yapı aynen yoluna devam etmedi mi?

Diyorlar ki bazı Ergenekon avukatları: “Hiç aklın alacağı şeyler mi, bu kadar insanın bu kadar açık suçlar işlemesi?” Hem de ne mümkün! Düşünsenize bir;

Yıllar önce birileri sizin hakkınızda dava açmak istiyor, bütün bir milletin iradesi hükmündeki Meclis sizi Komisyon’a ifade vermeye çağırıyor ve eyvallah bile etmiyorsunuz. Kimse size hesap soramıyor. Kanun, hukuk size işlemiyor. Yasaları, sinekleri avlamak için kurulmuş örümcek ağları, kendinizi ise bu ağlardan azade kartallar, şahinler olarak görüyorsunuz.

Bu psikolojide siz hiç kendinizi sakınır mısınız? Bu cuntacı yapı, özellikle 28 Şubat sonrasında, Susurluk sonrasında iyice gemi azıya aldı. Dokunulmazlık vehmiyle istediği gibi konuştu, yaptı, etti. Fakat devletin içindeki başka bir irade, gerçek hukukçular daha uzun vadeli hareket etmenin yolunu tutmuşlardı anlaşılan. Pervasızca hareket eden ve elini kolunu istediği gibi sağa sola sallayan Derin Devlet yapılanmasını bütün yönleriyle deşifre için asli devlet sonuna kadar bekledi.

Aşırı güven, gözleri kör ediyordu. Basit bir esrar çetesi bile telefon konuşmasına, attığı adımlara dikkat ederken, dudak uçuklatan bir cesamete dönüşmüş olan bu derin devlet suç şebekesi göstere göstere hareket ediyordu.

Görüyorsunuz, hakkında açılmış bu kadar büyük bir dava olmasına rağmen, o bildik pervasız arsız tavrını devam ettirebiliyorlar. Kendini büyük görmedeki son marazi nokta. Her yaptığını doğru zannetme, adeta kendini tanrı görüp, istediğinin canını rahatça alabilme hezeyanı…

Bu bağlamda,

Bir zamanlar eski bir JİTEM elemanı olan Abdülkadir Aygan’ın anlattıklarını benim gibi kulaklarınızla duysanız akan kanınız donar. Şimdilerde 3 gün üst üste yayınlanan Yıldırım Beğler röportajını takip ettiyseniz, ne demek istediğimizi anlarsınız.

Şuan İsveç’e yakın bir Norveç şehrinde yaşayan Beğler bundan 8 ay kadar önce bizi aramış ve röportaj vermek istediğini söylemişti. Objektif bir şekilde anlattıklarının kamuoyuyla paylaşılması için bizleri seçmişti ama iddialarının doğruluğunun check etmek için zamana ihtiyaç vardı. Ve tam da yeni suikast iddialarının gündeme geldiği şu günlerde, anlattıkları ayrı bir önem arz ediyor. Beğler’in daha anlatacakları var.. Fakat şuana kadar anlatılanlara bakıyorsunuz;

Devletin bir İl Emniyet Müdürü/ Gaffar Okkan, sırf söylemi beğenilmiyor diye öldürülebiliyor. Gümrükte, parası için bir işadamı çok rahat öldürülüp parasına el konulabiliyor. Yüzlerce insan sudan bahanelerle öldürülüp kalorifer kazanlarına atılabiliyor…

Sivil, resmi demeden istediğini yok ediyorsun.. Beğler’in dediği gibi: “Kanun benim” diyorsun.

Bir Ergenekon filmi var ki vizyonda,

Bunda nefret, gözyaşı, cinayet, soygun her şey var. Tanıkları konuşmaya devam ettikçe de daha neler çıkacak ortaya, kim bilir! Yapının gümrükteki yolsuzlukları, insan-uyuşturucu-silah kaçakçılıkları, tehdit ve şantajlar…

JİTEM, MAK, C Timi falan derken… Değişik isimler altında binlerce insan cinayete, suikasta kurban gitmiş. 3-5 insana suikast mi akıldan uzak..?

Hani 28 Şubat döneminde kulaktan kulağa yayılan bir söylenti vardı. Ortamın şartları göz önünde bulundurulduğunda hiç de yabana atılacak gibi değildi. Cuntacı bir zihniyet, muhtemel bir yönetime el koyduktan sonra kaç kişiyi ortadan kaldırılacağının hesabını çıkarıyordu. O zamanlar bir milyonluk bir rakamdan bahsediliyordu. Bu rakamların hazırlanmasında BÇG’ler bir hayli uğraş vermişlerdir zamanında..!

1988 yapımı Danko isimli filmde ibretlik bir diyalog vardı. Bir Rus polisi olan Arnold Scwarzenegger, Amerikan polisi James Belushi’ye: “Normal birisi bir adam öldürürse bunun adı cinayettir. Ama bizde Stalin gibi birileri bir milyon kişiyi öldürürse bunun adı istatistiki rakamdır" diyordu.

Bizdeki cunta zihniyetinde halkın da üçü beşi.. Hatta milyonu bile pek fazla bir şey ifade etmiyor sanırım, içindekiler bakan, başbakan dahi olsa. İsmi, unvanı ne olursa olsun, herkesin kanı bir Eylem Planı’nda kullanılacak –istatistiki rakam miktar- katolizerden öte nedir ki?!!



RAMAZAN KERPETEN - Göteborg/İSVEÇ

rkerpeten@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.