Vahşetin kahkahası Dost Ateşi, kaza ateşi

Savaşlar yıkım ve ölüm getiren, insan karakterinin acımasız yönünü bütünü ile ortaya koyan davranış ve olayların bütünü olarak tanımlansa bile yaşananları tam olarak anlatmaya yetmez. 2001 yılından itibaren dünya sahnesindeki savaşların sayısı arttığı gibi, şiddet ve etkisi de genişlemiştir. Sosyolog Sorokin'in araştırmalarına göre:

12. yy'da 18 savaş yaşanmıştır.

15. yy'da 100 savaş yer almıştır.

17. yy'da 500 savaş olmuştur.

19. yy'da 120 savaşla yetinilmiştir.

20. yy'da ise 3080 savaşla bir rekora imza atılmış bulunmaktadır.

Yirminci yüzyıl "kitle savaşlarının" ve kitle imha silahlarının kullanıldığı ilk yüz yıldır. Dünyada kullanılan ilk 2 atom bombası (nükleer kitle imha silahı) da ABD tarafından aynı yüzyıl içinde Japonlara karşı kullanılmıştır.

15. yüzyıldan itibaren de Avrupalılar gittikleri yeni kıtalardaki insanları sistematik olarak yok etme politikaları gütmüşlerdir. 20. yüzyılda da ABD, Hiroşima ve Nagazaki'de Japonları Atom bombası ile yok etmiştir. Vietnam savaşı sırasında da milyonlarca Vietnamlı çeşitli kimyasal bombalarla öldürülmüştür, ormanlar yok edilmiştir... Aynı veya benzer uygulamalar Irak'ta ve Afganistan'da yapılmaya devam etmektedir.

Yaşanan kayıplardan bahsedilirken, "Dost Ateşi" ve "Kaza ateşi" adı altında bazı ayırımlar da yapılmaktadır. Friendly Fire (yani Dost Ateşi) resmen savaşan güçlerin kendi askerlerini vurması olayıdır. Bu, görüş hatası, istihbarat hatası, taktik hatası sonucunda kendi askerini imha etme durumlarına verilen isimdir. Bunlar tarih boyunca olagelmiş hadiselerdendir. Her devlet çeşitli zamanlarda bundan payını almış bulunmaktadır. "Dost Ateşi analizleri sitesinde" verilen rakamlara göre ABD güçleri Vietnam savaşı sırasında tam 8000 askerini "dost ateşine" kurban vermiştir (yani kendi güçlerinin açtığı ateşe). Bunun birkaç sebebi olabilir:

*Amerikalıların "önce ateş edip sonra soru sorma" huyları;

*Savaşa gönderilen askerlerin büyük bir kısmının profesyonel ordu mensubu olmayışı;

*Çoğu, geçici ve sınırlı bir süre için asker olmayı kabul eden kişilerin dikkat, disiplin ve davranış konusunda standardın çok altına düşmesi;

*Yabancı ülkelere gönderilecek olan ABD askerlerine verilen eğitim ve onlara öğretilenler; (Onlara gittikleri ülkelerdeki halklardan "bütün güçleri ile nefret" etmek ve mümkün olduğu kadar çoğunu öldürmek amacı aşılanmaktadır.)

Son Afgan ve Irak savaşlarında çok sık olarak yerli siviller öldürülmekte ve onlar için "kaza ateşine kurban gittiler" denilmektedir. Direnişçilere karşı savaşmak için sahada bulunan işgalci ABD askerleri, Irak'ta, Afganistan'da ve Pakistan hudut bölgesinde sivil halka fütursuzca ateş açarak öldürmektedirler. Bu uygulamalar her gün artmaktadır. Her defasında, sorgulamalara verilen cevap, "kazara ve istenmeden vukuu bulmuş" bir olay olduğu şeklindedir. Her hatanın bir derecesi ve ölçüsü vardır. Bu aşılırsa olay başka bir kategoriye girer. Bu öldürmelerde durum apaçık bir soykırım, bilinçli öldürme ve yok etme gayreti haline dönüşmüş bulunmaktadır.

Gelişen Olaylar ve "Vahşetin Kahkahası"

Her gün hem Afganistan'da ve hem de Pakistan sınır bölgesinde pek çok sivil insan öldürülmektedir. Onların, Taliban veya El-Kaide mensuplarıyla karıştırıldıkları iddia edilmektedir. Bu bahane ile sivillere saldırılmaktadır. Ölenlerin arasında çok sayıda çocuk bulunmaktadır. Çok genç yaşta çocuklar, özellikle erkekler hep kaza kurşunlarına veya bombalara hedef olmaktadır. Bunlar sadece "kaza kurbanı" sayılmaktadırlar.

Son günlerde ABD'de yayınlanan bir videodaki görüntüler dehşet ve tiksinti hisleri uyandırmış bulunmaktadır. Bu askeri helikopter içindeki ABD askerlerinin, yolda giden sivilleri nasıl vurdukları ve hatta çocuklarını bir yere götürmekte olan bir baba ile çocukların,  arabanın içinde nasıl öldürüldükleri görüntülenmiştir. Her öldürmeden sonra, askerlerin kahkaha ile güldükleri ve birbirlerine, sivilleri "nasıl avladıklarını" anlattıkları da izlenmektedir. Bu olay hakkında birim komutanına sorulduğunda, komutanın cevabı "bunda sorulacak bir şey görmüyorum" olmuştur.

Irak'a gönderilen ABD askerlerine mahalli adetler anlatılmış ve orada düğünlerde havaya ateş açıldığı da öğretilmiştir. Buna rağmen, sık sık ABD askerleri bu düğün evlerini basarak, sivilleri öldürmüş, sonra da "biz burada teröristlerin saklandığını zannetmiştik, terörist arıyorduk, bize ateş açıldı sandık" demişlerdir.

Acaba bu metodlar hangi savaş kuralına göre yapılmaktadır? Vicdan ve acıma duyguları nerededir? Yoksa hiçbir hak ve hukuk anlayışı olmayıp, tüm olay "Gücün hakimiyeti" midir? Kısacası, "Güçlüysen ezersin" anlayış ve inancıyla mı hareket edilmektedir? O halde dünyada İnsan Hakları Mahkemesi'ne ve Lahey Yüksek Adalet Divanı'na ne ihtiyaç vardır?

Sonuç:

Ortadoğu'da; Afganistan'da ve Pakistan'da,

Silahsız Siviller vurulmaktadır. ABD ve NATO askerleri karşı tarafın askerinin yanı sıra halkını da ayırım yapmaksızın vurmaktadır. Geçtiğimiz hafta, bir Alman askeri gurubu, sözde beraber çalıştığı Afgan ordusunun konvoyunda giden bir kamyonu kendi panzer tankı ile vurmuş ve 6 kişiyi öldürmüştür.

Çocuklar öldürülmektedir (gelecek nesiller, yani düşmana direnecek gelecek nesiller ve savaşcılar yok edilmeye çalışılmaktadır). Bu hem Irak, hem Afganistan ve hem de Filistin'de çokça uygulanan bir metoddur.

Erkekler her yaşta hedef olmaktadır (soyun kurutulması metodlarından bir tanesi).

Ülkede her yer yıkılıp yakılmaktadır. (Scorch earth: Kavrulmuş toprak tatbikatı) yeni kurulacak ülke veya şehirler ancak işgalcilerin anladığı ve tasvip edeceği tarzda, onların istediği zamanda gerçekleşecektir.

Müslümanlara karşı bilinçli bir şekilde iki önemli metod uygulanmaktadır: (a) Amansız ölüm korkusu oluşturmak - hiçbir ayırım yapmadan herkesi öldürme metodu; (b) Aşağılanmak korkusunu yerleştirmek - şerefini ayaklar altına alma metodu.

Bunun en bariz örneği Irak'ta Gureyb hapishanesinde görülmüştür. Koskoca adamları çıplak ve köpek gibi tasmaya vurulmuş şekilde 4 ayak üstünde dolaştıran ABD askerlerinin video görüntüleri hâlâ hafızalarda tazedir.

Bu yapılanlar tam anlamı ile hayat ve insanlık haklarının ayaklar altına alınması, nesillerin kurutulması, belli ırk ve din guruplarının en adi şekilde aşağılanması ve o ülke zenginliklerine hoyratça el konulması demektir.

Dünyadaki siyasi üstünlüğü ve gücü, ekonomik avantajları ve askeri gücü elinden çıkartmamak için ABD bu metodlarla savaşlarını yürütmektedir. Bütün ülkelerin, bütün uluslararası organizasyonların bu uygulamalara karşı çıkması ve bu insan kıyımının bir an önce durdurulması gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar