“Wikileaks ile yüzyılın düeti!…”

Hamit SEVEN, son günlerde dünyanın konuştuğu Wikileaks belgelerini, kaleme aldığı “Wikileaks ile yüzyılın düeti!…”  başlığı ile  öyle bir hicvetti ki…

İşte o yazı...

 ***

“Wikileaks ile yüzyılın düeti!…”

 

Onunla yattık…

Onunla kalktık…

Diyorlar ki, “Wikileaks”’ın yayınlananından çok “yayınlanmayan”, “yayınlanacak” olan “belgeleri” “daha çok “su kaldırır”…

“Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” diyor, Wikileaks’de!...

Yakında adına türküler, şarkılar yazılır, bestelenirse şaşırmayın!...

Böylesine “reklam”, böylesine “ilgi” kimseye nasip olmaz!

“Artık sevmeyeceğim” şarkısını “ege ağzına” takla attırarak internette rekor kıran “artık sevmecen gari” “grubu” egeli “kankiler” kolları sıvamışlar bile…

*

Kolları sıvayanlar sıvaya dursun bize ne…

Biz yaptık, bile…

Biraz“Tatlıses”, biraz “Kurdoğlu” “parçalarını” değiştirerek ve birleştirerek, sağolsunlar…

Herhalde bir şeyler oldu gibi…

Kimilerine göre “şekeri” az, kimlerine göre “tuzu” fazla kaçabilir…

Valla “mutfakta” bu vardı, bakalım beğenecek misiniz, yüzyılın “potpori soslu” “düet yemeğini”…

Hadi buyurun…  

*

Wikileaks:

Hep adınızı yazdım “belgelerime”
“Diplomatım”
suçunuzu herkes bilecek
“Dünyaya ettiğinizi” herkes duyacak
Sizi Tanrım bile affetmeyecek.

 

İktidar(lar):

Alıştım artık ben “gizli belgelerine”
Zararı yok alıştım artık ben
“gizli bilgilerine”
Davalara, salvolara, kapatmalara

Seni yakacaklar benim yerime

Seni “partililerim” bile affetmeyecek.

 

Wikileaks:

Ah edip başını “internete” vur
“Otur bir köşede emeklilik hayalleri kur”
“Kalpsizlerin” sonu hep böyle olur
Sizi Tanrı bile affetmeyecek.

 

İktidar(lar):

Alıştım artık ben “muhalefetsizliğime”
Zararı yok alıştım artık ben “11 Eylüllerine”
“Muhalefeti şişiriyorsun benim yerime”

Seni “halkım” bile affetmeyecek.

 

Wikileaks:

Yolum düşer “istihbaratın” üstüne
“Uğradıkça” elime “gizli belgeler” gelir
“Sorduğumda sorularımı cevaplansın diye”
“Cevapları”
bahar seli gibi boşalır gelir.

İktidar(lar):

Kerem gibi sevdim seni

Aslı gibi yaktın beni

“İnternette” site kurdun

Köle gibi sattın beni.

 

Muhalefet(ler):

Senin devrin son buldu

Bende “oyun” sırası

Üzgünüm vaktin doldu

“Şimdi yaktım çıranı”

Şimdi yaktım çıranı.

 

Diplomat(lar):

Aklıma gelmeyen başıma geldi

“Belgelerin” hançeri bağrımı deldi

Tanrım bu cezayı bana mı verdi

“Başkalarına” gülerken başıma geldi eyvah.

 *

Medya(lar):

Gönülden biliyorsun

Hep hayır diyorsun

Ne diye “gizliyorsun”

Sen “belgelisin” arkadaş

Saklama hiç boşuna

“Belgeni” açıkla bana

Acırım gözyaşına

Sen “bitmişsin” arkadaş

 *

Halk(lar):

“Yazın harmana pisleyen öküzün,

kışın yemlikte ağzına gelir” der atalar,

Geçmişte tatlı tatlı yediğin “hurmalar”

Sonra gelir “gözünü” tırmalar…

*

Sağduyu(lar):

-Ne oldu sana bu son yıllar
-Hiç garip değil seni sanki ilk defa tanıyorum
Aynı belgeler, söylediğin hep boş sözler
-Sana nasıl anlatsam bilmem ki
Ucuz belgeler…

“Yaptığın bozgunculuk, barut ve kan kokulu planlar”

Yere iner mi gökteki yıldızlar
Dinleyemem bunlar hep boş laflar
“Yani amacın belli” belgeler neye yarar
Wikileaks:-İnan bana noolur
Sağduyu(lar):-Palavra palavra palavra
-Dinle beni
-Palavra palavra palavra
-Yalvarırım
-Palavra palavra palavra
-Yemin ederim
-Palavra palavra palavra palavra palavra
-Hepsi palavra inanmam sana.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum