Yolun sonu gelsin istiyorsak, kapsamlı strateji şart!

Kuzey Irak"ta başlayan olumlu süreci devam ettirmek için...

Kuzey Irak"ta hayat PKK için gitgide zorlaşıyor.    Bir yandan Türkiye"nin askeri operasyonları ve etkili diplomasi silahı, öte yandan bölgesel koşullar, öyle anlaşılıyor ki, PKK"yı sıkıştırmaya, tecrit etmeye başladı.
Olumlu, hayırlı bir gelişme.
Peki, bölgesel koşullar nedir?
Bugün için Amerika da, Irak da, Irak Kürt yönetimi de, İran ve Suriye de, İsrail de Türkiye"yle iyi ilişkilerden yana. PKK"nın bu ilişkileri zehirlemesini istemiyorlar.
Amerika, Irak"ta istikrar açısından istemiyor. Türkiye"nin Kuzey Irak"a yönelik işgal niteliği taşıyacak bir operasyonunun birçok şeyi berbat edeceğini düşünüyor.
Irak Kürt yönetimi, Türkiye"yle başının belaya girmesine karşı olduğu için PKK"ya dur diyor.
Amerika"nın üzerinde kurduğu baskı ağını delebilmek için Türkiye"yle iyi olmak isteyen İran, PKK"nın işini kolaylaştırmıyor.
Suriye, hem Amerika hem İsrail dolayısıyla Türkiye"yle iyi geçinmekten yana. İsrail de farklı değil, Türkiye"yle iyi ilişkileri önemsiyor.
Öte yandan Avrupa Birliği de uzun zamandır PKK"nın silah ve şiddetten vazgeçmesini istiyor.
Uluslararası ortam böyle.
Bu koşullar ister istemez PKK"nın öncelikle Kuzay Irak"taki çıkmazını derinleştiriyor.
Türkiye"nin Kürt yönetimiyle diyalog kapısını en nihayet aralamış olması,-Bağdat"ta Kürt yönetimi Başbakanı Necirvan Barzani"yle yapılan görüşme-, Mesut Barzani"nin PKK"ya karşı söylemini değiştirmesine yol açmış durumda.
PKK"nın Kuzey Irak"ta silah bırakmasını, eğer bırakmıyorsa Kuzey Irak"tan çekip gitmesini talep eden bir Barzani görülüyor sahnede...
Hatta bazı gözlemcilere göre, PKK"nın Kuzey Irak"tan tasfiye süreci başlamış durumda.
Olabilir.
Ancak abartmamak kaydıyla...
Askeri operasyonların PKK"ya darbe vurduğu konusunda kuşku yok. Fakat Kuzey Irak"ta bundan dolayı PKK ne kadar dağılır, nereye kadar çözülür sorusunun öyle kolay yanıtlanamayacağını sanıyorum.
Sorun daha derinde çünkü.
Son zamanlardaki askeri operasyonların katkısıyla sağlandığı açık olan "psikolojik üstünlük"ün etkisi bir yere kadar geçerlidir. O noktadan sonra gerçek kendini yine belli eder.
Bir başka deyişle:
Sorunun kökü Kuzey Irak"ta değil Türkiye"dedir. Sorunu eğer temelden ele alamazsanız, PKK olgusu varlığını sürdürür.
Kuzey Irak"ta PKK"nın tecrit ve tasfiye sürecini başlatmanın önemi yadsınamaz. Ama eğer içeride gerekenler yapılmaz ve Kürt sorunu kapsamlı bir strateji çerçevesinde ele alınmaz ya da alınamazsa, yolun sonu ne yazık ki gelmez!
Lütfen unutmayın:   
PKK, Kürt sorunundan çıktı.
İkinci bir nokta daha var:
AKP ve DTP topun ağzında! Bu iki parti 22 Temmuz"da Türkiye"deki Kürt oylarının tamamına yakınını almıştı.
Şimdi Anayasa Mahkemesi bunlar hakkında kapatma kararı verirse, bütün Kürt oyları boşa gitmiş, Kürt seçmen cezalandırılmış olmayacak mı?..
Bu gelişme, Güneydoğu"da radikallerin, PKK"nın, şiddet ve silahtan yana olanların elini güçlendirmeyecek mi?..
Bu sorular yeni değil.
Ama hâlâ geçerli olan sorular.
Kısacası:
Sorun sadece PKK, sadece şiddet ve yoksulluk olarak görülmeye devam eder ve sorunun Kürt kimliği ile ilgili boyutuna gereken önem verilmezse, yolun sonu gelmez. O zaman da, bugün Kuzey Irak"ta başlayan olumlu süreç, yarın yine tersine döner.

Önceki ve Sonraki Yazılar