Zor Dostum Zor..!

Zor Dostum Zor..!

 

Dostluğa anlam katan ne bakışlardır ne de yalancı tebessümlerdir.

Dostluğu yücelten sonsuz vefadır, ünsiyettir.

Dostunun acısını hissetmektir, sevincine ortak olmaktır.

Onun elini bırakmamaktır. Ona sımsıkı sarılmaktır.

Onun gözünden akan gözyaşlarını elinle silmektir.

Ona kol kanat olmaktır.

Yeri geldiğinde onun nefsini kendi nefsine tercih etmektir.

Onun açlığını hissetsen de kendi açlığını hissetmemendir.

Göğüs gerebilmektir ona yapılan tüm kötülüklere karşı.

Dostun sana gel dediği zaman “nereye?” diye sormamaktır gerçek dostluk.

Senden imdat istese zaman ve mekan gözetmeksizin ona koşabilmektir.

Onun eline bir çivi batsa bu acıyı tüm bedeninde hissetmektir gerçek dostluk.

O sana doğru yürürken senin ona koşman, ona sımsıkı sarılmandır gerçek dostluk.

 

Kelimelerle sınırladığımız gerçek dostluk acaba şu an yaşıyor mu?

Etrafımıza bir bakalım. Dostların arasına bir menfaat girdiğinde eskisi gibi birbirlerini tanırlar mı?

Bir evliya talebeleriyle gezerken iki köpeğin birbirleriyle oynaşmaları talebelerin dikkatini çekmiş. Talebelerden biri “ne de güzel dostlukları var efendim” deyince; evliya talebesine dönerek “evladım bir kemik at da gör dostluklarını” deyivermiş.

Ufacık bir menfaat ne kadar da değiştirir insanları. Ya bu ufak menfaat yerine koca bir servet veya makam olsa. O zaman kalır mı dostluktan eser?

Yermûk savaşı sonrası yerde yatan üç şehid sahabenin (ki bunlar Haris İbni Hişam, Ayyaş İbni Ebu Rabia ile Ebu Cehil'in oğlu İkrime) çok susamış olmalarına rağmen kendi nefsini kardeşlerinin nefsine tercih etmesi ve bir damla su içemeden şehid olmaları gerçek dostluğun ne kadar zor ve meşakkatli olduğunu gösterir.

Bu ahır zamanda böyle gerçek dostluklar beklenemez.

Ancak gerçek olmayan sade dostluklar da aranır oldu.

Sadece dostunu iyi günde dost olduğunu hatırlamak, dostluğun ne kadar cılızlaştığını gösterir.

Bari onun acısını hissedemiyorsak sevincine ortak olmalıyız.

Dostluklara karşı duyguların acımasız ve münafık olması ne kadar da acınacak bir durum.

Eğer toplumda insanların birbirlerine saygınlığın artmasını istiyorsak dostluk müessesesini yeniden gözden geçirmeliyiz. Öncelikle bunu kendimizde sorgulamalıyız.

Doğru değil mi dostlar?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
13 Yorum