Endişeye mahal yok

Üst düzey görevdeki komutanların eşleri gözaltına alınan eski komutanların evlerini ziyaret edip “Geçmiş olsun” dediler... CHP lideri Deniz Baykal, son gözaltılardan 'intikam kokusu' aldığını, operasyonun “Cumhuriyet'le hesaplaşma amaçlı olduğunu” söyledi... Başbakan Tayyip Erdoğan, Muharrem ayının 10. gününe denk gelen 'Aşure iftarı' sırasında yaptığı konuşmada, “Çetelerle mücadelede sonuna kadar gidileceğini” ilân etti...

Aynı gün gerçekleşen bu üç olaydan, komutanlar ve eşlerinin gidişten mutlu olmadıkları, CHP lideri Baykal'ın operasyondan tedirginlik duyarken Başbakan Erdoğan'ın sonuna kadar gidilmesinden yana tavır aldığı sonucu çıkartılabilir.

Hiçbir bilgiye dayanmadan bu görüntünün yanıltıcı olabileceğini düşünüyorum ben.

“Ergenekon'da meydana gelen gelişmelerden kim daha fazla tedirgin; Baykal mı, Erdoğan mı?” sorusuna “Erdoğan” demekte hiç tereddüt etmem. İktidarların denetimleri dışında cereyan eden her gelişmeden tedirginlik duyması doğaldır; Ak Parti iktidarı da Ergenekon operasyonunu denetleyemiyor işte...

Operasyonun -olmaz ama diyelim ki- bir-iki CHP'liyi de içine alacak biçimde gelişmesinden neden rahatsız olsun ki Deniz Baykal?

Komutan eşlerinin ziyaretine gelince... Orgeneral rütbesine erişmiş eski komutanlar ve bazı muvazzaf subayların gözaltına alınması herhalde üzücü bir olaydır ordu mensupları için; ancak kendi içindeki çürük elmaları her yıl iki kez Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla temizleyen bir kurumun, bağımsız yargı eliyle yürütülen bir operasyona kuşkuyla bakıp itiraz edeceği herhalde düşünülmemeli...

Türkiye, uzun yıllardır ilk kez, yargının gerçekten 'bağımsız' bir çizgide seyredip devleti içten içe kemiren ayrık otlarını temizleme çabasına tanık oluyor. İlk kez, “Adaletin kestiği parmak acımaz” ilkesi bütün toplumu etkisi altına almış durumda. Denetleyemediği bir süreci her şeye rağmen sineye çeken Ak Parti liderine bakıp kendi davranışlarına da ince ayar çekmelidir CHP lideri...

Önceki günkü operasyonda dikkatlerden kaçan bir ayrıntı önemliydi: En kalabalık grup Sivas'ta gözaltına alındı...

Neden Sivas?

“ Temmuz 1993'teki Madımak Oteli kışkırtmasından beri, Sivas'ın bir 'özel operasyonlar' merkezi olduğuna dair duyumlar alınıyor. Konuyla yakından ilgilenenlerin, ipuçları iyi takip edilirse olaylar arasındaki ilişkilerin çorap söküğü gibi çözüleceğine inandığı iki merkezden biri Sivas'tır. Diğeri de Ankara/Batıkent... Ergenekon savcıları Sivas'la ilgilenme ihtiyacı duymuşlarsa, sıra yakında diğer merkezlere de gelecek demektir...

Bizim şimdilerde tanık olduğumuz devleti yargı eliyle içindeki yanlış unsurlardan temizleme ameliyesini daha önce yaşamış ülkelerde ortaya çıkan tablodan biliyoruz: 50 yılı aşan tarihi içerisinde, örgüt, birkaç biçim ve isim almış olsa da hep iki ana zeminde iş görüyor: İlki, ortalıkta görünmeyen, gölgede kalan unsur... Diğeri ise, silâhla oynaşan ve eylem yapan unsur... Buna 'beyin' ve 'kol' da diyebiliriz... Bu iki unsur arasında bir ilinti kurulmadan büyük temizliğin sona erdirilmesi mümkün olmuyor. Beyine erişip kolu ihmal etmek kadar kolla uğraşıp beyini gözardı etmek de sonuca ulaşılmasını engelliyor.

Komutanların, eşlerinin, CHP ve Ak Parti liderlerinin 'Ergenekon' konusundaki gelişmelerden rahatsızlık duymalarına hiç lüzum yok. 'Şüpheli' diye gözaltına alınmak 'suçlu' olmak anlamına gelmiyor; adalet (m)eleği suçsuzları suçlulardan ayıklayacak kadar hassastır nasıl olsa.

Suçsuzların suçluların telâşı içinde olması gerekmiyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar