SELÇUKYA Kültür Sanat Yayınları’ndan son çıkan eserlerden biri… İnanç Ekseninde “İstasyon Yazıları”

Öncelikle hayırlı, uğurlu, bol okurlu olsun diyorum.

Sayın Mehmet CEVİZ Hocamızın İstasyon Gazetesi’nde yazdığı köşe yazılarının bir kısmından oluşan bir eser. Eseri elinize aldığınızda konuların ağırlığından olsa gerek bir ciddiyet hali sarıp sarmalıyor sizi. Fakat sebebinin satırların ağırlığı kadar kitabın kalitesinden de kaynaklandığını anlıyorsunuz.

224 Sayfadan oluşan bu eserin arka kapak yazısı ve önsözü SELÇUKYA Kültür Sanat Derneği Şair ve yazarlarından Hasan UKDEM’in kaleminden çıkmış. UKDEM, “Sevgi dilini yeniden hayatımıza almalıyız. Bu da ancak fıtrata uygun bir hayatla olur. İnsan kendini inşa edebilen tek canlıdır. Bu inşanın gerçekleşmesi için de doğru kaynaklardan doğru bilgiler edinmek gerekiyor,” diyor ki kesinlikle katılıyorum. Bahsettiği kitaplardan birisi işte bu.

Bir kitabın okurun eline geçme sürecinde yaşanan aşamalarını ancak yaşayanlar bilir. Yazıların satır satır oluşması uzun yılar alır. Ardından seçilmesi, düzenlenmesi, mizanpajı, kapağı, adı derken haftalar, aylar boyunca zihniniz o eserle meşgul olur. Okura en güzelini, en sadesini, en faydalısını sunmaktır amaç. Mehmet CEVİZ üstadımızın bu eseri de tam da böyle bir eser olmuş, her yazı hatta cümle ve hatta kelime için tam yerinde diye düşünüyorsunuz.

“Elhamdülillah Müslümanım” ve “Öğrenmek istiyorum,” diyen her insanın evinde olması gereken bir eser çıkmış ortaya.

Emekli İmam Hatiplerimizden Sayın Mehmet CEVİZ, bilgileri aktarırken o kadar akıcı ifade etmiş ki yazılar bir solukta bitiyor. Hocamızın farklı üniversiteler bitirmesi nedeniyle olaylara bakışı her açıdan bütüncül.

Hani sınav başlarken öğretmenler “İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz,” derler ya, bu eserde de ilginizi çeken her konudan başlayabilirsiniz. Ben seçerken çok zorlandım, bütün başlıklar birbirinden güzeldi. Üstelik sadece İslami mevzular değil, sosyal kültürel her konuda birbirinden kıymetli yazılar. Elbette çerçeve belli, amaç belli…

Bir Müslümanın temizliğinden tutun ticaretine, güzel ahlaktan doğruluğa hangi vasıflarda olması gerekiyorsa farklı başlıklar altında bilgi ediniyorsunuz.

Kitabı bir cümleyle anlat deseler;

Ayetler ve Hadis-i Şerifler ışığında; sahabelerin, halifelerin, İslam âlimlerinin yaşadıklarıyla, nasihatlarıyla, örnek hayatlarıyla, zaman zaman kısa özlü mısralarla, doğru tanımlarla, tasvir ve samimi anlatımlarla bezenmiş, bilgiyle yoğrulmuş, tecrübeyle aktarılmış her türlü bilgiye ulaşacağınız zevkle okuyacağınız sevdiklerinize armağan edebileceğiniz bir eser diyebilirim.

Ben “Kitabımız Kur’an-ı ne kadar tanıyoruz?” başlığını hayranlıkla okuduktan sonra “ İçimizdeki vesveseler normal mi?” ile devam ettim. Ardından “Hiçlik, benlik, bencillik” yazısını okurken kendimi “Karakter mi Eğitim mi baskın gelir?” sorusunun cevabını ararken buldum. Her başlık bir diğeri kadar önemli, öğretici ve etkileyici.

Tesadüf ve Tevafuk hep ilgimi çekmişti, rüyalar, şans oyunları… En önem verdiğim konuları okurken “Helal kazanç” “Nasip” “Şükür” “Riya” “İhlas ve samimiyet” “Uğursuzluk” derken birden bire kendinizi “Kara Trenin Hüzünlü Yolculuğu” isimli sayfada buluyorsunuz. Öğretici ve hatırlatıcı yazıların yanında dinlendirici ve düşündürücü bir eser olması da apayrı bir güzellik katmış esere. Dolu dolu…

Şunu da söylemeden edemeyeceğim, her yazının sonunda insanın ruhuna iyi gelen, “Âmin” demeden duramayacağı bir dua var.

Yazacak çok şey olabilir bu hususta ama okuyup öğrendiklerimiz elbette bize şifa.

O halde tekrar “Hayırlara vesile olsun,” diyerek başlıkların sonunda yer alan dualardan birkaç -son cümle- ile yazımıza nokta koyalım.

“Hikmet sahibi insan olabilmek dileğiyle”

“Nasibi hayırlı olanlardan olmak dileğiyle…”

“Cenneti bu dünyada kazanarak Allah’ın huzuruna varmak dileğiyle…”