Hırsız müteahhit ve hempaları öldürüyor

Dün yazının başına oturduğumda Deprem’de ölenlerin sayısı maalesef 213’e, yaralıların sayısı ise bin 150’ye ulaşmıştı... Enkaz kaldırıldıkça ve köylere ulaştıkça sayıların artma ihtimali ürkütüyordu...

Türkiye canla başla ve tüm imkânlarıyla Van’a yardıma koşmuş ama televizyonlardan da görüleceği üzere koordinasyon ve organizasyon konusundaki aksaklıkları henüz aşamamıştı...

***

İnsanlarımız gene bu sefer de siyasetin ve bürokrasinin koruyup kolladığı hırsız müteahhitler nedeniyle öldü... Deprem nedeniyle yıkılan bina sayısı 970’di... Ve çoğu da kamu binası... Siyaseti müteahhitler finanse ediyor... Siyaset de müteahhitlere devlet ihalesi veriyor...

Sadece devlet ihalesi vermekle kalmıyor, ihaleleri AB standartlarında rekabete açmıyor, yapılanı da ciddi bir şekilde denetlemiyor...

Hırsızlık üçgeni nedeniyle yıllardır her depremde önce kamu binaları yıkılıyor ve insanlarımız ölüyor... Eğer yıkılan kamu binası değil ise bu kez de devreye rüşvet veren müteahhit ve rüşvet alan belediye koalisyonu giriyor...

Depremin mağduru halk da inşaat sektörünün aktif bir denetleyici olmaktan çok uzakta olunca, artık içimiz kan ağlayarak kanıksadığımız felaket tablolarını yaşayıp duruyoruz...

***

Aynı şiddetteki bir deprem ABD’nin deprem kuşağında bulunan San Francisco’da pek bir şey yapmaz iken, Türkiye’deki hırsızlık üçgeni nedeniyle bu kadar çok can alabiliyor...

Hatırlayın, 1997 yılındaki Körfez Depremi’nde Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nın yeni binaları çökerken elli yıl önce Karamürsel ile Yalova arasında NATO üssünde çalışacak Amerikalı askerler için yapılan evler dimdik ayakta kalmıştı...

Çünkü Amerikalılar bölgenin fay hattında olduğunu bildiklerinden kendi binalarını buna göre gereken şekilde inşa etmişlerdi...

Toplumların gelişmişliğini doğal afet karşısındaki direnci belirliyor... Biz onu artırmak yerine abartılı şişinmeyi, ölçüsüz övünmeyi ve sınırsız dalkavukluğu tercih etmiş gözükmekteyiz... Bunları yapar iken sınır karakolunu koruyamayan, kamu binalarının inşaatını denetleyemeyen bir ülke olduğumuzu da hiç olmaz ise ara sıra hatırlamalıyız... Hatırlamayınca hayat çok ağır dersler veriyor çünkü...

***

Hırsız müteahhit, siyaset, bürokrat üçgeni Körfez Depremi’nde kendi vurgun sistemini korumuş, yargılanmanın önünü tıkayarak saydamlaşmayı önlemişti...

Bingöl’de yoksul aile çocuklarının gittiği Çeltiksuyu Bölge Yatılı Okulu’nun müteahhidi ve onun hempalarının cezalandırıldığını da anımsamıyorum...

Bari Van Depremi bir sonrakini önleyecek radikal bir arınmaya neden olsa...

Hırsız müteahhitleri, onlara kamu ihalesi veren siyasetçileri ve bu soyguncu müteahhitleri denetlemeyen belediye bürokrasini olduğu gibi teşhir etsek, hem de yargılasak...

***

İnsanlarımız boş yere öldü...

İnsanlarımız boş yere sakat kaldı...

Türkiye boş yere bir kez daha ağır bir şekilde helak oldu, örselendi...

Neden?

Hırsız müteahhitleri korumak ve kollamak için... Şimdi bunların peşine düşmeyeceksek ne zaman düşeceğiz...

Bu halk ezelden ebede soyguncuların keyfine hep ölecek, ölmeye devam mı edecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar