Hüseyin DERVİŞOĞLU

Hüseyin DERVİŞOĞLU

KUTUPTA MACERA

Künye

Orijinal Adı: Operasjon Arktis

Diğer Adı: Operation Arctic

Senaryo: Grethe Bøe-Waal

Orijinal Fikir: Leif Hamre

Vizyon Tarihi: 24 Temmuz 2015

Tür: Aile, Macera

Süre: 87 Dak.

Cast Direktörü: Merete Vold

Yapım: Film Kameratene AS

Ülke: Norveç

Türk Dağıtımcı: Özen Film

Yapımcı: Sveinung Golimo, John M. Jacobsen

Müzik: Trond Bjerknes

Kurgu: Andres Refn

Oyuncular: Kaisa Gurine Antonsen (Julia), Lars Arentz-Hansen (Oberst Holm), Nicolai Cleve Broch (Far), Ida Leonora Valestrand Eike (Ida), Leonard Valestrand Eike (Sindre), Kristofer Hivju (Fangstmann), Per Kjerstad (Myrmo), Evy Kasseth Røsten (Hendriksen), Oddrun Valestrand (Sykepleier), Line Verndal (Mor)

Yönetmen: Grethe Bøe-Waal

İki hafta önceki yazımda da değindiğim gibi (bkz: http://www.habername.com/yazi-huseyin-dervisoglu-tehlikeli-oyun-11232.htm) yaz ayları, aile, animasyon ve çocuk temalı filmlerin vizyona çıkması için biçilmiş kaftan. Üstelik böyle bir filmin sıcak havalardan bunalmış, sırf serinlemek için klimalı yerlerde oturmayı seçen insanlar için, Kuzey Kutup dairesinden gelen bir yapımı seyirciyle buluşturmak, rahatlatıcı etkisi garanti olan bir planlama! Norveç yapımı Operasjon Arktis, (Kutupta Macera) bu sıcak yaz günlerinde, sinemada üşümenizi sağlayacak cinsten bir çocuk-aile macerası sunan güzel bir seyirlik.

Kutupta Macera, bir zamanlar askeri pilot olarak görev yapan ve yaşlılığında çocuklar için kitap yazarak tecrübelerini aktaran Norveç’in gözde yazarlarından Leif Hamre'nin aynı isimli romanından beyazperdeye uyarlanmış bir film. İlk uzun metrajlı sinema filmini çeken Grethe Bøe-Waal yönetmen koltuğuna oturmuş. Senaryoda kendisine ait olunca, baştan sona senaryoya bağlı, ne istediğini bilen yönetmen birinci sınıf bir seyirlik çıkartmış ortaya.

Filmin konusuna gelirsek; biri genç kız olmanın eşiğinde abla, ikisi daha küçük yaramazlar olan 3 kardeşin bir anlamda hayatta kalma mücadelesi Operasjon Arktis. Anne ve babasının askeri görevlerinden dolayı pek çok kez ev ve okul değiştiren 3 kardeş, yeni hayatlarına adaptasyonun daha henüz başındayken kendilerini bir anda Kuzey Kutup Dairesi’ne çok yakın olan Spitsbergen adasında bulurlar. Aslında, güven patlaması yaşayan ve hiçbir olayda söz dinlemeyen Sindre’nin yaramazlığı bu maceranın sebebi olur. Çevrelerinde sonsuz buzullardan ve aşırı soğuktan başka hiçbir şey yoktur; tabii sığındıkları kulübe ve adada onlar gibi mahsur kalan diğer canlılar dışında!

Yönetmen Grethe Bøe-Waal, 87 dakika süren filmin hemen hemen tüm ağırlığını çocukların adadaki hayatına odaklayarak, anlatımın dramatik ve bir o kadar trajik yapısını güçlendirmeyi hedeflemiş. Doğrusu bunda da başarılı olmuş. Başlarına açtıkları felaketin boyutunu gün geçtikçe daha çok farkına varan üçlü de her bir karakter er ya da geç değişim geçiriyor; olgunlaşıyor. Yönetmen, seyirciyi bu olgunlaşma sürecinin içerisine katmayı başarmış. Özellikle abla Julia, okuldaki dövüş esnasında kardeşi Sindre’yi yalnız bırakırken, kutuptaki bu kulübe de onların hem anne-babası hem koruyucusu hem de kurtarıcısı oluyor. Yönetmenin kız çocuğu var mıdır bilmiyorum ama özellikle ilk çocuğu kız olan her babanın az buçuk yaşadığı bir serüvene imza atmış. Filmin ve dolayısıyla maceranın esas oğlanı, inatçı Sindre, yelkenleri indirip eve dönebilmek için Yaratıcı’dan yaramazlıklarının af olmasını dileyecek kadar alçakgönüllü olurken, en küçükleri olan Ida, her şeyi bildiğini zannetmenin getirdiği kibri bir tarafa bırakıyor. Daha ne olduğunu anlamadan, sınırlı miktardaki yiyeceği idare etmeyi, ısınmak için ateş yakmayı ve en önemlisi kutup ayısının pençelerinden sağlam kurtulmayı öğreniyorlar. Türkçe dublajın, inandırıcılık için ellerinden geleni yapan 3 çocuk karakterin samimiyetini, ifadelerini biraz donuklaştırdığını eklemek gerek.

Benim için bir filmde asıl hikâyenin yanında yer alan ve filme bir bütünlük katan yan hikâyeler çok önemlidir. Bu fikrimi daha önce bir yazımda da belirmiştim. (bkz: http://www.habername.com/yazi-huseyin-dervisoglu-whiplash-11013.htm)

Filmin dikkat çeken önemli bir noktası da çevreci mesajları aslında. Çevreci anlayışın önem kazandığı ilk günden beri söylenen, kutupların eriyor olduğu gerçeği ve kutup ayılarının ana karaya dönemedikleri için açlıktan buzul adaları üzerinde ölmeleri hususu, filmin ana temasının yanında ikincil öykü olarak karşımıza çıkıyor. Film, bölgede yaşanan acı tabloyu kutup dairesi ile ilgisi olmayan seyircinin gözüne iyi sokmuş. Yönetmen bu anlamda kamerasını harika kullanmış; yavrularına yemek arayan kutup ayısının 3 çocuğun yaşam mücadelesine katılması ve aslında belgeseller de gördüğümüz kadar da ‘sevimli’ olmadığı gerçeği filmi izleyecek olan küçük afacanlara da gerçekçi bir öğreti niteliğinde.

Kutup Macerası, Gaute Gunneri'nin nin birinci sınıf görüntü yönetmenliği sayesinde görsel bir seyir şölenine dönüşüyor. Öyle ki beyaz-mavi buzdan başka bir şey yok ama manzaranın beyazperdedeki görselliğinden gözünüzü alamıyorsunuz. Hiç bitmesini istemediğiniz zenginlikte bir görsel şölen izleyicileri bekliyor.

Filmin, basit bir televizyon filmi gibi biten finalini kafaya takmamayı kabul ederseniz, ayrıca çocuğunuzun hem keyifli bir aile filmi seyretmesini, hem de ders almasını istiyorsanız Kutupta Macera bu haftanın en iyi filmi. Çocuğu ile hoşça vakit geçirmek isteyen sinemaseverlere kaçırmayın derim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.