Kafalar karışık

Her gün yeni bir sürprizle karşılaşılan bir ülkede kamuoyu yoklamasının kıymet-i harbiyesi olabilir mi? Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iki karar, Ergenekon örgütüyle ilgili açılmış adli dava birbiri ardına geldi ve kafaları karıştırdı. Siyaseti yakından gözleyenlerin bile hızına yetişemediği, sonuçlarını yorumlamakta zorlandığı bir ortamda sıradan yurttaşların ne dediği bir anlam taşır mı?

Elbette kıymet-i harbiyesi vardır ve elbette anlam taşır. Öyle olmalı ki, ülkemizin öndegelen kamuoyu araştırma kurumları birbiri peşisıra yeni anketlerle karşımızdalar.

MetroPoll firmasının taptaze araştırması bir yandan süregiden eğilimlerin bugünkü haline ışık tutuyor, bir yandan da insanlarımızın kafa karışıklığının hangi yönde olduğunu gösteriyor. Eğilimler partiler ve yorumcular için her zaman daha önemlidir; ancak bu defa daha çok üzerinde durulması gereken ayrıntılar, günlük olaylara verilen tepkiler: Ak Parti'nin kapatılma davasını ve 'laikliğe karşı odak olma' iddiasını haklı buluyor mu vatandaş? Anayasa Mahkemesi'nin kararı yerinde mi, değil mi? Ak Parti nasıl bir yol tutturmalı?

Sadece Ak Parti davası ve sonucu değil, Ergenekon davası ve zihinlerde uyandırdığı düşünceler de araştırılmış: Dava siyasi mi, hukuki mi? İddianame tatmin edici mi? Nasıl bir sonuç çıkar?

Her iki konuda da insanlarımızın zihni fazla açık değil. Partili kimlik belli olmuyor verilen cevaplarda. Siyasi partilerin istisnasız hepsinin gündemi meşgul eden belli başlı konularda kendi tabanlarından başlayarak kitleleri tam aydınlatamadığı apaçık ortada.

Eğilimler bu kez daha bir önem taşıyor. Hatta partilerin şimdi seçim yapılsa alabileceği muhtemel oylardan ve liderlerin beğenilirliğinden daha fazla...

MetroPoll araştırmacılarının üç ayrı kategordideki tespitlerini buraya kaydetmek istiyorum:

Hayattan Memnuniyet: Araştırmaya katılanların %48,4'ünün hayatından memnun olduğu, %32,2'sinin ise memnun olmadığı belirlenmiştir. Önceki araştırmalarımız ışığında Ağustos 2007'de %70 oranında gözüken hayattan memnuniyet oranı kademeli olarak her ay düşüş göstermiş ve bir yıl sonra Ağustos 2008'de %48,4 oranına düşmüştür. Bizce son bir yılda yaşanan siyasi gerginlikler bu kadar yüksek farkın oluşmasında en etkili nedenlerden biridir.

Türkiye Nereye Gidiyor?: Genel olarak değerlendirildiğinde halkın %58,2'si Türkiye'nin durumunun iyiye gitmediğini düşünmektedir. Türkiye'nin iyiye gittiğini düşünenler ise %37,2'dir. Türkiye'nin iyiye gittiğini düşünenlerin oranı Haziran ayında %28,6 idi. AK Parti'nin kapatılmaması ülke genelinde iyimserliği belirgin şekilde artırmış ve kapatılma davasının açılışından önceki seviyesine yükseltmiştir. Türkiye'nin gidişatı konusunda önceki aylarda olduğu gibi bu araştırmada da AK Parti'li seçmenlerin diğer tüm partililere göre daha iyimser ve CHP'li seçmenlerin diğer tüm partililere göre daha karamsar oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, kadınların erkeklere göre, 18-24 yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre Türkiye'nin gidişatı konusunda daha karamsar oldukları anlaşılmaktadır.

Hükümetin Ekonomi Politikası: Kapatma davasının AKP lehine sonuçlanması ile birlikte ekonomi konusu tekrar ön sıralarda tartışılmaya başlanacaktır. Halkın %34,2'si mevcut hükümetin ekonomi politikalarını başarılı, %36,9'u da orta düzeyde başarılı bulmaktadır. Araştırmamıza katılanların %28'i ise mevcut hükümetin ekonomi politikalarını başarısız olarak değerlendirmektedir. Geçen ay (2008 Haziran) yaptığımız araştırmamızın bulguları ile karşılaştırıldığında bu ay hükümetin ekonomi politikalarını başarısız bulanların oranında %5,8 oranında bir azalma gözlenmektedir. Kapatma davasının AKP lehine sonuçlanması ve iyimserlik havasının yayılması bu azalmanın temel etkeni olarak düşünülebilir.

Kafası karışık insanlar bu özetlere yansıdığı gibi davranırlar.

Türkiye'de yaşayan insanların mutlu olması ve ülkesinin nereye gittiği yönünde iyimser görüşler taşıması için her türlü sebep var; ama işte görüyorsunuz, birbiri ardına patlayan siyasi altüst oluşlar ile dikkatlerin ekonomi dışı alanlara yoğunlaşması yüzünden meydana gelen olumsuzluklar herkesi etkiliyor.

Bu tabloyu değiştirme görevi, siyasetin, herkesten önce de iktidarın...

Her gün yeni bir sürprizle karşılaşılan bir ülkede kamuoyu yoklamasının kıymet-i harbiyesi olabilir mi? Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iki karar, Ergenekon örgütüyle ilgili açılmış adli dava birbiri ardına geldi ve kafaları karıştırdı. Siyaseti yakından gözleyenlerin bile hızına yetişemediği, sonuçlarını yorumlamakta zorlandığı bir ortamda sıradan yurttaşların ne dediği bir anlam taşır mı?

Elbette kıymet-i harbiyesi vardır ve elbette anlam taşır. Öyle olmalı ki, ülkemizin öndegelen kamuoyu araştırma kurumları birbiri peşisıra yeni anketlerle karşımızdalar.

MetroPoll firmasının taptaze araştırması bir yandan süregiden eğilimlerin bugünkü haline ışık tutuyor, bir yandan da insanlarımızın kafa karışıklığının hangi yönde olduğunu gösteriyor. Eğilimler partiler ve yorumcular için her zaman daha önemlidir; ancak bu defa daha çok üzerinde durulması gereken ayrıntılar, günlük olaylara verilen tepkiler: Ak Parti'nin kapatılma davasını ve 'laikliğe karşı odak olma' iddiasını haklı buluyor mu vatandaş? Anayasa Mahkemesi'nin kararı yerinde mi, değil mi? Ak Parti nasıl bir yol tutturmalı?

Sadece Ak Parti davası ve sonucu değil, Ergenekon davası ve zihinlerde uyandırdığı düşünceler de araştırılmış: Dava siyasi mi, hukuki mi? İddianame tatmin edici mi? Nasıl bir sonuç çıkar?

Her iki konuda da insanlarımızın zihni fazla açık değil. Partili kimlik belli olmuyor verilen cevaplarda. Siyasi partilerin istisnasız hepsinin gündemi meşgul eden belli başlı konularda kendi tabanlarından başlayarak kitleleri tam aydınlatamadığı apaçık ortada.

Eğilimler bu kez daha bir önem taşıyor. Hatta partilerin şimdi seçim yapılsa alabileceği muhtemel oylardan ve liderlerin beğenilirliğinden daha fazla...

MetroPoll araştırmacılarının üç ayrı kategordideki tespitlerini buraya kaydetmek istiyorum:

Hayattan Memnuniyet: Araştırmaya katılanların %48,4'ünün hayatından memnun olduğu, %32,2'sinin ise memnun olmadığı belirlenmiştir. Önceki araştırmalarımız ışığında Ağustos 2007'de %70 oranında gözüken hayattan memnuniyet oranı kademeli olarak her ay düşüş göstermiş ve bir yıl sonra Ağustos 2008'de %48,4 oranına düşmüştür. Bizce son bir yılda yaşanan siyasi gerginlikler bu kadar yüksek farkın oluşmasında en etkili nedenlerden biridir.

Türkiye Nereye Gidiyor?: Genel olarak değerlendirildiğinde halkın %58,2'si Türkiye'nin durumunun iyiye gitmediğini düşünmektedir. Türkiye'nin iyiye gittiğini düşünenler ise %37,2'dir. Türkiye'nin iyiye gittiğini düşünenlerin oranı Haziran ayında %28,6 idi. AK Parti'nin kapatılmaması ülke genelinde iyimserliği belirgin şekilde artırmış ve kapatılma davasının açılışından önceki seviyesine yükseltmiştir. Türkiye'nin gidişatı konusunda önceki aylarda olduğu gibi bu araştırmada da AK Parti'li seçmenlerin diğer tüm partililere göre daha iyimser ve CHP'li seçmenlerin diğer tüm partililere göre daha karamsar oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, kadınların erkeklere göre, 18-24 yaş grubunun diğer yaş gruplarına göre Türkiye'nin gidişatı konusunda daha karamsar oldukları anlaşılmaktadır.

Hükümetin Ekonomi Politikası: Kapatma davasının AKP lehine sonuçlanması ile birlikte ekonomi konusu tekrar ön sıralarda tartışılmaya başlanacaktır. Halkın %34,2'si mevcut hükümetin ekonomi politikalarını başarılı, %36,9'u da orta düzeyde başarılı bulmaktadır. Araştırmamıza katılanların %28'i ise mevcut hükümetin ekonomi politikalarını başarısız olarak değerlendirmektedir. Geçen ay (2008 Haziran) yaptığımız araştırmamızın bulguları ile karşılaştırıldığında bu ay hükümetin ekonomi politikalarını başarısız bulanların oranında %5,8 oranında bir azalma gözlenmektedir. Kapatma davasının AKP lehine sonuçlanması ve iyimserlik havasının yayılması bu azalmanın temel etkeni olarak düşünülebilir.

Kafası karışık insanlar bu özetlere yansıdığı gibi davranırlar.

Türkiye'de yaşayan insanların mutlu olması ve ülkesinin nereye gittiği yönünde iyimser görüşler taşıması için her türlü sebep var; ama işte görüyorsunuz, birbiri ardına patlayan siyasi altüst oluşlar ile dikkatlerin ekonomi dışı alanlara yoğunlaşması yüzünden meydana gelen olumsuzluklar herkesi etkiliyor.

Bu tabloyu değiştirme görevi, siyasetin, herkesten önce de iktidarın...

Önceki ve Sonraki Yazılar