Ramazan Huzuru Bereketi

Mübarek Ramazan ayının huşusu içindeyim. Eski ramazanlar eski ramazanlar deyip dururuz. Niye eskisin ki neden bugüne taşınmasın. Bir hafta önceden başlanan o telaş ne kadar a güzeldir. Ramazanın bereketi sokaklara evlere ulaşır. Her sahur ve iftarda fırından alınan taze buharı üstünde burcu burcu kokan o pide. Amneciğimin nurlu elleriyle yaptığı kendi deyimiyle “allah ne verdiyse ocağımızda pişti. Allahım bereketini eksik etmesin” duası ile yaptığı yemekler. Babacığımın hatun ne eksik bana bir söyle deyip de allah ne verdiyse nasibimize bu düşmüş diyerek alıp getirdiklerinin kokusu tüm eve sarar. Hepimiz iftarı beklerken masa başında duayla açtıgımız oruçlar aynı eskiler gibi değil mi? İftar sonrası yiğenlerin hacıvat-karagöz talebi için kurulmuş gölge oyunu tahtasının karşısına dizilip babacığımın getirdiği tatlı anneciğimin yaptığı tatlılarla şen kahkalar içinde çok şükür denecek bir durum değil mi? Sahura hazırlık telaşı başlamadan kılınan teravih namazları ve cüz cüz okunan rabbimin kelamına eşlik eden miniklerimizle ne güzel bir görüntü oluşur. Sahur telaşında davulcunun manili sesi ile sahur yapmak radyoda hafif bir ilahi melodisi ile devam eden sahur vakti ne de güzeldir. Orucun niyetini edip orucu eda etmek ne güzel bir huzur. Nefs temizliği kalp berraklığı ne güzel bir huzur. İşte ramazanın huzuru neşesi bereketi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum