SU GERÇEKÇİDİR, SANMAKLA OLMAZ!

SANMAK BAŞKA, OLMAK BAŞKA… Bir yanılgı olarak çoğu defa sandıklarımızı gerçeğin yerine koyarız. Uzun süreler geçse de bunun farkına varamayabiliriz.

Daha önce buna yakın hususlardan bahsetmişti ustam. Bağlamı farklıydı ama çok etkiliydi.

Biz sanırım sanmakla ömür tüketiyoruz.

Sanmak sandığa gömülmeli dedim. Ustam “Yetmez daha derin olmalı” dedi, daha derin.

Eyvallah efendim, eyvallah.

Daha derinlere gömülecek kadar önemli demek ki…

Öğleden sonra bir kahve içimi kadar bir hoca arkadaşımın ziyaretine gittim. Habersizdi. Pek âdetim değil bu. Hiç sevmem. Bende kendime inanamadım ama yaptım.

Bahar deliliği diyelim de konuyu uzatmayalım bari.

Malum mevsim dönümlerinde insanda duygu dalgalanmaları olurmuş. Sabah başka bir âleme uyanır güneş tepemize geldiğinde başka bir moda geçeriz. İkindi sularında hava bulanmaya başlayabilir, akşamsa karanlık çöker içimize ve kökleşir.

Bir tarafımızla sevinç ve coşku hallerine bürünürüz, bir yanımızla da geçmişimizle kavgaya tutuşasımız gelir. Bir öyle, bir böyle halleri yani…

Kimseyi duymayalım, görmeyelim, bize bir şey sorulmasın isteriz.

Ne diyordum, sevmiyor olmama karşın çat kapı yapmak için gidesim geldi.

Hem de işyerine.

Kendimize yakıştırmadığımız neler yapıyoruz, neler. İnsan olmak hata ile malul olmak olsa gerek.. Bunu da onlardan sayalım.

Ebru teknesinin başında öğrencilerine bir şeyler anlatıyordu arkadaşım.

O kadar kendisini kaptırmıştı ki, uzaktan seyretmeyi yeğledim.

Dediklerini duyuyordum.

Suyu anlatıyordu.

“Su kendisine iyi davranmanızı bekler. Onu anlamanızı bekler. İyi muamele etmenizi bekler. Saygılı olmanızı bekler. İşinizin gereğini eksiksiz yapmanızı bekler. Teknenin başına geçince kendisinden başka şeyle meşgul olmamanızı, sadece kendisine odaklanmanızı bekler.

Dahası sabır bekler.

Tüm bunlardan sonra bile sandıklarınıza, zanlarınıza güvenmemenizi bekler.

Su gerçekçidir.

Her zaman size istediğinizi vermeyebilir.

Çalışmazsanız tekne sizi mahcup edebilir.

Ummadığınız sonuçlarla baş başa kalabilirsiniz.

Sanmak başka, gerçek başkadır. Ebru teknesinin başında tekrar yoktur. Hayatta da tekrar yoktur.

Su size tekne başında her defasında başka bir şey sunar. O nedenle ebru çalışmalarında sanmak diye bir şey yoktur.

Ben iyi şeyler yaparım nasılsa diye düşünmemelisiniz.

Sanmalarınız sizi yanıltır.

Su sizi yanıltır.

İyi yüzdüğümü sanıyorum diyerek iyi yüzücü olmadan suya atlanmaz.

İyi renk seçmeden, iyi atımlar yapmadan, iyi niyetlerle kendinizi donatmadan tekne başına geçerseniz su size geçer not vermez.

Dedim ya su gerçekçidir. Zanna dayalı iş yapmaz.

Su söz konusu oldu mu, sanmaları, zanları kendinize ait olan gerçekçi olmayan düşüncelerinizi, düşlerinizi bir kenara bırakmalısınız.

Su güçlüdür, çetindir, yamandır. Çetin olmadan onunla baş edemez.”

Dilim tutuldu. Sanki hepsini ben söylemişim gibiydi.

Öğrencilerin ilgisi, arkadaşımın anlatımı, konun ehemmiyeti derken yine âni bir karar aldım ve görünmeden dışarı çıktım.

Beni sahil paklar ancak. Ver elini Üsküdar.

Bir de martılarla söyleşme zamanı.

Martılarla söyleşmek kimi zaman yâr ile eğleşmek gibidir.

Dedim ya bahar deliliği diye.

Siz bana bakmayın!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.