Ve aleyküm selam

Obama konuşmasına selamün aleyküm diye başlayarak Müslüman dünyaya her zaman olduğu gibi şirinlik yaptı. Ardından Müslüman ismini hatırlattı, ezan sesiyle geçen çocukluğundan söz etti, yani kendisinden beklenebilecek her şeyi yaptı. Evet epeyce alkış aldı ama nedense bana bu alkışlar önceden kurgulanmış, hazırlanmış bir coşku gösterisi gibi geldi. Zira benim görebildiğim kadarıyla en çok ses veren dinleyici bölümünde hissedilir bir heyecan dalgası yoktu, ama belli cümlelerden sonra ve bazen zamanlamayı tam da tutturamayan bir alkış tufanı kopuyordu. Benim oturduğum basın bölümünde de amigoluk yapmak üzere olsa gerek, ortalığı velveleye verecek şekilde alkış tutan bir iki kişi vardı ama yabancı basın mensupları bilgisayarlarından kafalarını kaldırıp bu coşkuya cevap veremediler. Hal böyleyken dışarı çıktığımızda, basın mensuplarının bile konuşmayı ayakta alkışladığı efsanesi yayılmıştı bile. Demek bu efsaneler böyle oluşuyormuş, yerinde tespit etmek iyi oldu.
Konuşmanın içeriğine gelince, metni görmüşsünüzdür, yakın tarihin en klişe konuşmalarından biriydi.
Geçen yazımda Obama’nın İslam dünyasına hitabından fazla bir şey beklemediğimi yazmıştım, ama demek ki ben bile daha fazlasını bekliyormuşum. ABD Başkanı elbette sürprizlerle dolu bir konuşma yapamazdı,
ama bu kadar bayatlamış lafı art arada dizip tarihi konuşma dizmesine bir anlam veremedim.
Tabii ki önceki yönetime mesafe koydu ve bu arada hakkını yemeyelim kolonyalizm ve Soğuk Savaş’a geçmişte kalmış çatışma dönemleri olarak gönderme yaptı. Ama gerisi bildiğimiz ‘İslam barış dinidir, ABD’nin savaşı İslam’la değil aşırılıkla, gelin aşırılarla hep birlikte mücadele edelim, sonsuza kadar mutlu yaşayalım’ gibi bildik laflardı. Bu arada fazladan direniş hareketleri şiddetle bir yere varamazlar diyerek Hizbullah ve Hamas’a gönderme yaparak tavır koydu. Zaten Hamas’a ayrıca değindi. İsrail’i tanıma konusunda tüm Arap dünyasına çağrı yaptı.
Çok beklenen demokrasi çağrısını İran konusunun hemen ardına ekleyerek, yoruma açık bırakması çok mahirceydi. Böylece isteyen istediği yöne çekebilecek. Konuşmasının her bölümü daha uzun uzun tartışılacak.
Bunları sonraya bırakalım ve burada en çok konuşulan Kahire’nin Obama’ya hazırlanışından söz ederek bitirelim. Kahire günlerce temizlendi boyandı. Obama’nın geçeceği yollarda fukara evlerin önü panolarla örtülerek görücüye çıktı. Mısırlılar günlerdir bu hazırlıklarla dalga geçiyor, fıkralar üretiyor.
Bu hazırlık bana da 70’li yıllarda İran’da Rıza Şah’ın Pers İmparatorluğu’nun 2 bin 500’üncü yıldönümü kutlamaları için hazırladıkları Persepolis’e davet edilen misafirlerin geçeceği yollardaki
fukaralığı duvarla kapatmasını hatırlattı. 

Kaynak: Radikal Gazetesi

Önceki ve Sonraki Yazılar