AK Parti’ye Molla Kasım soruları

Dün üniversite için yola koyulmamla, Libyalı saldırganın Topkapı Sarayı girişinde sağa sola ateş açması aynı zamana denk geldi. Olayın başlaması, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Suriye konusundaki basın toplantısıyla da çakıştı.

Ortadoğu’nun kaygan zemini, olaylar alevlendikçe, Türkiye’yi de daha fazla içine çekiyor gibi... Bu tehlikeye karşın Türkiye’nin kuvvetini zinde tutabilmesi için demokratikleşmesini ve reformlarını alabildiğine hızlandırması gerekiyor. Ama ne yazık ki bunun tam tersine, reformlar konusunda rahatsız edici düzeyde siyasal ataletle karşı karşıyayız...

***

17 Kasım tarihinde ‘Savunma Bakanı’na Molla Kasım soruları’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Okurum Hasan Yılmaz, Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’dan aşağıdaki soruları cevaplamasını istiyordu:

“1. 12 Eylül referandumunda askeri yargının askeri hizmetin gereklerine göre değil ‘bağımsızlık ve tarafsızlığa’ göre yapılandırılacağı kabul edildiği halde bugüne kadar niçin bu konuda en ufak bir adım atılmamıştır?

2. 2009 yılının Ağustos ayında yayımlanan yargı reformu stratejisi ve eylem planında askeri mahkemelerin askeri yasak bölgelerin dışına çıkarılması 2-4 yıllık orta vadede planlandığı halde hala askeri mahkemeler niçin kışlaların içersindedir?

3. Disiplin mahkemelerinin yapısının bağımsız ve tarafsız olmadığı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları ile tescil edildiği halde bu konuda niçin yasal düzenleme yapılmamıştır?

4. Bölük komutanları tarafından verilen oda hapsi cezasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu en son Nisan 2011’de AİHM’ce karara bağlandığı halde bakanlık neden yasal bir değişiklik konusunda adım atmamıştır?

5. Kıbrıs’ta askerliğini yaparken disiplin ceza evinde gördüğü şiddet sonucunda hayatını kaybeden asker olayından sonra, askeri ceza ve disiplin ceza evlerinin etkin bir şekilde denetimi için neden yasal bir düzenleme yapılmamıştır?”

Bakan’dan ses soluk çıkmadı...

***

Okurum Hasan Yılmaz’dan Pazartesi günü çarpıcı yeni bir mesaj daha aldım.

Bu sefer de şunları yazıyordu:

“Sayın Altan, askeri yargıya ilişkin uyum yasalarının bugüne kadar meclis tarafından çıkarılmamış olmasını gündemde tuttuğunuz için teşekkür ediyorum.

Şike yasasının 10 gün içinde meclisten geçmesini sağlayan AK Parti askeri uyum yasaları konusunda niçin adım atmadığının cevabını topluma vermek zorundadır.

AK Parti’nin tüm icraatlarının anlatıldığı internet sayfasında, ‘Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Anayasa Değişikliği’ başlığı altında 12 Eylül referandumu ile yapılan değişiklikler sayılırken çok ilginçtir askeri yargının hâkim bağımsızlığı ve tarafsızlığına göre yapılandırılmasından bahsedilmemektedir. Bu konu 2011 seçim öncesinde de AK Parti tarafından hiç vurgulanmadı. Bu iki olguyu yan yana koyduğunuzda hayrete düşmemek elde değil. Siz insanların önüne ben askeri yargıyı hâkim bağımsızlığı ve tarafsızlığına göre yapılandıracağım diyorsunuz, insanlar size güvenerek oy veriyor. Ve anayasa değişikliğinin üzerinden 14 ay geçtiği halde bu konuda hiçbir şey yapmıyorsunuz.

AK Parti’nin internet sitesinde, ‘son 8.5 yıllık iktidarımızda gerçekleştirdiğimiz reformlar, ülkemize güven ve istikrar ortamı sağladı. Önümüzdeki dönemde de yapabileceklerimizi hedef olarak belirledik. Hedeflerimize ulaşmak için projelerimiz hazır’ diyen Başbakan 14 aydır neyi beklemektedir?

Savunma Bakanı’na Molla Kasım Soruları başlıklı yazınızdan sonra takip ettiğim kadarıyla Milli Savunma Bakanı herhangi bir açıklama yapmadı.

Saygılarımla...”

***

Türkiye toplumunun değişim talebi ve ihtiyacı siyasetin Ankaralılaşmasının çok önünde seyrediyor.

Okurum Hasan Yılmaz’ın mektubu bunun somut bir göstergesi.

Siyaset ‘şikecilik’ konusundaki aculluğunu biraz da demokratikleşme ve değişim konusunda göstermez ise yakında toplumdan kırmızı kart görecek gibi...

Önceki ve Sonraki Yazılar