2008 sona ererken, İsrail'in “devlet terörü” Gazze'yi kan gölüne çevirdi, üç günde çoğu sivil hayatını kaybedenlerin sayısı 300'ü aştı.

Köşeye sıkışan Hamas gibi görünse de; aslında duvara dayanan, masum insanları/çocukları bombalayan İsrail'den başkası değil…

Filistinlilerin direnişini 'terör' yöntemlerine başvurarak bitirebileceğini sanan İsrail'in katletmeye ayarlı “meydan okuyan” politikaları iflas etmiş durumda…

İsrail'i zor durumda bırakan -son dönemde Türkiye'nin başat konumuyla bağlantılı olarak Ortadoğu'da gelişen barış ihtimalidir.

Washington'un Ankara'yı kaybetmesi, ABD'nin Irak'ta uğradığı ağır yenilgi, Büyük Ortadoğu Projesi'nin çökmesi gibi fevkalade gelişmeler Ortadoğu'da Türkiye'yi öne çıkardı.

İsrail'in son katliamı, dengeleri değiştiren bu yeni duruma karşı çaresizlik içinde direnmek anlamına geliyor.

Gazze Saldırıları, İsrail'in barış ihtimalinden ne denli paniklediğini ve çözümsüzlükten fal tuttuğunu gösteriyor.

Ehud Olmert'in Türkiye ziyaretinden hemen sonra “olası bir barışın yoluna dinamit koyan” Gazze Katliamı'nın gelmesi İsrail'in gerçek niyetini göstermiştir.

*

Burada, unutulmaması gereken temel bir husus var:

Ortadoğu, artık eski Ortadoğu değil...

En başta, Bush-Cheney yönetimindeki Washington İsrail uğruna kurguladığı gayrı meşru Irak savaşını kaybetti.

(Bir milyondan fazla sivilin hayatını kaybetmesi, Beyaz Saray&Pentagon himayesinde gerçekleştirilen Ebu Garib işkenceleri -Ortadoğu'da ABD'ye karşı oluşan nefreti pekiştirdi, misli görülmemiş bir noktaya taşıdı.)

İsrail de iki yıl önce Lübnan'da Hizbullah'a yenildi.

ABD-İsrail tandemine karşı bölgede adı konulmamış bir biçimde “Türkiye-İran- Suriye” hattı oluştu; Körfez ülkeleri de ABD'ye karşı siyasi ve ekonomik bağlılıklarını gözden geçirmeye başladılar. Arap Ligi-Türkiye ilişkileri hızla gelişti.

Türkiye, son iki yıl itibarıyla -Ortadoğu'daki bütün gelişmelerde lokomotif rol oynayan, belirleyici bir konuma yükseldi.

ABD'nin Irak'tan çekilme takvimi kesinleşti; Barack Obama'nın başkan seçilmesiyle birlikte bölgede Bush dönemi politikalarında önemli değişikliklere gidileceği yolunda bir beklenti oluştu.

*

Bütün bunlardan sonra, bölgede barışı tehdit eden ana unsur olan İsrail'in gerçekleştirdiği Gazze Katliamı -son dönemdeki sıra dışı gelişmelerin giderek daha fazla belirleyici olmasına karşı bir “ayak direme” anlamına geliyor.

Masum insanları, çocukları katleden İsrail'in hamisi ABD “devlet terörü”ne arka çıkmayı sürdürüyor.

Üç hafta sonra başkanlığı Bush'tan devralmaya hazırlanan Obama'nın eline tutuşturulan bu kanlı kâbus filmi gösterimde kalmaya devam ederse ABD için Ortadoğu'da yarın diye bir şey olmayacaktır.

ABD'nin bölgede uğradığı topyekun yenilgiyle tarihi bir çıkmaz yaşayan İsrail ise bundan sonra ne yaparsa yapsın “eski düzen”i sürdüremeyecektir.