CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mitingleri bir hayli sevmişe benziyor! Her gün üç beş yerde konuşarak referandumda hayır denilmesini talep ediyor! Bu arada vatandaşın hoşuna gidecek söylemleri kullanmayı da ihmal etmiyor!

Mesela "Başörtüsü sorununu ben çözerim" diyor! Şüphesiz oldukça iddialı bir söylem bu! Böylelikle başörtüsü sorunu yeni bir boyut kazanıyor!

Daha dün denecek kadar kısa bir süre önce başörtüsü sorunun halli için atılan adımların önüne çıkan ve sorunu Anayasa Mahkemesi'ne taşıyarak çözümsüzleştiren bir partinin Genel Başkanı olarak bu tür söylemleri kullanması pek inandırıcı olmuyor!

İnanmayanların başında da Başbakan Erdoğan geliyor!

Nasıl muhalefet sözcüleri Kandil'deki adama inanıp, Başbakan Erdoğan'a inanmıyorlarsa; O da muhalefet sözcülerine inanmıyor!

Ve "Başörtüsü sorununu ben çözerim" diyen Kılıçdaroğlu'nun karşısına "Çözemezsin" diye dikiliyor!

Kılıçdaroğlu'na içinde bulunduğu çifte standardı hatırlatıyor!

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dercesine "Sorunu çıkaran siz değil misinize" getiriyor lafı!

Sadece "Çözemezsin" diye dikilmekle kalmıyor bir de "Takatın yetmez, gücün yetmez" diye Kılıçdaroğlu'nu tahrik ediyor!

Sanki Kılıçdaroğlu'nun bu tahrik ile yola çıkıp sorunu çözecek bir adım atmasını sağlamak ister gibi konuşuyor!

Ana muhalefet lideri ile iktidar lideri arasındaki bu ağız dalaşından fırsat bulunca "CHP acaba ne yapacak?" diye bakıyoruz!

Gördüğümüz manzara umut verici değil!

Evet, sorunun çözümü için bir niyet var ama yöntem hâlâ yetersiz!

"Biz başörtüsünü kabul edelim ama siz de bizim istediğimiz gibi başınızı örtün" gibi bir abesle iştigal edildiğini görüyoruz!

Yarım örtü gibi, geleneksel örtü biçimi gibi laflar edildiğine tanık oluyoruz!

Bu konuda samimiyseler şekilde tıkanıp kalmazlar diye düşünüyoruz!

Ama onlar hâlâ şekil üzerine takılıp kalıyorlar!

Din adamları ile yapmayı planladıkları görüşmelerin kendilerini müspet yönde etkilemesini diliyoruz.

Anlamsız bir inat yüzünden Türkiye'de insanlar yıllardır inançlarının gereğini yerine getirmekte güçlük çekiyorlar!

Başörtüsü sorununun beraberinde filizlenen kamusal alan saçmalığı ile insanlar ne diledikleri okullarda okuyabiliyor ne de diledikleri yerde çalışabiliyorlar!

Sorunun halli insanların rahat nefes almasını sağlayacaktır!

Bunu kim yaparsa yapsın insanların duasını alacaktır!

Böyle bir noktada "Sorunu ancak ben çözerim" diye ortaya fırlayan Kılıçdaroğlu'nun karşısına "Çözemezsin" diye çıkmak yerine "Haydi çöz ben de sana destek olayım" demek daha doğru olmaz mıydı?

Ne dersiniz?