Ergenekon Davası, hukuk ve demokrasi sınavıdır!

Ergenekon Davası, bu ülke için bir demokrasi ve hukuk sınavıdır. Evet, Ergenekon'un soruşturma aşamasında yanlışlar yapılmış, aşırılıklar yaşanmıştır.
Evet, Ergenekon iddianamesi bazı bakımlardan gereksiz ayrıntılarla tıkış tıkıştır.
Evet, davanın Silivre'deki ilk günü adalete yakışmayacak keşmekeşlik içinde açılmıştır.
Bunlar elbette eleştirilecek.
Ama buradan yola çıkarak davanın özünü saptırmaya, Ergenekon'u inandırıcılıktan yoksun kılmaya çalışmak hatadır.
Çünkü, bu dava bu ülkede demokrasi ve hukuk açısından bir dönüm noktası olabilir.
'Ergenekon olayı'na bu pencereden bakınca, bir noktaya dikkat gerekiyor.
Türkiye'de ulusalcı-aşırı milliyetçi bir cereyan, siyasal bir akım var. Birinci sınıf demokrasiyi sevmeyen, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolundan nefret eden bir akım bu.
Diyor ki:
Demokrasinin fazlası ile AB ve ABD ilişkilerinin sıkı fıkılığı Türkiye'yi böler; bölmekle de kalmaz 'İslamcı düzen'e götürür.
O zaman ne yapmak lazım?
Türkiye, Avrupa'yla Amerika'ya sırtını dönsün, Avrasya'ya açılsın ve Rusya'yla, Çin'le, Orta Asya'yla, hatta İran'la kendine yeni bir dünya kursun!
Adına ister Kızıl Elma, ister Ergenekon deyin, bu ulusalcı-aşırı milliyetçi cereyan özellikle 1990'larda Sovyetler Birliği'nin tarih sahnesinden çekilmesi sonrasında güçlenmeye başladı.
Ve asker içinde de etkili oldu.
Örneğin, Tuncer Kılınç Paşa daha orgeneral rütbesiyle MGK Genel Sekreteri'yken, Türkiye için 'Avrasya açılımı'nı savunmuştu.
Ergenekon davasının sanıklarından eski Jandarma Komutanı Şener Eruygur Paşa'nın da, davanın bazı önde gelen sivil sanıkları gibi 'Avrasyacılık' konusunda  benzer görüşleri benimsediği söylenebilir.
Bu konuda, Rusya'nın ciddi gazetelerinden Kommersant'ta ilginç bir haber çıktı. Ergenekon'da önemli sanıkların Rusya'yla bağlantılı olduklarına dikkat çekilen haberde şu satırlar var:
"İP lideri Doğu Perinçek'in defalarca Rusya'yı ziyaret ettiği biliniyor. Bir başka önemli sanık, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu da Moskova MGU Üniversitesi'yle işbirliği anlaşması imzalamıştı. Emekli general Şener Eruygur ise yine Rusya'dan empoze edilen fikirlerle Türkiye'nin NATO'dan çıkarak Şanghay İşbirliği Örgütü'ne(*) katılmasını, Rusya ve İran'la birlikte bölgede yeni bir askeri ittifak oluşturulmasını önermişti. Ergenekon'da sanık olarak aranan eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı General Levent Ersöz'ün ise izini Rusya'da kaybettirmiş olması..."(22 Ekim 08, Hürriyet, 18. sayfada Nerdun Hacıoğlu'nun haberi).
Tabii belirtmekte yarar var.
Herkesin ille de Türkiye'nin ABD ile ittifakını, AB yolunu ya da NATO üyeliğini savunması gerekmiyor.
Farklı görüşleri savunabilirsin.
Ama demokrasi içinde kalarak...
Darbe tertipleri yaparak değil.
Askeri darbeye kışkırtarak değil.
Darbe ortamları yaratmak için sağa sola bomba atarak,(Cumhuriyet gazetesi örneği) ya da kanlı baskınlar düzenleyerek(Danıştay örneği), siyasal cinayetler planlayarak(Orhan Pamuk örneği) değil.
Oturup partini kurarsın, programını açıklarsın ve de milletten oy istersin.
Demokrasi oyununun kuralı budur.
Ama bunu yapmayıp da, demokrasiyi sollayan 'kestirme yolları' denemeye kalkışırsan, o zaman da bunun hesabını verirsin.
Ergenekon'la davasının özü budur.
Onun için bu dava, demokrasi ve hukuk açısından bir sınav niteliğinde. Sınavı vermenin yolu ise, Radikal Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın dediği gibi, Büyük Ergenekon düğümünü çözmekten geçiyor.
Bunun için de bir yandan Susurluk kilidini açmak, öte yandan ordu içinde, Ergenekon sanığı Şener Eruygur Paşa'nın baş rollerde olduğu '2003-2004 darbe tertipleri'nin içyüzünü aydınlatmak şart!
Yapabilecek misiniz?
--------------------
* Şanghay İşbirliği Örgütü,  Rusya, Çin, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın 1996'da yılında oluşturdukları yapılanma 'Şanghay Beşlisi' olarak anılıyor. Bu örgüte 2001'de Özbekistan' da katıldı. İran da bu örgütle ilişkilendirilmiş durumda...


Önceki ve Sonraki Yazılar