Bilgin ERDOĞAN

Bilgin ERDOĞAN

GECE KALKIŞI

Gece Kalkışı

Kalk ! Gece biraz ilerleyince ! ( Müzzemmil:73:2)

Gece, iki hece .. Hüznün ve huzurun, hasretin ve vuslatın, gafletin ve rahmetin, yükselişin ve inişin kayboluşun ve buluşun, tebessümün ve göz yaşının, uyumanın ve dahi uyanmanın girift olduğu bilmece.. Onun için vahyin ebedi sedası giriyor devreye .. “Kumil leyle illâ kalîlâ” Kalk ! Gece biraz ilerleyince !

Vahyin nazil olduğu ilk yıllarda  Oku ! emrinden sonra gelen Alak suresinin hemen ardındaki Müzzemmil suresinin vahyin yüreğine nazil olduğu o masum nebiye ilk ta’lim ve terbiyesi gece kalkışı.. Ey örtüsüne/risalet görevine bürünen ! Kalk ! Gece biraz ilerleyince.. Gece kalkışının tefekkür edilmesi gereken  bir anlamı olmalı öyleyse..

Alvarlı Efe ne güzel der :

Ey dide nedir uyku gel uyan gecelerde

 Kevkeplerin et seyrini seyran gecelerde

Çün gündüz olursun nice ağyar ile gafil

Koy gafleti dildardan utan gecelerde

Dil beyt-i Hüdadır anı pak eyle sivadan

 Kasrına nüzül eyler o sultan gecelerde

Gece kalkışının kuşkusuz bir çok hikmetleri var ki el Hakim olan İlahi kelamın sahibi bu eyleme atıf yapıyor.Bu yazımda gece kalkışının çok hikmetlerinden altı noktaya değineceğim.

Birinci nokta : Gece kalkışı fedakarlık bilincini bileylemek içindir. Zira uykusunu Allah için bölebilen ekmeğini ve emeğini de Allah için bölebilir ve paylaşma gücüne sahip olur.. Dolayısıyla bencilik gibi bir süfli duygunun üstüne çizgi çizebilmek için fedakarlık ahlakının altını çizebilmek uykuyu sadece ve sadece Allah için bölebilmekle mümkündür. Vahiy madem ki insanı yeniden inşa etmek içindir öyleyse insanı fedakar bir birey olarak yetiştirmek için gece kalkışına teşvik eder. Zira ahlakçı filozof Epiktetos’un dediği gibi “ Bu kapıdan imansız ve bencil kimse giremez” Zira iman ve bencillik aynı kalpte asla bulunamaz.

İkinci nokta: Vefa ahlakı inşa eder. Zira din vefa ahlakı üzerine yükselir. İmansızlık en büyük vefasızlıktır. Namaz vefa’nın sembolik dilde anlatımıdır. Oruç, Allah’ın kelamına olan vefa.. İnfak, nimeti verene vefa ve Hac Allah’ın beytine vefa.. Geceye vefa olmalı birde.. Vahyi bir gece vakti Allah resulü’nün yüreğine nazil eden geceye vefalı olmaktır geceleri kalkmak. Zira vahiy bir gece vakti indi ve her ni’met kendi cinsinden şükür ister..

Üçüncü nokta :Direniş ahlakına teşvik eder. İslamoğlu’nun dediği gibi gece kalkışı birde geceyi kaldırmaktır. Dolayısıyla gecenin göbeğine güneş gibi doğacağım ben demektir. Yollar karanlık olsada ben gecelere kandil olacağım, maddemin enkazı altında kalmayacağım, karanlığa meydan okuyacağım. Mehtaba bakarak titreyeceğim ve tireyen yüreklere kol kanat gereceğim demektir.

Dördüncü nokta : Şahsiyet verir. Şahsiyet insanların çoğu gibi olmak değil kişinin kendisi olmasisidir.Kur’anda “ekserun nas” yani insanların çoğu ifadesinin geçtiği yerlerde cümle hep olumsuz biter. “İnsanların çoğu şükretmezler- İnsanların çoğu iman etmezler- İnsanların çoğu akletmezler” örneklerinde olduğu gibi. İşte gece kalkışı bu anlamda insanların çoğundan farklı olmaktır. Zira insanların çoğu gece Allah için uykusunu bölmek yerine uyumayı tercih ederler. Vahiy uykuyu bölmeyi teşvik ederek inşa etmeyi hedeflediği insanları gafil ve nesne çoğunluktan değil aktif ve etkin özne olan liderler yapmaya çalışır. Bu anlamda gece kalkışı hakiki lider olabilecek insanları çıkarır bünyesinden.

Beşinci nokta: İlahi bir prensibe dikkat çeker. Rahmetin ancak zahmetin neticesinde kazanılabileceğini bize öğretir. Dolayısıyla emeksiz kazanç gibi batıl yollara tevessül etmemeyi ancak vahyinde dediği gibi her zorlukla beraber bir kolaylığın olacağını öğütler.

Altıncı Nokta: Mustafa İslamoğlu’nun “Uyku Ilahiyatı” isimli makalesinde belirttiği gibi  bize uykumuzu getirten şey epifiz bezinin faaliyetidir. Rabbimizin takdiri gereği yani insan anotomisindeki yasaya göre epifiz bezi geceleri harekete geçer.Epifiz bezi melatonin denilen uyku hormonu salgılar. Bu hormon karanlıkta artar aydınlıkta azalır. kişiden kişiye değişse de yaklaşık olarak 23:00 ile 05:00 saatleri arasında salgılanan bir hormondur.Hatta lösemi ve kanser gibi hastalıklara melatonin denilen hormonun önleyici bir özelliği olduğu bilinir.Aynı zamanda epifiz bezinin özelliği olarak insana özellikle geceleri mistik tecrübeler kazandıran hormonlar salgılattığı tespit edilmiştir.

 Onun için belki de Allah resulü (sav) Hira magrasına çekilmiş ve yine bu tür tecrübeler genelde geceleri yaşanmıştır.Zira  yüksek yerlerde epifiz bezinin en güçlü denize sıfır olan yerlerde en düşük seviyede olduğu tespit edilmiştir. Yine Musa’nın vahyi dağda alması Allah’ın Sina dağına ve yine Ahdi Atikte geçen peygamberimize işaretle Faran dağlarına atıf yapması bu nedenledir.

İlahi kelam, insan hayatını yeniden inşa etmek içindir. Bu inşa süreci evvela insanın öz benliğinde başlar. Geceye söz geçiremeyen yaşadığı dünyanın karanlıklarına meydan okuyamayacaktır. Gece kalkışı karanlığa küfretmeyi değil mum yakmayı öğretir.

Kur’an, “Geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de (sizin için) yeni bir diriliş zamanı  kılan O’dur” (25:47) der.

Kur’an gecenin örtü olduğundan bahsediyor. Gece neyi örter ? Eşyayı örter.. Beş duyumuza hitap eden  özellikle gözümüze ve kulağımıza hitap eden renklerin ve seslerin minimize olduğu bir andır. Yani göz atıl kalınca gönül gözü aktif olur. Bu eşyanın tabiatında olan bir gerçektir. Eşya’nın çekim alanından çıkan Allah’ın çekim alanına girer.

Bugün bilimsel olarak ispat edilmiş bir realitedir ki görme engelli olanlar daha iyi duyma kabiliyetine sahip oluyorlar. Çünkü bir konudaki  eksiklikleri diğer konulardaki özelliklerinin gelişmesine neden oluyor. Bugün özellikle genç yaşta görme kabiliyetini kaybedenlerin daha iyi görebildikleri Kanada Montrealdeki   Mc Gill Üniversitesinde yine Oregon ünivesitesinde Nöroloji Enstitülerinin bize verdiği bilgiye görme kabiliyeti olmayanların muazzam bir kulağa sahip oldukları.

Geceleri ise aytinde dediği gibi gözlerin dış dünyaya daha kapalı olması insanın çalıştığı şeylere dikkatini teksif etmesine vesile olabiliyor.Necip Fazıl, Cemil Meriç için dünya gözlerini kaybedince ahiret gözleri açıldı der. Hakikaten dini değerlere yakınlaşması Cemil Meriç’in gözlerini kaybetmesinden sonra olur.

Hapishane ortamlarında yani dış dünyaya kapalı ortamlarda insanlarn maneviyata yönelmesi, hangi inanç sisteminden olursa olsun insanların maneviyata temayül etmeleri de kanımca bu ayetle açıklanabilir.

Ey dost vahye kulak ver öyleyse  ! “Kumil leyle illâ kalîlâKalk ! Gece biraz ilerleyince !

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.