HAFIZA ZAYIFLAMASI

Naim ÖZGÜNER 31 OCAK 2015

Tıbbi araştırmalara göre insan beynine milyonlarca nöron (sinir hücresi) yerleştirilmiştir. Allah, birer vasıta olarak yarattığı bu nöronlar sayesinde insana kütüphaneler dolusu malümatı öğrenme ve zihinde depolama istidadı lütfetmiştir. Öğrenmeye ve ezberlemeye, bilgilerin nöronlarda depolanması oluyor. Yüce Allah beyne öğrenme ve hatırlama faaliyetlerini yaptırırken bazı maddi sebepleri perde kılmış, beyin mükemmel donanımını, sinir liflerini ve şuursuz hücre atomlarını dünyalar kadar malümatı alıp depolamaya vesile yapmıştır.

İnsanların zihin selametini görüp gözettikleri ve fıtrata uygun yaşadıkları dönemlerde pek çok hafıza dahisi yetişmiştir. Duyduğu bir şeyi ikinci bir defa tekrar etmeye lüzum hissetmeden ezberleyen Hazret-i Ebu Hureyre, onbeş yirmi gün içinde mektup yazabilecek ve tercüme edecek kadar İbraniceyi öğrenen Zeyd İbni Sabit gibi yüzlerce sahabi, duyduklarını bir defada öğrenen ve bir daha unutmayan insanlardı. Ahmet İbni Hanbel farklı senet ve metinlerle 1 milyon hadisi ezberlemiş, kırkbin hadis ihtiva eden meşhur mesnedini üç yüz bin hadisten seçerek meydana getirmişti.

Zamanımıza doğru gelindikçe adeta hafızalarda dumura uğradı. Bulanık zihinler, dağınık fikirler ve kirli kalpler sebebiyle çabucak unutma hastalığı ortaya çıktı. Günümüzde hafızasından şikayet etmeyen ve nisyandan dert yanmayan insan bulmak adeta imkansızlaştı. Halbuki mesela tabiinden yani İmam-ı A’zam zamanında birinin şikayeti bir sayfayı artık bir kere okumayla ezberleyememektendi.

Hafızayı zayıf düşüren ve unutmaya sebebiyet veren pek çok illet sıralanabilir. Beyin ve hafıza üzerine çalışan uzmanlar genellikle beynin ihtiyaç duyduğu oksijen-glikoz ve bazı enzimlerin yeterli miktarda sağlanamaması, beynin enerjisinin hemen tükenmesinden dolayı çalışma akışının düzensizleşmesi, hemen akla gelebilecek sebepler olarak saymaktadırlar. Bununla beraber dünden bugüne bazı İslam alimleri; 1-Haddinden fazla uykunun beyni hantallaştırdığını; 2-Sürekli dolu olan midenin zihne menfi tesir ettiğini; 3-Sabah kerahatinde uyumanın ve 4-Harama bakmanın da; 5-Zihin kirliliğininde hafızayı zayıflattığını söylemişlerdir. Hatta sistemsiz düşünme alışkanlığına yol açabileceği ve zihni işe yaramayan bilgilerle dolduracağı endişesiyle mezar taşlarını okumayı bile mahzurlu görmüşlerdir. Günümüzde ise reklam panoları, televizyon ekranları, gazete sayfaları bu kabilden değerlendirilebilir.

İmam-ı Şafi hazretlerinin hocası Veki’ bin Cerrah’a hafızasının zaafından şikayette bulununca, o büyük zat, İmam-ı Şafiyi en küçük günahlardan bile uzak durmaya çağırmış ve ona şöyle demiştir: “İlim ilahi bir nurdur. Cenab-ı Allah devamlı günahlara dalan kimseye nurunu lütfetmez.” Kaldı ki İmam-ı Şafii muhtemelen bir metni ilk defa değil de ikinci ve ya üçüncü ezberleme durumuna düşünce hafızasından şikayet etmiştir.

Namaz, sadaka, infak, oruç ve dua gibi ibadetler, inşallah gayr-i iradi gelip çarpan günahlara kefaret olacaktır. Hafızayı zayıf düşüren illetlere mukabil onu kuvvetlendirecek amiller de mevcuttur. Bunların başında düzenli bir hayat, prensipli bir çalışma, sistemli bir düşünce, zihni daima çalıştırma gibi hususlar gelir. Uzmanlara göre “beyin çok çalışırsa yorulur” kanaati yanlıştır. Beynin yorulmasının sebebi onu çok çalıştırmak değil, yanlış kullanmak, ya da onu atıl bırakmaktan kaynaklanan hantallaşmadır. Beyin çok çalışmaktan yorulmaz, aksine gelişir, daha verimli hale gelir. Ayrıca sabah kahvaltısının beynin performansının arttırdığını ve kahvaltı alışkanlığı olmayan kimselerde konsantrasyon kaybı olduğunu belirtirler.

Bir gün Hz. Ali Allahın Resulüne gelip Kur’anı hafızasında tutamamaktan yakınır. Bunun üzerine Peygamberimiz ona şunu söyler: “Cuma gecesinin son üçte birinde kalk, o, meleklerin şahid olduğu zamandır. Onda yapılan dualar kabul edilir. Şayet o saatte kalkmazsan gecenin evvelinde veya ortasında kalk ve dört rekat namaz kıl.” Hz . Ali söylenenleri yapar, beş ve ya yedi gece devam eder. Artık hem ayetleri hem de hadisleri ezberleyebildiğini peygamberimize söyler.

Hafıza Allahın insana bahşettiği en büyük lütuflardan biridir. Bu harika kabiliyet doğru dürüst kullanıldığı sürece dünyalar dolusu bilgiyi ihtiva edecek kadar büyük bir kapasitede yaratılmıştır. Hafıza nimetinin şükrünü eda edebilmek için zihinlerin silkelenmesi, malayaniyatın terk edilmesi, fuzuli boş bilgilerin hafızaya girmesine izin verilmemesi, sistemli düşünceye, ihtiyaç miktarınca düzenli yeme-içmeye, sadece yetecek kadar uyumaya, tefekkür ile dimağı sürekli işletip geliştirmeye, dağarcıkta ki tıkanıkları zikir ve fikir sayesinde açmaya, en bereketli zaman dilimi olan seher vakitlerini kollayarak fiili dua adına intizamlı çalışmaya ihtiyaç vardır.

e-mail: naimozguner81@gmail.com   www.naimozguner.com       

Önceki ve Sonraki Yazılar