Bünyamin ZİLE

Bünyamin ZİLE

HALETİ RUHİYEM.

Garip bir haleti ruhiye içerisindeyim. Kimseyle konuşmak, görüşmek istemiyorum. Kabuğuma çekildim. Kanatlarını yere düşürmüş, başını öne eğmiş bir baba hindi gibi düşünmekteyim; dünyaya küskün, verimsiz, çaresiz, karamsar…

Cep telefonumu kapattım; ev telefonunun fişini çektim. Televizyonu açmıyorum, gazetede okumuyorum. Kitaplarla kurduğum dostluk da yok oldu; okumak keyif vermiyor artık. Yazmaksa bir doğum sancısı…

Hayat sana güzel derlerdi dostlarım!

Yeni sağılmış keçi sütü, döllenmiş köy yumurtası, bir tabak ovma peynir, henüz güneşe merhaba bile diyemeden dalından koparılmış bir domates, iki biberle yapılan bir sabah kahvaltısıyla ne güzelde başlardı gün...

            Oysa mevsim bahar! Bin bir renk çiçeğin oluşturduğu uyum (ahenk), güzellik ve tazelik; sebepsiz coşkular doldururdu yüreğime. Hayallerim çiçek açardı; hem taze, hem renkli, hem duygusal, hem hareketli, hem şımarık… Hayal çiçeklerimin her biri tek başına bir renk şöleniydi. Her bahar aşık olurdum; sesini duymadığım, gözlerinin rengini bile bilmediğim sevgilime... Bilinmeyen hülyaların saçlarını tarardım; sonsuz bir vecd içinde... Baharı koklamak, duymak ve yaşamak isterdim!

            Her saniye ayrı bir coşku yaşardı yüreğim. Aklımın sesini dinlemeden dolu dizgin… ne kural dinlerdi, ne statü, ne hiyerarşik düzen… Kalbime söz geçiremezdim her dem… Hani yürekten gelen ilk ses Hak’tandır derler ya, sonra gelen akıldan. Bırakırdım kendimi onun sesine! Yanlış ortamlara, yanlış duraklara, yanlış mekanlara götürmezdi beni! Şimdi köşedeki minderin üstünde karnını tıka basa doyurmuş tekir gibi uyuyor. Benim ruh halim umurunda bile değil. O’da bana küskün anlaşılan! Ne halin varsa gör diyor!

            Bir anlamsızlık duygusu kaplıyor benliğimi. Hiçbir şeyin anlamı yok! Ne annenin ne babanın, ne eşin ne çocukların; ne mehtabın ne yıldızların… Yaşamak anlamsız, sevişmek anlamsız, sevilmek anlamsız, öfke, nefret anlamsız, yemek içmek anlamsız…

Bir tek ölmek mi her şeye anlam katan…

Hiç bir şey düşünmeden düşünmek; anlamlı olan tek gerçek.

 Yaşamak da bir ölmek de.

Yoksan, yaşarken yaşamıyorsan…

 

AYB Edebiyat Akademisi Deneme Atölyesi 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.