Kazanlar Kaynarken İnsanlar İnsanlıktan Çıkıyor

Seçim yaklaşırken kazanlar kaynıyor. Halkın tepkileri beni benden alıyor.

Sürekli beni eskilere gönderiyor bu zamanın insanları. Eskiden diye başlıyor dudaklarım, eskiden hangi komşu hangi partiyi tutuyor, hangi komşu hangi dine mensup bilmezdik.

İnsanları ayrıştıracak farklı düşüncelere sevk edecek temalardan kaçınılırdı. Sohbet yapılsa dahi herkes herkese daha bir saygı ile yaklaşırdı. Ayrıştıranlarsa halk tarafından sevilmezdi. Kimse marketin ortasında aptalca siyaset için kavga etmeye ilişmezdi.

Markette sıra beklerken orta yaşlı bir adam (Beyefendi demek istemiyorum çünkü beyefendi değildi.) Market kasalarının çalışmamasını sinirlenip: “Baş neyse k… o olur.” Dedi. Herkes şok olmuştu. Hem de elit diye tabir ettiğimiz bir mahallenin en elit marketlerinde yaşanılan tiyatroda adete edepsizlik sergileniyordu. İzleyiciler bilet almadan kendilerini sahnenin ortasında bulmuşlardı. Sonra devam etti “Yine değişmez, yine verirler oylarını…”

Jetonum kaç çaplı, kaç köşeli dedim kendime. Kasiyerin az olmasıyla seçimin ne alakası vardı acaba? Bu söylemleri söyleyen şahsı destekleyenlerde oldu. Ben hala şoktaydım, nerden nereye laf diye düşündüm. İnsanlar cidden aklını yitiriyor. Siyaseti camiye, caddeye, markete, okullara taşıdılar sonra bunlar ebeveyn oldular. Bu yaşanılanlar karşısında benim şaşırmam aslında şaşkınlık yaratır insana.

Ben çocukken anne ve babam birbirlerinin oylarını bilmezdi. Benim bilmemse zaten imkansızdı. Biride birine kime vereceksin veya verdin demezdi. Çünkü herkes kendi aklı ile yaşayan vatandaştı.

Bakıyorum şimdi çevreme, herkes birilerini etkileme derdinde. Ben buna veriyorum oyumu sen de vereceksin gibi imalar dolanıyor. Velhasıl insanlar birbiri ile aynı düşünen insanlarla yaşamaktan haz alıyorlar.

Oysa farklı düşünceler, farklı dinler, farklı hayat hayatın tadı, tuzu değil midir? Bugünkü duygularımız yarınki duygularımızla her zaman uyumlumudur.

Bir şehre parti otobüsü giriyor minik çocuk ayağında çorabıyla koşuyor otobüsün yanına, şöföre soruyor. Oyuncak var mıdır? Yok cevabı ilişiyor. Peki çikolata? Yine yok cevabı. Peki balon? Cevap bariz “YOK”

Sizin ne işiniz var o zaman o mahallede neden gürültü yaparsınız ki! Bu arada bu videoyu sosyal medyada görmüştüm. Hangi parti aracına felan inanın bilmiyorum. Beni o minik erkek çocuğu etkilemişti. Sonra diyor ki arabanın tekerlekleri kirlenmiş felan. O yavrucak bile kendine geri farklı bir konu bulacak zekaya sahipken. Koca koca insanlar sürekli bu gerici konular için insanları üzmeye ne meraklılar.

Otobüste, dolmuşta, metroda her yerde insanlar diğer şahıslara zorbalık yapmak zorunda mı! Öncelikle demokrasi nedir? Siyaset nedir? Bu iki kavramı öğrenmeniz gerekir.

Bulunduğunuz şehri, bulunduğunuz mahalleyi, kendinize zimmetlemediniz bunu herkes iyi bilmeli. Bu topraklarda herkesin atasının ve evladının kanı var bilinmesi gerekir.

İnanır mısınız bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde sırada beklerken dediler ki köylüler şehre karışmamalı. Cumhurbaşkanlığına oy kullanmamalılar demişti biri. Bu insanlar oksijeni suni alıyorlar bana göre. Nasıl bir ruh halleri var bilmiyorum. Bunun gibi ne sohbetlere kulak misafiri oluyorum.

Benim tek savunduğum olay seçim sisteminde Muhtarlık sistemi sadece köyde yapılmalı. Onun dışında şehir merkezlerinde kaldırılmalıdır. Ekonomiyede katkı sağlanmış olur.

2024 Seçimleri şimdiden hayırlara vesile olsun. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın geleceğine katkı sağlanacak adımlar atılsın. Kaldırım, yol, asfalt gibi işler harici işlerle ilgilenmelerini arzu ederim vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum