KELİMELER YETERSİZ KALDI O GECE...

İftirakınla  Efendim bende takat kalmadı,

Pare pare oldu bu dil/gönül, aşkta muhabbet kalmadı

Ol  kadar yandırdı ben biçareyi hükm-ü kaza,

Giryeden/gözyaşı  hiç  Hz.Yakub’a  nevbet kalmadı

                                                        Sultan  I.Ahmet

Geçtiğimiz salı akşamı  rahmet iklimi üç ayların ilki olan Recep ayının 27.gecesiydi. O gece  Miraç Kandili'ydi ve bizler  Peygamber  Efendimiz Hz.Muhammet (s.a.v) ’in miraca yükseldiği  böyle kutlu, ayrıcalıklı bir zaman diliminde kimimiz televizyonlarımızın başında, kimimiz  kültür merkezlerinde, binlerce insanın katılımının gerçekleştirildiği büyük salonlarda özlem dolu gözyaşlarımızla O’nu, en sevgiliyi andık.  O’na binlerce salat-ü selamlar getirdik. Okunan Kur’an-ı Kerim, mevlid  ve ilahiler gecemizi bereketlendirdi.

O geceye mahsus  organize edilmiş programlardan biri de Ataköy Sinan Erdem Spor Salonu'ndaydı. Birkaç  akademisyen dostumla birlikte katıldığım programın diğerlerinden bir farklılığı vardı, o da programın solistlerinin  dünyanın dört bir yanından gelen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na katılan dünya çocukları olmasıydı.

İslam dünyasından 60 çocuk  Türkçe,Arnavutça, Arapça  İngilizce naatlar okuyarak  tüm  izleyenlere duygulu anlar yaşattılar..

Dokuz yıldır söyledikleri şarkı ve türküleriyle, okudukları  şiirleriyle öne çıkan veya bu yönleriyle tanıdığımız sevgi ve barışın elçisi ay yüzlü güzel çocukların böyle bir programa iştirakleri bizleri ayrı heyecan ve sabırsızlığa itmişti. Bu yönüyle diğerlerine nazaran  biraz daha  ilgi odağı haline gelmiş bir program olarak  geceye damgasını vurdu.

Ağızlara tat, gönüllere enginlik katan, bizlerin dahi güftelerini/sözlerini okumada, musikilerini mırıldanmada  zorluklar  çektiğimiz  Nabi’nin, Şeyh Galib’in  Yahya Kemal’in, Necip Fazıl, Mehmet Akif ve  M.Fethullah Gülen Hocaefendi’nin eserlerini çok rahat ve  fevkalade bir beceriyle söylemeleri insanımız tarafından  takdirle karşılandı.

Bizce  gecenin öne çıkan ismi şarkı yarışmasında  ilk sırayı alan Tacikistan’dan Shohruh Yunusov’du. Onu öne çıkaran, Şeyh Galip’in “Sultan-ı Rüsül” ve  Orhan Hakalmaz’la birlikte  M.Fethullah Gülen Hocaefendi’nin  “ Müptela-yı mihnet-i masivayım Efendim, Garik-i bahr-i isyan u rüsvayım Efendim…” adlı naat-ı şeriflerini  hem söz hem de müzik olarak zor olmasına rağmen  kusursuz okuması oldu.

Ayrıca ilahi türü musikide usta sanatçımız Mustafa Demirci ile Kazakistan’dan Asel Amirova’nın “Sevdim Seni Mabuduma” adlı eserdeki düeti de takdir toplayan diğer bir çalışmaydı.

Ülkemizi  uluslar arası eğitim anlamında  temsil eden  okullarımız  son yıllarda Arap dünyasında da faaliyetlerini sürdürmektedir. Günümüze kadar yaşanılan siyasi gelişmelere rağmen  özellikle Yemen, Mısır’da halkların,  gelecekleri adına ümit besledikleri çocuklarını teslim ettikleri bu okullar  sevgi ve barışın uzantısı hak ve özgürlüklerin temsilcisi fertlerin yetişmesinde hizmet vermeye devam etmektedir.

O gayretlerin neticelerini de bu programda görmüş olduk. Mısır’dan Muhammed Husayn, Saheer Ghaly ve Muhammed Hisham  Arapça olarak “Taleal Bedru ve Mevlaya Salli ve Sellim”, Yemenli Aya Abdulbari El- Arasi ise Üstad Necip Fazıl’ın “Benim Efendim” adlı eserlerini seslendirirken  bizler bu derece kabiliyetli ve başarılı çocuklarla o ülkelerin de geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğine inandık.

O gece, İslam dünyası olarak sevgi ve barışa daha çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde  masum ağızlardan çıkan dualar, masum kalplere, oradan da  semalara yükseldi…

Bizlere de hep bir ağızdan “Amin” demek düştü.

 

ulvi_sevecen@hotmail.com

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum