Hakkı ERÇETİN

Hakkı ERÇETİN

Kırcaalili'nin Fendi

Bilindiği gibi Kırcaali, Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan ve Müslüman nüfusun yoğun olduğu bir şehrin ismidir. Kırcaalililer ticarette maharetli oldukları için bizim Trakya’da onlara Balkanların Kayserilisi veya yahudisi denir. Özellikle ticaret konusunda yahudiden bile daha mahir oldukları iddiası vardır. Bu konu ilgili bir hikayeyi size nakletmek istiyorum.

Benim memleketim olan Kırklareli şehrinde hatırı sayılır bir Yahudi nüfusu vardı. Çocukluğumdan hatırlarım, şehrin merkez çarşısındaki esnafın %60’ı Yahudi idi. Bu durum 1960’lardan başlayarak 1980’lerin ilk yarısına kadar devam eden göçlerle değişmiştir. Bugün şehirde yaşayan Yahudi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

Hikaye bu ya, Kırklareli’nin yakın bir köyünde yaşayan bir Kırcaali göçmeni bir sohbet esnasında ticarette yahudiyi yeneceğini iddia eder. Köylülerden birisi de bunu yapamayacağını söyleyince bu konuda iddiaya girerler.

Kırcaalili evvela çevrede yaygın olarak keçeden yapılıp kullanılan çoban kepeneklerinden (yörede kısaca “kebe” denir) 150-200 adet satın alır. Bu kebeleri şehir merkezindeki Yahudi bir esnafa götürür. Yahudiye makul bir fiyattan bunları satmayı teklif eder. Yahudinin aklı bu işe pek yatmaz, “kuzum kim alır bunca kebeyi” der. Kırcaalili “parası önemli değil, satılınca verirsin” deyince Yahudi bu işe razı olur. Çünkü cebinden para çıkmayacaktır ve bu Yahudi için yeterli sebeptir.

Bir zaman sonra Kırcaalili’nin önceden anlaştığı birisi İstanbullu bir tüccar kisvesiyle yahudinin dükkanına gelir. Sağa sola bakındıktan sonra kebelerin fiyatını sorar. Yahudi fiyatı söyler. Sözde İstanbullu tüccar biraz pazarlık yaptıktan sonra kebelerin hepsini satın alır ve “bu kalitede keçe kepenek her yerde bulunmuyor. Bize bunlardan çok lazım. Eğer anlaştığımız fiyattan verirsen gerekirse 10 bin adet bile olsa alacağım” diye ekler. Yahudi ziyadesiyle memnun olmuştur çünkü sattığı fiyat bu mal için gayet kârlı bir fiyattır.

Bizim Kırcaalili acele etmez, bir müddet geçmesini bekler ve yahudinin yanına uğrar. Yahudi bizimkine parasını öderken “kuzum bu keçe kebelerden ne kadar getirirsen getir şu fiyattan alacağım” der. Kırcaalili yine acele etmeden civarda ne kadar keçe kebe varsa toplar (rivayete göre sayısı 10 binden fazladır) ve yahudiye getirerek bu sefer parasını peşin alır. Yahudi yüklüce kâr edeceğini umduğu için keyifle bizimkinin parasını öder.

Aradan birkaç ay geçince Kırcaalili yahudiye uğrar ve işlerin nasıl olduğunu sorar. Yahudinin hala umudu olduğu için her şeyin yolunda olduğunu söyler. Bizim Kırcaalili belli aralıklarla yahudiye uğrayıp hal hatır sorar. Alışverişin üzerinden bir sene geçmiştir ve Kırcaalili tekrar gelip “senin İstanbullu gelmedi hala?” diye sorunca Yahudi işi anlar ve “Eyvallah kuzum, sen kazandın” der.

Bu tecrübe üzerine Yahudi Kırcaalili’ye beraber iş yapmayı teklif eder. Kırcaalili de “ben çiftçi adamım, en iyi toprak ve ziraatten anlarım. Eğer istersen bu alanda ortak iş yaparız” der ve Yahudi bu ortaklık teklifini kabul eder.

İlk sene bir tarla kiralayıp patates ekmeye karar verirler. Patatesler ekilip çiçek açınca Kırcaalili Yahudi ortağını alıp tarlaya getirir ve “ söyle bakalım ortak, toprağın altındaki kısmını mı yoksa üstündeki kısmını mı istersin?” diye sorar. Yahudi ziraat işinden pek anlamadığı için tarlaya şöyle bir bakar ve sebzenin çiçekli bölümde olacağı tahminiyle “üstünü” isterim der. Bir müddet sonra çiçekler kaybolur dallar kurur. (Burada bilmeyene hatırlatalım, patates sebzesi toprağın altında olur). Birkaç kucak kuru ottan başka bir şey olmayan bu dalları toplayıp yahudiye verir ve “al bakalım hakkını ortak” der. Toprağın üstündeki kısmını seçen yahudinin eli boş kalır.

İkinci sene tarlaya buğday ekerler. Buğdaylar başak verince Kırcaalili yine ortağı yahudiyi tarlaya getirir ve “toprağın altındaki kısmını mı yoksa üstündeki kısmını mı seçiyorsun?” diye sorar. Bu sefer Yahudi “Kuzum o iş bir sefer olur. Bu kez alt kısmını ben alacağım” diye seçimini yapar. Hasat zamanı gelince Kırcaalili üstten buğdayı biçerek alır ve yahudiye sapı ve samanı kalır.

Bunun üzerine Yahudi Kırcaalili ile baş edemeyeceğini itiraf eder ve yenilgiyi kabul eder. Kırcaalili de girdiği bahsi kazanmış olur.

Hasılı, Kırcaalili’nin fendi yahudiyi yenmiştir vesselam.    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.