Kırık Cama Dikkat

Ramazanda başladığımız hayırlı uygulama ve güzel amelleri sabır ve kararlılıkla bayramdan sonra da sürdürmeliyiz. Unutmamalıyız ki, “Amellerin, az da olsa devamlı olanı makbuldür”.


Mübarek günler bereketine terk ettiğimiz yanlışlarımıza ve –varsa- kötü alışkanlıklarımıza ise asla geri dönmemeli, onlardan akrepten kaçar gibi kaçmalıyız.


Mekruh ya da haram dairesine uzak durmalı, hatta semtine uğramamalıyız. Mekruhlar trafikteki sarı ışık, haramlar ise kırmızı ışık mesabesindedir.


Yılların tecrübesi ile konulmuş trafik kurallarını ihlal etmek mal ve can kaybına neden olduğu gibi, Allah’ın yasakladığı, sakındırdığı arazilere girmeye kalkmak, sıklıkla kırmızı çizgi ihlalleri yapmak da manevi âlemimizde büyük hasarlara hatta kayıplara neden olacaktır.


Âlimlerden birisi, gece uyamaya çalışırken şaşkın bir fare sakallarına dokunarak geçip gider. O zat kalkar, alır eline makası ve bir güzel kısaltır sakallarını.


“Neden yaptınız bunu?” diye soranlara, “Yol yapmasından korktum” der.


"Kırık Cam Teorisi" ABD'li suç psikoloğu Philip Zimbardo'nun 1969'da yaptığı bir deneyden ilham alınarak geliştirilmiş. Zimbardo, suç oranının yüksek olduğu, yoksul Bronx ve daha yüksek yaşam standardına sahip Palo Alto bölgelerine birer 1959 model otomobil bıraktı. Araçların plakası yoktu, kaputları aralıktı. Ve olup bitenleri izledi. Bronx'taki otomobil üç gün içinde baştan aşağıya yağmalandı. Diğerine ise bir hafta boyunca kimse dokunmadı. Ardından Zimbardo ve iki öğrencisi 'sağ kalan' otomobilin yanına gidip çekiçle kelebek camını kırdı. Daha ilk darbe indirilmişti ki çevredeki insanlar (zengin beyazlar) da olaya dahil oldu. Birkaç dakika sonra o otomobil de kullanılmaz hale gelmişti. "Demek ki" diyordu Zimbardo, "ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz."


"Kırık Cam Teorisi"nin takipçileri bakın ne diyor: "Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, biri bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım."


Bu teoride olduğu gibi, iç dünyamızda çöplükler hatta çöp dağları oluşmasına sebep olacak cüretli adımlar atmaktan sakınmalıyız.


İşlenen her günahın, ısrar edilen her kusurun zamanla içimizde “yol yapması”ndan şiddetle korkmalıyız.


Kur’an-ı Kerim’de Allahu Teala Hazretleri bu gerçeğe şöyle işaret eder: “Hayır! (Öyle değildir.) Doğrusu kazandıkları (kötü) şeyler, onların kalplerinin üzerinde pas bağlamıştır.” (Mutaffifîn, 83/14).


Hz. Peygamber s.a.s,  "İnsan bir günah işler ve onu tevbe ile silmezse, kalbinde bir leke olarak kalır. Eğer tevbe ederse kalbi yine parlar. İkinci bir günah işlediğinde ise o leke büyür. Ve kalb günah işleye işleye öyle bir kararır ki, bütün kalbi ele geçirir" buyurmuştur.


Asıl bayram, terk ettiğimiz bir kusurun esaretinden kuruluşumuzla ilgili yaşayacağımız sevincin bayramıdır. Asıl mutluluk, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getireceğimiz bir “salih amel”in iç dünyamıza katacağı huzur ve ruh dünyamızda meydana getireceği olgunlukla ilgili yaşacaklarımızdır.


Bayramınız mübarek olsun.


gumuslale@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum